2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN

Geçici olarak geldiğimiz şu fani dünyada bir kitabın yapraklarını çevirdiğimiz gibi ömür kitabının yirmi dördüncü sayfasını çevirip yirmi beşinci sayfaya yelken açıyoruz inşallah. Her bir sayfa pek çok hüzün ve neşe barındırıyor.  

2024'ü olumlu ve olumsuz genel olarak değerlendirdiğimizde kanaatimce öne çıkan en olumlu olay, yanı başımızda acı ve dramına şahit olduğumuz özgürlüğe susamış bir toplumun nihayet hürriyet pınarına ulaşıp buradan kana kana içebilmesi olmuştur. Ancak umarım bu pınar insanlıktan nasip almamış birileri tarafından kurutulmaz. Neredeyse tamamı halkların iradesini bütünüyle yansıtmayan monarşik yönetimlerce idare edilen Arap dünyasında dikenler bahçesinde bir gül gibi hayatiyetini devam ettirir.

2024'ün en olumsuz olayı, ideolojik bir yaklaşımla çoluk çocuk kadın ihtiyar demeden 45.000 cana kıyan İsrail tarafından Gazze'de gerçekleştirilen katliam olmuştur. Bu katliama kendilerini uygar olarak gören tüm dünya ne yazık ki seyirci kalmıştır.

Televizyon, internet ve sosyal medya toplumsal hayata olumlu katkıdan ziyade olumsuz katkılar sunmaktadır. Tamamen tüketime dayalı dünyalık nesnelere ulaşmayı esas olan bir düzenin özendirildiği günümüz toplumunda, bireyselleşen insanlar farklı arayışlara sürüklenerek aileleriyle bağlarını koparmaktadır.  Geride bıraktığımız yılda, sevgi ve saygının kaybolduğu aile ilişkilerinin zayıfladığı ülkemizde pek çok olumsuz olay yaşanmıştır. Yaşanan bu olumsuzluklar kimi televizyon programlarında kamuoyu önünde gözler önüne serilip tartışmaya açılmıştır. Müspet neticeler vereceği düşünülen bu programların aslında bu olumsuzlukları sıradanlaştıracağı ihtimali göz ardı edilmiştir. Eğer önlem alınmaz, topluma yön verecek örnek dizi filmlerin sayısı artırılmazsa tablonun daha da kötüye gideceği aşikardır.

2024'ün şu son günlerinde ne yazık ki tüm Türkiye'yi meşgul eden ve Türk aile sisteminin ne denli yozlaştığının bir göstergesi olan talihsiz "Narin olayı”nda mahkeme nihayet kararını verdi. Adaletin tecelli etmediği pek çok olayda görüldüğü gibi burada da güçlü olanın kazanacağı düşünülüyordu. Kamuoyu önünde cereyan eden bu olayda güçlü olanın değil hakkın ve haklı olanın kazandığını görmek yüreklere su serpmiştir.

2025'te olacakları yüce Rabbim dışında kimse bilemez. Temennimiz başta ülkemiz olmak üzere bulunduğumuz coğrafyada ve tüm dünyada barış ve esenliğin hâkim olması. Yayılmacı bir politika izleyen İsrail'in mazlum halka yaptığı zulüm ve eziyetin son bulması. Batılı sömürgeci devletlerin daha çok halkı Müslüman ülkeler üzerinde uyguladıkları sömürü politikalarının nihayete ermesi. Ülkemizde son yıllarda artış gösteren kadın ve çocuk cinayetleri başta olmak üzere başkalarının canlarına kastedilen tecavüz ve şiddetin sona ermesi. Tüm insanlığın varoluş amaçlarına uygun olarak ilahi kurallar doğrultusunda hareket etmeleri.

Rabbim iyiliklerin hâkim olduğu, hak ve hukuka riayet edildiği, şiddet ve ölüm haberlerini duymadığımız bir yıl yaşamak nasip eder inşallah. Âmin…