KONYADA TRAFİK

 

Rabbimin inayetiyle Türkiye'nin büyük bir bölümü yurtdışında ise otuzbeş ülkede kısa veya uzun süreli kalma imkanını elde ettim. Gençliğin dinamizmiyle İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Londra, Moskova, Berlin, Kahire, Tahran, Bangkok, Şam, Beyrut, Riyad gibi şehirlerin caddelerinde sokaklarında yürüdüm. Buralardaki trafik durumu ile ilgili izlenimler edindim.

Batıda pek çok ülkede trafik kurallarına harfiyen riayet ediliyor. Caydırıcı pek çok cezalar var. Ancak kanaatimce halk bu cezalardan dolayı değil daha çok genel bir kabul gören ve hemen hemen herkes tarafından titizlikle uygulanan toplumsal değer yargılarından dolayı kurallara uymaktadırlar.  İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Almanya dönüşü kendisine sorulan "Almanya'yı nasıl buldunuz?” sorusuna "işleri var dinimiz gibi; dinleri var işimiz gibi” sözünde ifade ettiği gibi esasen biz Müslümanların titizlikle uygulaması gereken bir konuyu onlar uyguluyor.

Litvanya'da şahit olduğum bir durumu sizlerle paylaşmak isterim. Trafik ışıklarının olmadığı bir yerde bile bir yaya karşıya geçmek istediğinde tüm araçlar durmakta. Bunu da şöyle bir mantıklı gerekçeye dayandırmaktadırlar: Yaya kör olabilir, sağır olabilir. Ama sürücü belli bir sağlık kontrolünden geçmiştir. Yayanın durumu dikkate alınmalıdır.

Daha uzak doğuya gittiğimizde Japonya, Çin gibi ülkelerde de trafik kurallarına büyük ölçüde uyuluyor. İnsanlar birbirlerine son derece saygılılar.

Ancak ne yazık ki aralarında Türkiye'nin de bulunduğu Mısır, İran, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerde trafik terörü yaşanmaktadır. Kurallar büyük ölçüde deliniyor.

Bir süre bulunduğum Afrika'nın en büyük şehri olan Mısırın başkenti Kahire'de büyük bir trafik keşmekeşliğine şahit olmuştum. Özellikle mesai başlangıç ve bitiş saatlerinde trafik saatlerce duruyordu. Kimi zaman garip durumlarla karşılaşıyorduk. Örneğin hareket halindeki tramvayın güzergahına bir at arabası girmiş ve tramvay durmak zorunda kalmıştı.

Bir metropol şehir olan İran'ın başkenti Tahran'ın da Kahire'den farkı yok gibi.  Burada da Korkunç bir trafik yoğunluğu ve keşmekeşliği var. Halk bu olumsuz gerçekle yaşamaya alışmış gibi. Ana caddelerde ani şerit değiştirmeler, hız ve ışık ihlalleri çok fazla.

Türkiye özelinde ise Konya'mız için güzel şeyler söylemek istiyorum ama ne yazık çok kötü bir tabloyla karşı karşıyayız. Kısa bir süre önce idrak ettiğimiz mübarek Ramazan ayında bile insanların birbirlerine saygısı çok az. Özellikle iftar saatlerinde aceleciliğin doğurduğu pek çok kazaya şahit olduk. Hız sınırını aşıyoruz sürekli makas atıyoruz ve şerit değiştiriyoruz. Özellikle gençlerde oturmuş bir trafik adabı ne yazık ki yok.

Türkiye'deki trafik düzensizliği Konya'ya da sirayet etmiş. Ne yazık ki trafik kurallarına riayetin en az olduğu illerden biridir.

Anadolu Ajansının 6 Nisan 2025 tarihli haberine göre Konya'da son bir ayda drift atan 68 sürücüye 3 milyonu aşkın para cezası verilmiş olması da bunu doğruluyor.

Konya'ya Türkiye'nin değişik yerlerinden gelenler buradaki tabloyu olumsuz değerlendiriyorlar. Batı ülkelerinde yaşayan Türkler, Türkiye'ye geldiklerinde araçlarıyla trafiğe çıkmaktan çekiniyorlar.

Yapılması gereken husus okullarda bu konuda yoğun bir eğitimin verilmesi, yazılı ve görsel basında bu konuya dikkat çekilmesi, ailelerde kurallara uyulması konusunda çocuklara çok küçük yaştan itibaren eğitim verilmesi gerekmektedir.

Diğer bir önemli husus ise trafik kurallarına uyulması konusunda herkese eşit davranılması gerekmektedir. Birilerine verilen imtiyaz ne yazık ki diğerlerinin kurallara uyma eğilimlerini sekteye uğratmaktadır.


Yazarın Diğer Yazıları