ORTA-DOĞU’DA KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR.
Honda Civic Yenilendi
ŞİİR MEKTEBİ
ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 2
MERHAMET ETMEYEN KİMSEYE MERHAMET OLUNMAZ
YÜZYILIN SOYKIRIMI SONRASI BARIŞ
Kutup Yıldızı
Yıldız mı, Ay mı, Kara Delik misiniz?
Değerli Galibiyet
Ruhun şad olsun ağabey
Konya için tehlike çanları çalıyor
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Son yıllarda Türkiye'nin pek çok yerinde kimi zaman insan ölümüne, yaralanmasına veya psikolojilerinin bozulmasına travmaya sebep olan başıboş köpeklerin durumu henüz tam olarak çözülmüş değildir. Yöneticiler ne yazık ki palyatif çözümlerle durumu idare etmeye çalışmaktadırlar. Konya da bu problem henüz çözülmüş değildir. Neden konuya neşter vurulup nihai bir çözüm üretilememektedir. Düşündürücü…
Bu toplumsal konu yeni değil. Geçmişte de var olan dile getirilen bir konu olmuştur. Türk asıllı Mısırlı ünlü şair Ahmet Şevki, Osmanlı Devleti'nin son yıllarında İstanbul'a yaptığı ziyaretlerde gözlemlediği önü alınamayan bu sorunu "Kilâbu'l-Asitane/İstanbul'un Köpekleri” adlı şiirinde dile getirmiştir.
‘İstanbul, korkuların evi ve ziyaret edeni vesvese bırakmaz' dediler
Şaşılacak şey, orada köpekler güven içerisinde korkulardan emin, insanlarsa korku içinde.
‘Der Saadet (İstanbul)'te çok köpek gördüm sayısı, insanların sayısına eşit belki de daha ziyadedir.
Ordular nasıl taksim edilirse onlar da komutanlar ve erler olarak sokakta düzenli bir şekilde yürüyorlar.
Kimileri koç gibi semiz, kimileri de çekirge gibi zayıftır.
Onların en çok sevdikleri şey, kaldırımlarda uzanarak uyumak ve sokağın ortasında doğurmaktır.'
Kaynaklarda Osmanlı Döneminde kimi vakalar sonucu bazı özel tedbirlere başvurulmuş. Mesela İkinci Mahmud döneminde başıboş köpeklerin saldırısına uğrayan bir İngiliz vatandaşının ölmesi diplomatik krize sebep olmuş; tüm köpekler kayık ile uygun bir adaya nakledilmiştir. Bu çözüm Abdulaziz ve sonraki dönemlerde uygulanmaya devam edilmiş zaman zaman sokak köpekleri Sivriada gibi bazı ıssız adalara nakledilmiştir.
Günümüzde Türkiye'de milyonlarca sahipsiz köpek olduğu belirtilmekte ve ne yazık ki sayıları her gün artmaktadır. Bu konuyla ilgili kalıcı ve köklü bir çözüm üretilememektedir. Uzmanlar çözüm için birbirinden farklı kimi öneriler sunmaktadır. İnsanlardan uzak bir ortamda tutmak, gönüllülerin sahiplenip güvenli ortamda tutmaları, kısırlaştırma ve itlaf etmek. Özellikle sonuncusu yani hayatlarına son verme seçeneği insani değil.
Konya'daki tablo ülke genelindeki tablodan pek farklı değil. Geçmişten günümüze Belediyeler bu konuda kimi faaliyetler yapmışlar. Sivil Toplum Kuruluşlarıyla işbirliği halinde kimi hayvan barınakları yapılmış ve bu başıboş hayvanlar orada toplanmış. Mevcut kimi teşebbüsler var. Ancak bunlar sözlü ve yazılı basına yansıyan başıboş köpeklerin insanlara verdikleri zararları tümüyle yok edemiyor.
Devletin ve yerel yönetimlerin STK'larla iş birliği halinde bu konuyu masaya yatırıp daha köklü çözümler üretmesi gerekmektedir. Bulunduğu semtte bir çocuğumuzun sokakta yürürken parkta oynarken başıboş bir köpeğin saldırısına maruz kalması, hayatını kaybetmesi, yaralanması veya yaşadığı bu tablonun onun psikolojisine yapacağı tahribat kabul edilemez, mazur görülemez. Pek çok alanda gerçekten takdire şayan hizmetler yapan kurumlarımızın böylesi bir konuda zayıf ve etkisiz kalabileceği düşünülemez.
Yüce yaratıcının yarattığı bu varlık aleminin bireyleri olan insanlarla hayvanların birbirlerine zarar vermeden yaşayabileceği temennisiyle sözlerimi Ahmet Şevki'nin şiirine nazire olmak üzere üç dörtlükle sonlandırmak istiyorum.
KİLAB-I KONYA
Yolda giderken parklarda oynarken
Hayaller kurup neşeyle yürürken
Bir sesle irkilirsin durup dururken
Ansızın karşına çıkar kilab-i konya
Çırpınırsın tez elden kaçmak için
Semtin kilabı gelmiş senin için
Sana bu dünyayı dar etmek için
Birçok garipliklerle dolu dünya
Nafile yapılacak hiçbir şey yok
Heyhat geçmez sendeki bu büyük şok
Yegâne yapılacak dua pek çok
Akarken ağzından kilabın salya
ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 2
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
AHLAKI DİNDEN AYRI DÜŞÜNEBİLİR MİYİZ?
KENDİSİNE NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ VERİLEN İLK “MÜSLÜMAN” YAZAR NECİP MAHFUZDA DİN VE BİLİM İLİŞKİSİ
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
ŞEB-İ ARÛS YOKSA ŞEB-İ URS MU?
DÜNYA EDEBİYATLARINDA KÖY VE KÖYLÜ İNSAN
DÜNYA EDEBİYATLARINDA ŞEHİR VE ŞEHİRLİ İNSAN