Mikrofonla Ezan Okunurken Sağa/Sola Dönülür mü?

 

Köyümüzde elektrik yokken hoca minarenin şerefinde ezanı dönerek okurdu.

Kıbleye gelen minarenin kapısında "Allah-u Ekber” ile başlar.

Okuyarak ezanı yine aynı yerde "Lailahe illa'l-Allah” ile tamamlardı.

Cami içinde de mikrofon yokken bütün cemaate ulaşmak için sağa/sola dönerlerdi.

Şimdi mikrofonla olurken hoparlörler sesi bütün caminin her tarafına dağıtıyor.

Birkaç imama/müezzine sordum:

Niye dönüyorsunuz?

"Sünnet, Bilal-i Habeş-i böyle okuyordu” dediler.

İslam'da veya her hakikat/hidayete dair konuda işin iki kısmı vardır:

1.Cevher/Öz/Asıl/Mazruf

2.Araz/Kabuk/Teferruat/Zarf

Ezan/Kâmet'ten kasıt namaza davettir.

Bu çağrının helal dairede ve en kolay, israfa kaçmayan şekliyle tasarrufu insan aklı ve kalbine bırakılmıştır.

Hızla değişen ve dönüşen dünyada son zamanlarda biz kelamcıların en çok tekrar ettiği cümleler şunlar oldu:

"İslam'da makasıt sabit, vesail değişkendir. Akaid esasları anayasa, onların hayata tatbikine dair hükümler kanun/tüzük/yönetmeliktir. Akaid sabit ama vesailin sürekli "güncellenmesi” İslam'ın hayata dair önerilerinin tazeliği açısından önemlidir.”

İslam'ın Kuran ve Sahih hadislerle belirlenmiş akaidi İmam Hanefi'nin istihsan yaklaşımı ile "kumaş”, tıp diliyle ifade etmek gerekirse "kök hücre”, bilişim lisanıyla söylemek gerekirse "kod” olarak kabul edilmelidir.

İşin ehli öncelikle kendine sonra talep edene; İslam'ın makasıdı olan akaide dair "kumaş/kök hücre/kod” ları "kişiye özel” uyarlamalıdır.

Bu yaklaşım Mecelle'de şu cümle ile ifade edilmiştir:

"Ezmanın tagayyürü ile ahkâmın tagayyürü inkâr olunamaz (zamanın değişmesi ile hükümlerin değişmesi inkar olunamaz)"

Hazır giyimcilerin yaptığı gibi İslam'ı farazi yorumlarla düzenleyip askıya asıp; işin ehli olmayana "bak hepsi burada hazır, kendine uyanı giy” veya "Kuran/Sahih Sünnet ecza hanesinde her derde ilaç var, gir, bul, al, uygula, şifayı kap” demek evrensel bütün zaman ve mekânlara hitap eden İslam'ın yaklaşımı olamaz.


Yazarın Diğer Yazıları