ORTA-DOĞU’DA KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR.
Honda Civic Yenilendi
ŞİİR MEKTEBİ
ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 2
MERHAMET ETMEYEN KİMSEYE MERHAMET OLUNMAZ
YÜZYILIN SOYKIRIMI SONRASI BARIŞ
Kutup Yıldızı
Yıldız mı, Ay mı, Kara Delik misiniz?
Değerli Galibiyet
Ruhun şad olsun ağabey
Konya için tehlike çanları çalıyor
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Yunaklı Terzi Ahmet (Ünlü) (1899-1974)
Maddenin, çıkar ve menfaatin beşerî ilişkilerde esas olduğu günümüz toplumunda örnek gösterilecek insanlar ne yazık ki gittikçe azalmakta. Sözlü ve yazılı basın hep kötü örnekleri haber etmekte. Belki köşede bucakta tek tük böylesi şahsiyetler varsa da öne çıkartılmamaktadır. Üzerinde yaşadığımız topraklarda idol olarak gösterilecek pek çok örnek şahsiyet yaşamıştır. Bunların günümüz toplumuna tanıtılması büyük önem taşımaktadır. Çok değil yarım asır öncesinde aramızdan ayrılan Terzi Ahmet bunlardan biridir.
Çocukluğumu geçirdiğim Konya'nın Yunak ilçesinde kendilerini tanıma bahtiyarlığına eriştiğim birkaç önemli insandan biridir Terzi Ahmed. Geçen haftaki yazımızda kendisinden bahsettiğim Molla Rahim'le aynı dönemlerde yaşamış, kimi özellikleriyle ondan farklılaşan derviş meşrep bir şahsiyetti. Varlıklı bir insan değildi. Elindeki birkaç tarladan aldığı ürünlerle hem kendi hayatını idame ettirmekte hem de misafirlerini ağırlamaktaydı. Benzeri görülmeyen bir cömertlikle herkesin hayranlığını kazanmıştı. Sahip olduğu kıt imkânlara rağmen çevre köylerden at arabalarıyla gelen kişileri ağırlamasından dolayı gönüllerde taht kurmuştu. Hatta gelen misafirlerin atları için de gerekli arpa ve samanı hazır tutuyordu. Hiçbir ayrım gözetmeksizin tanıdığı veya tanımadığı kişileri evinde günlerce herhangi bir ücret almaksızın ağırlıyordu.
Babamın çok sevdiği bir yakın dostu idi. Onu hep sitayişle anlatırdı. Bir sohbetinde ondan şöyle bahsetmişti: Bir gün birlikte idik. Yakın bir köyden gelen misafirleri ağırladığını görmüştüm. Birkaç gün sonra kendisine gittiğimde o misafirlerin hala yanında kaldıklarını görmüştüm. Kendisine "bunlar hala burada kendilerine bir şey söylemeyecek misin? diye söylediğimde " E bir gün giderler” diyerek misafirlerin gönlünü kıracak herhangi bir davranışta bulunmayıp onların kendi istekleri doğrultusunda hareket etmelerine saygı göstermişti.
"Oda” olarak ifade edilen adeta bir kervansaray ve aşevi gibi hizmet veren Terzi Ahmet'in evi, fakir/varlıklı, yerli/yabancı, kadın/erkek çocuk fark etmeden herkese açıktı.
Yazın harman vakti harman yerine koyduğu küpten oluşan sebile eşeğiyle su taşıyıp, herkesin para kazanmaya çalıştığı bir zamanda o gönülleri kazandı. Cömertliğiyle ilgili pek çok hadise arasında en dikkati çekeni, Yunak'taki mevcut mezarlık yerinin onun tarafından bağışlanmış bir tarla olduğudur. Bu onun dirilere cömertliğinin yanı sıra ölülere de cömert olduğunun bir nişanesi olarak kabul edilir.
Çok fazla bilgili bir insan değildi. Yeni bilgiler edinme konusunda istekli idi. Okumada güçlük çektiğinden, yanına gelen misafirlerine kendisinde bulunan kitapları okutup dinlediği rivayet edilir.
Halk arasında ermiş veli bir kişi olarak bilinmekteydi. Buna delil olarak sayısız şeyler anlatılır. Bir tanesini sizlerle paylaşmak isterim. Eteklerine Yunak ilçesinin kurulduğu Bayatkulu Dağında bir şehitlik bulunmaktadır. Bu şehitlik, hasar görmüştü. Terzi Ahmet, öküzlerine malzeme yükleyerek bu şehitliği tamir etmek için Bayatkulu Dağı'na çıkmaya karar verir. Ancak rakımı yüksek olduğu için öküzler bir noktadan sonra yorularak çıkamaz. Sonra aniden iki öküz gelip malzemeleri şehitliğe çıkardığını görür.
Çocuk denecek yaştaki bizler onun misafir ağırlama cömertliğinin boyutunu pek kavrayamazdık; ancak cebinde taşıdığı şekerleri bizlere ve diğer çocuklara dağıtmasıyla çocukluk dünyamızda önemli bir yer edinmişti.
Rabbim böyle cömert hiçbir menfaat gözetmeden insanlara yardım eden şahsiyetlerin sayısını artırsın. Âmin…
ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 2
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
AHLAKI DİNDEN AYRI DÜŞÜNEBİLİR MİYİZ?
KENDİSİNE NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ VERİLEN İLK “MÜSLÜMAN” YAZAR NECİP MAHFUZDA DİN VE BİLİM İLİŞKİSİ
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
ŞEB-İ ARÛS YOKSA ŞEB-İ URS MU?
DÜNYA EDEBİYATLARINDA KÖY VE KÖYLÜ İNSAN
DÜNYA EDEBİYATLARINDA ŞEHİR VE ŞEHİRLİ İNSAN