UNUTULMAZ ANILAR HAZİNESİ; BAYRAMLAR!

Kâşgarlı Mahmud'un tesbitine göre kelimenin aslı Farsça beẕrem/beẕrâm olup "sevinç ve eğlence günü” demektir ve beyrem/bayram telaffuzu Oğuzlar'a aittir

Kelimenin aslının Farsça olması ve beẕ(m)râm şeklinde tahlil edilmesi muhtemel görünmektedir.

Bu takdirde beẕrâmın açılımı şöyle olur;

Beẕm "yiyip içme, konuşup eğlenme meclisi” ile

"hoş ve sevinçli” anlamını taşıyan râm kelimesinin birleştirilmesi sonucu elde edilmiş, "neşeyle konuşup eğlenme, yiyip içme meclisi” anlamında bir birleşik isimdir.

Bayramlarda dikkati çeken başlıca özellik yeme içmeye fazla yer verilmesidir. Bunun sebebini sadece eğlenmeye zemin hazırlamakta aramamak gerekir. Çünkü eğlenmekle ilgisi olmayan dinî bayramlarda da yeme içmenin bayramın gereklerinden olduğu görülmektedir.

Nitekim Müslümanlar için yılın her gününde oruç tutmak câiz olduğu halde bir aylık farz orucu takip eden ramazan bayramının birinci günü ile bilhassa fakirlerin et yiyebilecekleri kurban bayramında (dört gün) oruç tutmak yasaklanmıştır. Yine birer dinî bayram sayılabilecek aşure günü ve kandil gecelerinde de özel yiyecekler (aşure çorbası, helva, kandil simidi) yapılmakta ve komşulara dağıtılmaktadır.

"Bayram”; sevinç, bitmeyen mutluluk, huzur ortamı, el ele tutuşmak, anne ve babalarla aynı sofra etrafında toplanıp muhabbet içinde yemek yemektir. Sofrada:

-"Canım annem” diyebilmek, babamıza;

-"Canım babam” sözünü edebilmektir.

"Bayram”; gözyaşlarının silindiği, yoksul ve kimsesizlerin bilindiği, garip gurabanın aranıp bulunduğu, boynu büküklerin boynu bükük kalmadığı, hasretlerin vuslata döndüğü…şetaret anlarıdır.

Aynı mahallenin çocuklarıydık, aynı oyunları oynar, aynı çocukluğumuzu paylaşırdık. İçten gelen, gönülden kaynayan, bitmeyen sevince gark olmak için bir tarafınızın düşük, kalbinizin buruk olmaması lazım. Bayramlar böyle olursa bir anlam kazanır.

  1. hiç yamalı köylü lastiği giydiniz mi? Bu yamalı lastiği boyayıp bayram ziyareti yaptınız mı? Başkalarının verdiği az giyilmiş ceket ve pantolonla mahallenizde bayram ziyaretine gittiniz mi? Herkes yepyeni elbise ve ayakkabılarla, anne ve babalarının elinden tutmuş neşe içinde komşuları bayramlarken bendeniz bunlardan mahrumdum.

Yeni elbiseler giyinmek, yeni ayakkabıları yastığının altına koyarak uyumak, uyanınca bakardım ve;

  1. bir rüya mı? Yoksa gerçekten benim de bir yeni ayakkabım mı var?” diyerek mutlu olmaya çalışırdım.

Bu yüzden, ne zaman sırtında elbisesi, ayağında ayakkabısı olmayan birini görsem, bunlara el uzatmadan, bunların halini düzeltmeden gönlüm huzura ermez. Böyle garibanların da bir nebze olsa sevinç yaşamaları, bayramı bayram gibi tatmalarına vesile olmanın mutluluğunu yaşamaya çalışırım.

  1. bölüşünce ne güzeldir bayramlar.

 

 

 

 

Beyaz Sayfa

 

Ana sütü gibi temiz ve berrak,

Karalanmamış hiç bembeyaz sayfa,

Günah lekesiyle kir bırakarak,

Karalanmamış hiç bembeyaz sayfa!

 

Her sabah taze gün sevgi saçılır,

Muhabbetle güller renk renk açılır,

Gönül safa bulur vebal geçilir,

Karalanmamış hiç bembeyaz sayfa!

 

Keşkeye aldanma günler dolmadan,

Korkak yüreksizler zaman çalmadan,

Mahcuplukla yüzler kara olmadan,

Karalanmamış hiç bembeyaz sayfa!

 

Ellerle dillerle canlar yakmadan,

Gönül Kâbe'sini asla yıkmadan,

Gözü kapatarak öze bakmadan,

Karalanmamış hiç bembeyaz sayfa!

 

 

 

Bayram Günleri!


Kirlenen ruhlara rahmetler yağar,

Karanlık geceye gündüzler sığar,

Umutsuz olana umutlar doğar,

Müjdelerle gelir bayram günleri!


Ölü toprakların dirildiği an,

Gül bahçelerine girildiği an,

Beratlarımızın verildiği an,

Sevenleri bulur bayram günleri!


Bükülen boyunlar tebessüm eder,

Muhabbetler doğar teşerrüf eder,

Selamlaşır dostlar teberrük eder,

Gönülleri alır bayram günleri!


Yedi düvel ile herkes el ele..

Ne büyük armağan ne hoş nevale,

Pınarlardan akan temiz şelale,

İhlaslarla dolar bayram günleri!

Yazarın Diğer Yazıları