Kime Konuşuyoruz/Yazıyoruz?

 

Bir davası, derdi, ideali ve hedefi olan insan konuşur ve yazar.

Peki, konuşan ve yazan her insan dinlenir mi?

Bu sorunun en net cevabı şudur:

Konuşan ve yazan insan başkasını taklit etmiyor, diğerinden çalmıyor, aşırmıyor, kendisinden konuşuyor, yazıyorsa; mutlaka dinlenir/okunur.

İnsan, yaratılışında Allah'ın vahidiyet sırrı ile bakıldığında; diğer insanlara genel hatları açısından benzer.

Aynı insan, yaratılışında Allah'ın ehadiyet sırrı ile bakıldığında; diğer insanlara özel kabiliyetleri veçhesinden asla benzemeyen özgün taraflara sahiptir.

İnsan fikir ve düşünceleri ve onlara tercüman olan dili ve kalemi itibari ile de vahidiyet (benzerlik) ve ehadiyet (farklılık/özgünlük) sırlarına mazhardır.

"Bal arısı” gibi olan insan her çiçekten (kitap/insan/eşya/manzara…) aldığı nektarı/usareyi/özü kendi kovanına çekilip (en az %51) özgün balını yapar ve konuşarak/yazarak Allah'a ve insanlara takdim ederse dinlenir ve okunur.

Mevlana Celaleddin Rumi'nin dediği gibi; "İnsan taklit yolunda ise dağ gibi görünse de saman yığınıdır.”

Başkasını taklit eden ya da ondan aşıran çalan onun gibi olamayacağı gibi kendi de kalamaz.

Kendisi olmayan kişi ciddiye alınmaz, okunmaz ve dinlenmez.

İnternetin gelişimi, yapay zekânın yoğun kullanımı insanları bilgiyi başkalarından kolayca aşırmaya, çalmaya sevk etti.

Oysa en iyi yapa zekânın o konu ile ilgili dünyanın en iyi insanlarından derlediği bilgi reçeldir.

İnsanın derleyip kendi kovanında yoğurduğu/hazmettiği özgün bilgi ise baldır.

Dünyanın en iyi reçeli balın yanına yaklaşamaz.

Asıl azmaz bal bozulmaz.

Yazarlar ve konuşanlar şu ilkeyi de unutmasınlar.

Özgün yazdıklarında kişi dikkatli dinlemese veya okumasa da onların bilinçaltı o bilgiyi mutlaka alıyor ve kaydediyor.

Uykuda beynin kütüphanesinin ilgili raflarına işliyor.

O kişinin hayatının o bilgiyle alakalı bir sahnesinde kütüphane raflarından mutlaka ilgili bilgi geliyor.

O halde; bir derdi, davası ve ideali olan ve bu çerçevede konuşan ve yazan herkes şunu unutmasın:

Konuşan ve yazan okudukları/yaşadıkları/gördükleri/dinlediklerinden derlediği bilgilerle kendine ait bir cümle kurar ve bunu söze ve yazıya döker; bu işi de gönülden yaparsa muhatapları tarafından mutlaka dinleniyor ve okunuyor.


Yazarın Diğer Yazıları