Küresel ekonomi durgunlukla yüksek enflasyon arsında bir bilinmezliğe sürükleniyor
KUR’AN VE İNSAN
PAMUK
Galibiyete Ciddiyetsizlik Yakışmadı
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!
Hüyük’te Turizm Bayramı
Aynı Depremi Bin Kere Yaşamak
İNSANA YATIRIM YAPMAK
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
TÜRKİ CUMHURİYETLERİN JEOPOLİTİK KÖRLÜĞÜ
Dilli şeytan
REZİLLİK DİZ BOYU
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Herkes konuştu O sustu; şimdi O konuşacak dediler ve biz de geçen hafta onun konuştuklarını röportajından okuduk. Bu son dönemde yaşananların ülkemiz için hayırlı olduğunu düşünenlerdenim. Böylece fakirin(!) ne kadar zengin olduğunu, dünyadaki ticari ağlara nasıl yön verdiğini, ulaşılmaz denilen gizli bilgilere nasıl vâkıf olduğunu öğrendik. Bir de hocanın efendi olmadığını.
Bu konuda susmak ya da seçim sonucuna göre taraf alıp konuşmak Türkiye’nin gördüğü bu hıyanetin bir uzantısı olacaktır.
2003 yılından önce bizim bildiğimiz olimpiyatlar dört yılda bir yapılırdı. Ak Parti’nin kurulmasına paralel diyebileceğimiz dönemlerde yeni bir olimpiyatla tanıştık: Eski adıyla Yabancılar İçin Türkçe Yarışması olan meşhuur(!) Uluslararası Türkçe Olimpiyatları. Şunu itiraf etmeliyim ekranlardan belediye başkanlarının, valilerin, kaymakamların, bürokratların, bakanların, başbakan da dâhil olmak üzere aklınıza gelen pek çok tanınmış kimselerin bu olimpiyatlara iştirak ettiğini gördük. Olimpiyatlara Peygamber geldi diyenlere şahitlik edemeyeceğim. Millî ve manevî duyguları harekete geçiren bu organizasyon bir perde gibi engellemiş gerçeklerin görünmesini. Adeta Türkiye’ye yapacakları operasyon öncesi verilen narkoz olmuş.
Paralel dünyalarının millî marşı gibi söyledikleri şarkıdan durumu özetleyen mısraları hatırlatmak yerinde olacaktır.
Âhenkle işleyen saat gibiydi
Bir bir silinip gitmişti karanlık geceler
Yeni bir dünya yeni bir dünya
Yeni bir dünya kuruyorlardı
Dershaneler meselesinde hükümet eyvallah abi emriniz olur dershaneleri kapatmayız deseydi âhenkle işleyen saat gibi paralel dünyanızda işleriniz tıkır tıkır devam mı edecekti? Paralel dünyanızı kurmak için harıl harıl daha ne kadar çalışacaktınız?
Bir bir silinip gitmiş sizin paralel dünyanızda ahde vefa, özel hayat, zalimin zulmüne direnmek, mazlumun yanında olmak, dua etmek, sadakat, …
Başbakan diyor ki biz sizi 28 Şubat’tan tanırız. Kusura bakmayın biz sizi 28 Şubat’tan falan tanımadık, tanıyamadık. Yaptıklarınızı bilsek de art niyet aramadık. Baskıdan öyle davranmışlardır, korkudan öyle söylemişlerdir diye hüsn-i zanda bulunduk.
Biz sizi 7 Şubat MİT krizinde de tanıyamadık. O zaman da uygun görmedik ama her kurumda olduğu gibi cemaat orada da kendi elemanını istiyor deyip geçtik.
Bu ülke sizi 17 Aralık’ta tanıdı. 25 Şubat’ta tanıdı. Yaptığınız bedduadan tanıdı. Gecenin bir yarısı sokağa attığınız öğrencilerden tanıdı. Evlerinizde kalan kız öğrencilere edepsizce yaptığınız şantajlardan tanıdı. Tayyip Erdoğan’ı devirme adına CHP için kapı kapı düzenlediğiniz ikna turlarından tanıdı. Başbakan ve Dış İşleri Bakanı gibi size karşı cesurca konuşan insanlar için yaptığınız kahhariye seanslarından tanıdı.
Bu millet sizi adına hizmet dediğiniz hareketle Türkiye’yi hezimete uğratmak isteyişinizden tanıdı. Mısır’da, Suriye’de, Bangladeş’te, Filistin’de kısacası İslâm dünyasında ümmetin sırtına sapladığınız hançerden tanıdı. Uluslararası sulardaki Mavi Marmara’da açmak istediğiniz delikten tanıdı.
Demek boşuna değilmiş 7 Şubat kavgası. MİT’i Türkiye sınırları içerisine hapsetmek, kendi ülkesi dışına iki tırı bile çıkaramayacak hâle sokmakmış sizin amacınız. Siz neymişsiniz be “abi”. 12 yıldır bir insan gecesini gündüzüne katacak, başbakan olacak ve sen beddualarınla başına yıkamadığın evinden onu polisinle 12 saatte Pensilvanya’dan devireceksin. Bunu da mı rüyanda gördün?
Devlet 2004’ten beri bizi fişliyormuş bakın MGK kararları da bunu gösteriyor. Buna kargalar bile gülmüştür. Siz kendi kendinizi bitirdiniz. Şimdi de milletten yardım dileniyorsunuz. Denize düştüğünüz Kılıçdaroğlu’na sarılışınızdan belli. O kasetle oturduğu genel başkanlık koltuğunun diyetini öderken üç beş de oy devşirir; ama 30 Mart’ta bu borç biter. Sabıkalı haliniz ortada. Sizi yanına almaya cesaret edecek çıkar mı? Size parti kurmaktan başka çare kalmayacak abiler. Bu millet size nasıl el uzatsın. Cemaatten olana her kapı ardına kadar açılırken paralel dünyanızda yer almayana hakkı olduğu halde müdürlük vermediniz, kimine bizden değil diye unvan vermediniz, lojman tahsil etmediniz, nakil talebine türlü bahaneler ürettiniz, sınav soruları ile milletin çocuklarının emeklerini heba ettiniz, ihaleye sokmadınız daha neler neler…
Dün liyakatine bakmadan liste liste hükümete sunulan isimler bugün fişlemeye gerek bırakmamış. Bu benim yorumum ama ne istediniz de vermedik diyen Başbakan, safmışız diyen de onun yardımcısı. Ucuz kahramanlık yapmaya ne gerek var; oturduğunuz koltuğa geldiğiniz kanaldan gidiyorsunuz. Kolu kanadı kırılan hainlerin yeni dünyaları başlarına yıkılıyor bütün mesele budur.
Ergenekon sanıklarından biri tutukluluk sürelerinin kısalması ile tahliye edildiğinde Türkiye’den tarikatların cemaatlerin kökünü kazıyacağız diyor. Ey kendini bilmez sözde cemaat bu insanları Müslümanlara karşı bilemeye senin ne hakkın var. Süleyman Efendi Cemaati, İskender Paşa Cemaati, Menzil Cemaati ve daha birçok cemaati su-i zan altında bırakmaya ne hakkın vardı.
Sizin çıkarsız bir iş yapmadığınız ortada. Yaptığınız güzel şeyleri devlette kadrolaşmak olarak millete fatura ettiniz. Peki, ihanetin bedeli olarak ne aldınız?
Bir Ufuk Turu da Böyle Geçti
Haddinizi Bilin
Büyükşehir’den Beklentiler
2 Kuzey + 1 Güney Doğu = Kürdistan Mı?
Türkiye’ye Niyet Mısır’a Kısmet
Yöneticilik Nedir, Lider Kimdir? (2)
Yöneticilik Nedir, Lider Kimdir? (1)
Benim İçin Mevlana
Yük Hâline Getirilen Kurum ve Sendikalar
Kadına Fiske, Topluma Balyozdur