Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Şöyle bir söz var, “eski camlar bardak oldu”, “o köprülerin altından çok su aktı”, “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”, “Men Dakka dukka”…
Çok yakın bir zamanda milletçe üzerimize giydirilmeye çalışılan, halk tabiriyle “deli gömleği” kabilinden olan 28 Şubat enkazı kürünmeye, pisliklerinden arındırılmaya çalışılıyor! O dönemin hesapları tek tek inceleniyor! Kim nerede ne yaptı? Ülke kasasını, milletin kesesini nasıl beyhude yere harcadı? Kendini dokunulmaz sananlar, halka nasıl ve niçin tepeden bakarak tepelemeye yeltendi? “siyasi hayatıma da mal olsa 8 yıllık kesintisiz eğitim mutlaka çıkacaktır” diyen siyasilerin o zamanki icraatları, onlara çanak tutanların el ovuşturarak, “evet efendim”ci tavırları ayrı ayrı hesaba çekilecek!
Bilindiği üzere TBMM’de bu konuda bir Komisyon kuruldu. Bu komisyon, her şeyi en ince detayına kadar ele alıp inceleyecek, geçmişteki karanlık noktaları aydınlatacak!
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Sözcüsü İdris Şahin, komisyonun şimdiye kadar resmi kurum ve kuruluşlardan talep ettiği bilgi ve belgeler, dinlediği kişilerle ilgili tutanaklara ilişkin raporlama çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Komisyon, çalışmalarına başlamasından bu yana ciddi bir doküman elde etti. 43 uzman bu dokümanlar üzerindeki çalışmalarını sürdürüyor.
Darbe ve muhtıralara ilişkin TRT'nin ve özel televizyonların arşivlerinden de faydalanılmıştır. Ayrıca her dönem için gazete arşivi de toplanmış bulunmaktadır!
Başbakanlıktan; 1957 ile 1983 yıllarını içine alan; Tüzük, Genelge ve Yönetmelikler takip edilmiş, Bakanlıklardan araştırma konusu olan dönemlerle ilgili belgeler istenmiş, YÖK, Diyanet İşleri Başkanlığı, HSYK ve MİT’ten de gerekli bilgi ve belge talebinde bulunulmuştur.
Artık kimse, “ben istediğim gibi kazanır, istediğim gibi harcarım, kimse benim özgürlüğüme müdahale edemez” kabilinden sözler söyleyemez. Zira böyle bir sözün ileride topluma çok büyük badireler açacağı ve geçmişte açtığı ortaya çıkmıştır. Tabii ki kimse, kimsenin özgürlüğüne müdahale edemez. Zaten böyle bir durum da yok. Ancak “benim özgürlüğüm var” diyerek başkalarının özgürlüğüne kısıtlama ve ülke bankalarını, ülkenin hazinesini çarçur etmeye de hakkı yoktur. Buradan hareketle;
28 Şubat dönemine ilişkin çalışma kapsamında, bankalarla ilgili de araştırma olacak, 1991 ile 2007 yılları arasında, dönemin siyasetçileri, askerleri ve üst düzey bürokratlarına yönelik hesap hareketleri incelenecektir. Amaç; 28 Şubat süreci öncesi, sürecin yaşandığı dönem ve sonrasındaki gelişmeleri daha iyi analiz edebilmek. Bu konudaki araştırmada dönemin aktörlerinin banka hesapları da önem arz ediyor.
Hiçbir şey dünkü gibi olmayacak, olmuyor ve olmamalıdır. “ben yaptım oldu, kim ne karışır! Ben verdim” anlayışı tarihe karışmıştır! Ülkenin üstündeki kara perdeler kaldırılmış, temiz ve aydınlık bir sayfa oluşturulmaktadır!
İşte onun için BDP, Diyarbakır’ı karıştırma çabasındadır! Bu yüzden terör örgütü durmadan kalkınmaya darbe vurmakta, iş makinesi yakmakta, dükkanların kepenklerini indirtmektedir! BDP’nin yaptığı ile PKK’nın veya KCK’nın yaptıkları arasında bir fark var mı? “Kürt halkının hakkını koruyoruz” diyerek masum, günahsız Kürt kardeşlerimizi istismar etmektedirler! Acaba Kürt kardeşlerimiz bu tür söylemlere kanıyorlar mı? Yoksa öyle mi görünüyorlar? Hayır asla kandıkları, aldandıkları falan yok!
“Keser döner sap döner gün gelir hesap döner”. Unutulmasın ki BDP ve Terör yandaşları bir gün bu yaptıklarının faturasını en ağır biçimde öderler. Meclis’e girerek, dokunulmazlık kılıfı altında terör estirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur! “valiniz suç işliyor, Polisiniz suç işliyor, Bakanınız suç işliyor, başbakanınız da suç işliyor!” diyerek tehditler savurmakla siyaset olmaz! siyaset, ülkeyi sakinleştirmek, kalkınmasına destek vermek, barışa giden yolu açmakla mümkün olur. PKK ve KCK nasıl, yaptıklarının faturasını en ağır şekilde ödüyorsa, BDP de en ağır biçimde ödemek zorundadır!
Ülke sakinleşiyor! Türkiye demokrasiye doğru hızlı adımlarla gidiyor! Elbette yeni bir doğumda sancılar olacaktır! Terörün, teröre destek veren siyasi partilerin çabası budur! Bunlar, şer odaklarının son çırpınışlarıdır!
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET