PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
İyi insan, yol gösteren rehber, mürşit, karanlığı aydınlatan Mehtaplar, gönülleri ısıtan güneş misali gönlü güzel insanlarımız aramızdan ayrılsa da, onların yerine bu görevi ifa edecek çok kıymetlerimiz gelmiştir ve gelecektir. Bu, kıyamete kadar böyle devam edecek. Rabbimizin vaadi budur. Zira böylesine değerlerimizin yerine yenileri gelmediği takdirde, dünya yaşanmaz olur.
Baktığımız zaman dünyanın çivisini çıkaranlara karşı kahramanca, yiğitçe, korkusuzca karşı duranlar bu gönül dostları olmuştur.
"Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle değiştirin. Buna gücünüz yetmezse dilinizle değiştirin. Buna da gücünüz yetmezse kalben buğz edin. Bu en sonuncusu imanın en zayıf halkasıdır” buyuran Peygamberi ilkeye uygun hareket sergiler gönül dostları.
Rabbimiz: "Sen doğru olursan, eğri sana zarar veremez”, "Salih müminler kurtuluşa erenlerdir”, "Akıbet, Allah'ın emir ve yasaklarına uyanlar, Kur'an'ca hayat sürenlerdir” demiyor mu?
Zulmün yenemediği, zalimlerin çaresiz kaldığı kahramanlardan Nevzat ARABACI'dan söz ediyorum.
Allah rahmet eylesin. Nevzat Arabacı ile Anadolu Lisesinde birlikte çalıştık. Gerçekten diyalektiği kuvvetli, mantıklı yorumları vardı. Mutlaka ikna ederdi. İslam'a hakaret eden, alay edenleri hırpaladığı olurdu. Asla İslamî konudan taviz vermezdi. Fikirleri berrak, ikna edici, tabir yerindeyse insanın elinden tutup Cennete götürecek kadar mukni deililler serd ederdi. Bir ateisti mutlaka ikna yoluna gider ve bu konuda sabırsızlık göstermez, yorgunluk nedir bilmezdi.
Vefatına kadar Aydınlar Ocağı salı sohbetlerine devam etti. Zaman zaman da Selçukya şiir akşamlarını teşrif ederdi. Okunan şiirlerden haz alır, özellikle İslamî ve tevhidi şiirleri duyunca mutluluktan uçardı sanki.
Konya Emekli müftüsü Ahmet Poçanoğlu anlatıyor:
"1973 yılında Konya İmam Hatip'e gelişi halen devam eden bir fırtına etkisi doğurdu.
Öğretmenliğe Kulu lisesinde başlamıştı; -halen Nevzat hocanın öğrencilerinin her alanda Kulu'da etkisi devam eder.- Kulu Lisesinden sürgün, yağız bir delikanlı olarak tayin edildiği okulda her şey O'nun etrafında dönmeye ve şekillenmeye başladı.
Felsefe hocasıydı; sorular soruyor, sorulara cevaplar arıyordu. Dersi bütün öğrenciler tarafından iştiyakla takip ediliyor, okulda gündem oluyor, tartışılıp konuşuluyordu. Dersinin olmadığı sınıfları da; öğle paydosunda veya ders çıkışlarında ziyaret ediyor seminerler veriyordu. Tenefüslerde öğrenciler, bal toplayan arılar gibi hocanın etrafındaydı.
Hoca gelinceye kadar etrafında belki de kimsenin olmadığı barfiksin etrafı hocanın atletik ve sportmen gösterisi sebebiyle dolup taşıyor, bütün öğrenciler O'nun gibi barfiks çekebilmek için yarışıyordu.
Bir de İmam-Hatibin mescidinden bahsetmeli; Nevzat hocadan önce seyrek ve dolmayan saflarla namaz kılınan okul mescidi dolup taşıyor hatta namaz kılacak öğrenciler sıra bekliyordu.
İmam -Hatip öğrencisi namazın tadını, Müslüman olmanın heyecanını yaşamaya başlamış; alınan sert tedbirlere rağmen vazgeçmediği kahvehanelerden ve sinemalardan çekiliverip Nevzat hocanın etrafında İslam'ın adamı olarak kenetlenivermişti.
Bu kenetlenme hemen arkası kesilmeyen sürgünleri getirmiş, hapisler ve işkencelerle devam etmişti. Hoca sağlam karakterli, cesur ve çok dayanıklı bir insandı. Bütün bunlara tek başına dayandı. Suç olarak isnat edilen hiçbir meselede suç ortağı ismi vermedi, zorunlu kalmışsa kendisi üstlendi. Zorluklara, işkenceye dayanma, hapishanede yatma konusunda herkese örnek oldu. 12 Eylülün o zorlu günlerinde Nevzat hocanın uğradığı baskı ve işkenceye başka birisi uğrasaydı ne çok kişi hapislere girerdi.
Daha sonra normalleşme ve iktidar günleri geldi, nice zor zamanlarda yalpalamış dava adamları iktidarların nimetinden faydalandılar.
Nevzat hoca huzur içinde Kur'an'ın adamı olarak çalışıp koşturdu öğrenciler yetiştirdi. Makam mansıp sevdalısı değildi. Bütün ömrünü İslam'ın yeryüzünde hakim olması, Allah yolunda cihad eden bir mücahit olarak harcadı.
Allah cc Nevzat hocamıza rahmet eylesin. Makamını cennet eylesin. Çok arzuladığı şehit mükafatıyla nimetlendirsin.” (15 AĞUSTOS 2022)
PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ