ARILARIN GİZEMLİ DÜNYASI

Çalışmadan, yorulmadan, hiçbir emek sarfetmeden para kazanmanın gittikçe yaygınlaştığı günümüz dünyasında çalışkanlığı ve disipliniyle örnek alınabilecek hayvanlardır arılar. Sadece bu gösterdikleri yoğun çaba ve gayret değil şifa kaynağı bal nimetini insanlığa takdim etmeleriyle de temayüz ederler.

Kuran-ı Kerim'de arı anlamında "Nahl” suresi vardır. Bu surenin 68 ve 69. ayette yüce Allah şöyle diyor:

Ve rabbin bal arısına şöyle ilham etti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine yuvalar edin. Sonra her türlü besleyici ürünlerden ye; rabbinin koyduğu kanunlara boyun eğerek çizdiği yollardan git!” Onların karınlarından, farklı renk ve çeşitlerde şerbet (kıvamında bir sıvı) çıkar ki onda insanlara şifa vardır. İşte bunda da düşünen bir topluluk için açık delil bulunmaktadır.

Asırlar öncesinde eril olarak da kullanılan arı kelimesinin burada özellikle dişil olarak kullanıldığını görmekteyiz. Bununla bal yapan arıların dişi olduğu ortaya çıkmaktadır ki o yıllarda bunu bilebilecek bilimsel bir ortam yoktur.

Bizler için böylesine değerli arıların gizemli hayatına baktığımızda enteresan hususlar gözümüze çarpar. Bilim insanlarının fosiller üzerinden elde ettikleri bulgulara göre ilk arı fosili 100 milyon, insan fosili ise 300 bin yıl öncesine aittir. Bu da şunu gösteriyor ki insanlar yokken arılar varmış.  Tarih boyunca arılar, ürettikleri baldan dolayı kutsal sayılmışlardır. Kovanları ve bal yapma usulleri kutsal metinlerde Allah'ın bir mucizesi olarak gösterilmiştir. Mitolojide bolluk ve bereketin sembolü ve aynı zamanda şairlerin ilham perisi olmuştur.

Ağaçların oksijeninin devamlılığında büyük bir role sahiptirler. Çiçeklere polenleri dağıtarak bitkilerin, ağaçların meyve vermesine, tohumlarını dağıtmasını sağlarlar.

Arılar ve diğer böceklerin çoğu, insan gözünden farklı çalışır. Onlarda petek gibi görünen hücresel bileşik bir görme sistemi vardır ve oldukça hızlı çalışır. İnsanlardan farklı olarak ultraviyole ışınlarına duyarlı foto reseptörlerine sahiptir.

Arılar 1 kilogram bal yapabilmek için ortalama 96.000 kilometre yani Dünya'nın etrafında yaklaşık 2,5 tur atacak kadar yol kateder. Bu mesafe kovanın nektarları topladıkları çiçeklere uzaklığına ve nektardaki şeker yoğunluğuna bağlı olarak değişebilir

Arılar tarafından kovandaki çatlakların kapatılması, kovanın bakteri ve virüslerden korunması amacıyla üretilen propolis, arıların dünyasının gizemli bir ürünüdür.

Küçük bir beyni olmasına rağmen 950.000'den fazla nörona sahiptir. Bu yönüyle diğer hayvanlardan farklı bir özelliğe sahiptirler. Arıların kendi beslenmesi için almış olduğu gıdayı sindirim sisteminden geçerek önce mide, daha sonra ince ve kalın bağırsaktan geçtikten sonra anüs vasıtası ile atmaktadır. Arılarda dışkılama kovan dışında ve uçuş esnasında yapılmaktadır. Bal arısı ishal olmadığı sürece kesinlikle kovan içinde dışkısını bırakmazlar. Dolaşım sistemi ana damardan başlayıp ve vücudun her yerine dolaşan küçük damarlarda oluşmaktadır. Ana damar üzerinden 5 odacık olarak ifade edilen yer vardır. Bu 5 odacık yer kan pompalayarak bir nevi kalp görevi görmektedir. Arıların kanı renksiz ve saydam şekildedir. Arılar yaşamlarını hava ile sağladıkları için kanda oksijen bulunmaz. Kanın görevi besin maddeleri taşıyarak vücutta oluşacak artık pislikleri dışarı atmasını sağlamaktı

Ortalama bir arı hayatı boyunca bir çay kaşığının 12'de 1'i kadar bal üretiyor. Yarım kilo bal için bir grup bal arısının 2 milyon çiçeği gezmesi gerekiyor.

Bal arıları kendi aralarında dans ederek anlaşırlar. Bir bal arısı bulduğu yemek kaynağının konumunu ve kovana mesafesini, yaptığı özel bir dans ile diğer arılara anlatır.

Bal arıları kanatlarını aklınızın alamayacağı kadar hızlı (saniyede 230 defa) çırparlar. Duyduğumuz "vızzz” sesi de işte bu hızla çırpılan kanatlardan çıkar.

Bal arılarının 170 koku alıcısı bulunuyor. Bizlerin bazılarının kokusunu alamadığımız çiçeklerden o lezzetli balları üretiyorlar.

"Sizin en değerliniz insanlara en faydalı olandır.” sözünün sahibi Hz. Peygamberin ümmeti olarak çalışan üreten bütün insanlığa örnek olabilen bir toplum olma temennisiyle…

 


Yazarın Diğer Yazıları