“YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL”

Mevlana'nın yedi öğüdü, herkes tarafından bilinen, okunan, ezberlenen ve hatta levhalara yazdırıp işyerlerine, evlere astığımız oluyor. Sık sık okuyoruz ve; "ne güzel demiş Mevlana” diyerek takdir de ediyoruz. 

Yüce kitabımız Kur'an; "Niçin yapmadığınızı söylersiniz?” der. Bu; "İki yüzlülük yapmayın, samimi olun, içiniz dışınız bir olsun, söylemlerinizle, eylemleriniz çelişmesin…” demektir.  

Söylemlere, sözlere, bol keseden atmalara…bayılıyoruz! Öyle ya konuşmak parayla değil. Hele atmasyon derseniz, bunun için dilin kemiği yok ya, her tarafa döner. Bir de üstüne üstlük yemin ettin mi! oh ne âlâ. Durun daha bitmedi; söylediklerimizi teyit etmek için; "ekmek Kur'an çarpsın, Allah belamı versin…” cilasını da sürdük mü, artık karşımızdakinin inanmaması ne mümkün! 

Nasıl olsa problemlerle uğraşan, sıkıntılara göğüs geren birileri var. O uğraşsın, ben her türlü herzeyi yiyeyim. Memleket batıyormuş, depremde birçok can kaybı varmış, insanlar şu kış kıyamette; aç, açıkmış, ülkede Kovid-19 salgını varmış, insanlar bu salgında hayatını kaybediyormuş… neme lazım, bana ne. Ben maske falan kullanmam, kimse bana yaptırım uygulayamaz. Hiç mi hiç ilgilendirmez aymazları. 

Hastaneleri eleştirir, ezana hakaret eder, tekbirden rahatsız olur…hülasa ne kadar güzellik varsa onu sıkar, huzurunu kaçırır, uykusuz kalır bu olanlardan! Hiçbir gün iyimser olmaz. Hep; "yarısına kadar boş bardak” der, hiç; "yarısına kadar dolu bardak” dediğini duymaz ve görmezsiniz. Haktan bahseder ama sorumluluğunu bilmez. "Bu maaş yetmiyor” diye sızlanır fakat en pahalı sigarayı, içkiyi içmekten geri durmaz. En lüks lokantalara gider, her yıl en pahalı yerlerde tatil yapar, en pahalı, en lüks arabaya biner… sonra; "para yetmiyor” nanesi çiğner. Yetmez, böyle olana, dünyanın hazinelerini versen doymaz. İşin içinde şükürsüzlük, kanaatsizlik var.  

Fabrikamdan işçileri; "kriz var, zarardayız” yalanıyla çıkartır, bir de yalandan konkordato çekerim, ne güzel olur! Ha, yemin mi? ondan ucuz ne var ki?

Müşterilerin gözünü boyamak, dostlar alışverişte görsünler diye, her yıl umreye de giderim. Etrafımda; "bu, ne kadar mütedeyyin, ne kadar inançlı bir insan!” desinler. Nasıl olsa bilmezler içimi…

Bu tür insanımızın sayısı epey fazla. O kadar ki, iktidarın durumuna göre kılık değiştiren, hükümetlere göre tavır sergileyen, işini yürütmek için her boyaya boyanan riyakâr tipler var bu toplumda. Menfaati için, en fanatik partili olarak görünmekten çekinmezler. 

Maskelerle hayatımızı maskelemişiz. İmanımız maskeli, kutsal değerlerimize sadakatimiz sahte… öyle bir hale gelmişiz ki, bu yalakalığın faturasını hükümete kesmekten geri durmayanlar bile var. Yaklaş yanına, konuştur herifçioğlunu, sanki kendisi sütten çıkmış ak kaşık. Bütün kabahati hükümetin üstüne atar. Öyle ya hükümet günah keçisi!

"İnandım, iman ettim” deriz. Ama nasıl inanılacağını, kime nasıl ibadet edileceğini, Allah'ın nasıl bir güç olduğunu, Kur'an'ın içindeki hükümlerin evrensel olduğunu bildiğimiz halde çarpıtırız!  

Rabbim diyor ki; "Eğer şükrederseniz artırırım, küfrederseniz azabım şiddetli olur” , "Akıl etmez misiniz? Düşünmez misiniz?” "kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın”…

Maskeler Dünyası

 

Çok adam tanıdım, kimleri bildim,

Sevgiler besledim, kinleri sildim,

Umutla sesledim, hinleri buldum,

Hilekar nadanlar, öldürür beni!

 

Maske yüzde gezer, aslı iflasta,

Gönüller kederli, cümlesi yasta,

Muhlisler hederli, olmuşlar hasta,

Riyakar insanlar, soldurur beni!

 

Yüzüne gülerler, samimiyetsiz,

Menfaat dilerler, tümü niyetsiz,

Terk edip giderler, seni sebepsiz,

Yalancı çehreler, yıldırır beni!

 

Muhabbet manasız, sözler lekeli,

Kalpler sızdırıyor, sırlar lekeli,

Akan yaş sahtekâr, gözler lekeli,

Münafık nazarlar, çıldırır beni!

 

Bir Türlü! 

 

Hasbîlikler mevta hepsi mezarda,

Harbîlik satılmaz çarşı pazarda

Muhabbeti aşkı kitap yazar da,

Gönül Kâbe'sine sığmaz bir türlü!

 

Rüyalar mesajla yorulur artık

Ata internette sarılır artık,

Hatır telefonla sorulur artık,

Gerçek sevgilere değmez bir türlü!

 

Nasihat dinlemez hakaret bilir,

Can karalamayı ibadet bilir,

Hakk'a küfretmeyi saadet bilir,

İnsanî yollara ağmaz bir türlü!

 

Sabah vakti erken kalkmayı bilmez, 

Ana babasına bakmayı bilmez,

Bilgilerden uzak satmayı bilmez,

İrfan meclisine doğmaz bir türlü!


Yazarın Diğer Yazıları