PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
Bu şunu dedi, bu böyle dedi, olmadı şunları söyledi!... uzar gider dedikodular! İnsanın zamanını alır götürür! Hiçbir kimseye yararı olmayan, “ma la yani” tabir edilen, hayatımızı iflasa sürükleyen birçok saçmalık! Sevgililer sevgilisi resulullah efendimiz, “insan iki şeyde aldanıyor, boş vakit ve sağlık”, “siz bana; dilinizi ve cinsel organınızı korumaya söz verin, ben de size cennete gireceğinize söz vereyim” buyurur.
Bütün olumsuzluklardan kurtulmak için seçkin zaman dilimlerine girmiş bulunuyoruz. Şimdiye kadar yaptıklarımız geçti! İşlediğimiz günahların daha fazla artmaması, kalan ömrümüzü-ki ne zaman öleceğimiz belli değil- daha akıllıca geçirmek için fırsat zamanı! Bu konuda bakın neler söylenmiş;
VUSLÂT YAKARIŞLARI
Ya Rab, bir aşk verdin bana;
Yanıp durdum Senden yana!
Canı kurban dedim Sana;
Rahîm Sensin, rahmet Senin!
Ezel ebet devletin var;
Her zerrede, kudretin var!
Ne tükenmez servetin var;
Rezzak Sensin, nimet Senin!
Benden yakın oldun bana;
Hangi yüzle dönem Sana?!
Akıl yetmez bu devrana;
Kâdir Sensin, kudret Senin!
Gelen gider, giden gelmez;
Can Senindir bu can ölmez!
Onca sırrı çözen olmaz;
Hakîm Sensin, hikmet Senin!
Şükrü bulduk varlık ile
Sabrı gördük darlık ile!
Edep derdik erlik ile
Rahman Sensin, izzet Senin!
Kalp, adınla Seni okur;
Okudukça bir aşk dokur!
Elimdedir verdiğin nur;
Samed Sensin, himmet Senin!
Rıfat ARAZ
Seni, incinirsin diye gönlümde saklayamam,
Alçalırsın korkusuyla gözümde de tutamam,
Seni gözümde, gönlümde değil, canımda saklayayım ki;
Son nefesimde bana son yar olasın.” (Şems-i Tebrizi)
Hz. Mevlânâ şöyle der:
"Canu dil râ takati ân cûş nîst
Bakî gûyem der cihan, yek hûş nîst."
Can ve gönülde, yani kalpte hakikat coşkunluklarını kaldıracak takat ve bu kulakta da işitecek istidat yoksa ben kime ne söyleyeyim?
"Herkucâ gûşî bûd ez vey çeşum çeşt
Herkucâ seng ki bûd ez vey yeşim dest."
Nerede bir kulak varsa, ondan yol gösterici yol hasıl olur.
Nerede bir taş varsa, söz dinlerse eğer, taş olmaktan çıkar, yeşim derecesine yükselir.
PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ