MÜSLÜMANLAR UYANIN DERİN UYKUNUZDAN

İçinde bulunduğumuz şu günlerde ne yazık ki Müslümanların bir şey yapamayıp seyretmekle kaldıkları hazin bir tabloyla karşı karşıyayız. Yüce yaratıcının kendisine kulluk vazifemizi yerine getirmek için yarattığı ve bu geçici Dünyaya gönderdiği biz insanlar burada daimî kalacağımızı düşünerek hareket ediyoruz. Hesaba çekileceğimizi ne yazık ki düşünmüyoruz. Bir gaflet içerisinde adeta derin bir uykudayız. Ancak bizim dışımızdaki kimi güçler ideolojik yaklaşarak kendi dünya görüşleri doğrultusunda yayılmacı bir politika izlemektedirler. Bunların başında arkasına başta Amerika olmak üzere Batılı ülkeleri alan İsrail, 1,5 milyar nüfusa sahip İslam dünyasının gözü önünde Müslüman kanı dökmekte ve ne yazık ki herkes seyretmekten öte bir şey yapmıyor/yapamıyor.

Hak ile batılın mücadelesi Habil ile Kabil'den itibaren devam etmektedir. Dönem dönem Peygamberler dışında İslam davasında mücadele veren ve bu uğurda şehit olmayı göze alan şahsiyetler olmuştur. Bunlardan biri Hindistan ve Pakistan'da İslam davasının önemli savunucularından Muhammed İkbal'dir.  Müslümanların yek vücut olmayıp güncel kısır çekişmelerle birbirleriyle uğraşmalarından çok rahatsız olmuş ve bunu ortadan kaldırmak için yoğun çaba göstermiştir. Mevlâna hayranı olan Muhammed İkbal kaleme aldığı şiirlerle hak din İslam'ın bayraktarlığını yapmış, uykuda olduklarını düşündüğü Müslümanları uykularından uyanmaya çağırmıştır.

Derin uykuya dalan gonca, uyan, uyan kalk:

Nergis gibi gözünü açıp etrafına bak:

Safâ sarayımızı keder, talan etti bak:

Kuşlar ötüyor, uyan! Ezanlar okunmada…

Bu ateşli feryatlar:

Her tarafı kavurdu;

Her tarafta bir figan.

Uyan derin uykudan,

Derin uykudan uyan!

Derin uykudan uyan!

Seher vaktidir, güneş ufukta yükseldi bak!

Şehrin kulağına kanlı bir küpe taktı.

Sahralardan, dağlardan, kafileler, kervanlar

Yola koyuldu uyan!..

Ey dünyayı gören göz, anlayan göz! Uyan da

Gör ne haldedir cihan!

Uyan derin uykudan;

Derin uykudan uyan!

Derin uykudan uyan!

Bak bütün Şark ne halde;

Külü göğe savrulmuş…

Boğulmuş bir inilti; susuyor, eser yok

Bu kaybolmuş bir feryad,

Bu toprakta her zerre bir muztarip nazardır.

Hindistan'dan isyan et, Semerkand'dan, Irak'tan

Hemedan'dan tuğyan et;

Bir hayat göster göster, canlan!

Uyan derin uykudan!

Derin uykudan uyan!

Derin uykudan uyan!

Sen ne biçim ummansın? Ovalar gibi sakin!

Böyle deniz olur mu? artmıyor, eksilmiyor.

Kabaran dalgalar yok, timsahlar kaynaşmıyor

Böyle deniz olur mu? bu denizin yarılmış

Göğsünden başı göğe eren bir dalga ol da

Ufuklara kanatlan

Uyan derin uykudan!

Derin uykudan uyan!

Derin uykudan uyan!

Şüphe uçurumundan fırla; kendini kurtar!..

Ne duruyorsun davran!

Uyan derin uykudan!

Derin uykudan uyan!

Derin uykudan uyan!

 

 

Üzerinden bir asır geçmiş olmasına rağmen Müslümanların bu dramatik durumunda bir değişme olmamıştır. Günümüzde de Müslümanlar, kendi dünyevi meseleleriyle hemhal olup ulvi konuları hep ötelemektedirler. Ancak bilinmez ki bu durum gelecekte dünyevi konularda da kaybetmelerine sebep olacaktır.

Rabbim Müslümanların birlik içerisinde olmalarını nasip eylesin. Amin…


Yazarın Diğer Yazıları