Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Bu yılın Camiler ve Din Görevlileri haftasının konusu; VEFA. Sık sık dile getiririz, her toplantıda, arkadaş ve dost meclislerinde söyleriz. Kelimeleri, cümleleri terennüm etmek yeterli değil, asıl olan onların içini doldurabilmek, ete kemiğe bürümektir. Vefa gibi daha birçok deyim, kelime ve ifadelerimiz var. Fakat hepsi askıda kalıyor, o an söyleyip geçiyoruz.
Vefâ, dostluk ve muhabbette sebat etme, sevgide süreklilik, bağlılık ve sadâkat... Sözünde durma, verilen sözü yerine getirme mânâlarına gelir.
Vefayı anlamak için ta gerilere, elest bezmine, Rabbimizle ruhlar alemindeki mukavelemize gitmemiz gerekir.
Kimse, bir başkasını, karakaşı, kara gözü için sevmez ve itibar etmez. Sevmek için; boyunun uzunluğu, karizması da yetmez. Söyledikleri, konuştukları; insanların istekleriyle örtüşüyor mu? İnsanlar o kimseyi dinleyince, "hah işte benim duygularıma tercüman oluyor, benim demek istediklerime, yapmak istediklerime bu adam veya adamlar cevap veriyor” diyebiliyor mu? Takip ediyorum adamda, yalan yok, hırsızlık yok, bol keseden vaad dağıtmak yok, konuşurken ayaklarının yere basmaması diye bir durum söz konusu değil gibi güzel duygulara sahip olabiliniyor mu?
Hz. Muhammed (SAV)'in; herkes tarafından benimsenen hususiyeti neydi? "Muhammed'ü-l Emin” oluşu değil mi? Müşrikler, her şeyi söylüyorlardı ama; "yalancı, dürüst değil” diyemiyorlardı! Bunun için mallarını, en kıymetli hazinelerini bile teslim etmekten çekinmiyorlardı! İnanç konusunda savaşa giriyorlar ama emin oluş noktasında tek referans Hz. Peygamberdi!
Bunu niçin söylüyorum? O, bizim için bir örnek, bizim için bir yol gösterici değil mi? Tabii; "inandık, Müslüman'ız” diyorsak. Lafla Müslümanlık olur mu? Her türlü; inanca, Kur'ana aykırı, Allah'ın ve resulünün hoşuna gitmeyen işler yapacağız, sonra; "elhamdülillah Müslüman'ım” diyeceğiz! İnsanlara şirin görünmek için; Allah'ı, Peygamberi, Kur'an'ı referans göstereceğiz fakat iş uygulamaya geldi mi yan çizeceğiz!
İnsanlar nazarında en hassas nokta; "din ve dini değerlerdir”. Bunları kendi menfaatlerimize, kendi çıkarlarımıza kullanamayız. Kullandığımız zaman iflas bayrağını çekmiş, itibardan düşmüş oluruz. Zaman zaman böyle kaymalar, din kisvesi altında insanları kandırmalarla karşı karşıya kalabiliyoruz.
KALU BELA; bir sözleşmedir.
Bezm-i elest; "la ilahe illallah Muhammeden resulullah” Allah'tan başka ilah yoktur. Muhammed (SAV) O'nun resulüdür cümleleri içinde cereyan eder.
"Fe'stekım kema ümirte” Emir olunduğun gibi dosdoğru ol.
Bunun adına; "L”dan "İLL” ya demek doğru olmaktadır.
Hayat iki kelimeden ibaret; "L” ve "İLL”. Evet diyebilmek için önce hayır demeyi öğrenmek, hayatımızda; "Hayır” lara da yer vermek gerekir.
Sözün özü; insan olabilmek ve insan kalabilmenin yolu vefadan geçer.
Vefa!
Aslını ararım nerede saklı?
Semt ismi mi yoksa lafta mı vefa?
Özlemle beklerim vuslata aklı,
Sanal bir isim mi rafta mı vefa?
Masalda geçen Anka kuşu mu?
Aşılmayan dağın dik yokuşu mu?
Riyakâr sözlerin can yakışı mı?
Ovada yaylada Kaf'ta mı vefa?
İnsanı kandıran yalan sözde mi?
Manasızlıktaki sönen özde mi?
Sevgiler bitiren küllü közde mi?
Sahte yığınlarda safta mı vefa?
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET