Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
İnsanın hayatında unutamadıkları vardır. Bunlar adeta mermere kazınan yazılar gibidir. Yıllar, asırlar, çağlar geçse de hafızadan silinmez. İlkokula başlama anılarının yeri bir başka oluyor; okulda yapılan piyesler, oynanan oyunlar, arkadaşlıklar, siyah önlük beyaz yakalık, elimizde tahta çanta, boynumuzda silgi. Okulda kara tahtada tebeşirle yazı yazmak ve dört işlem çözmek...
Ortaokula başlamanın hatırası da başka olurdu. Zira artık yaş biraz daha ilerlemiş, biraz daha olaylara bakış açısı değişmiş olarak ortaokul döneminde kravat takıp, şapka giyip( Bizim zamanımızda okullarda şapka vardı; İmam Hatip Okulunun şapka şeridi beyaz, Orta okul ve Liselerin şapka şeridi sarı, Ticaret Lisesini şeridi kırmızı, Sanat okulu (Endüstri Meslek Lisesi) şeridi yeşildi.
Liseden mezun olma anındaki hava ve tavır daha değişkendi; öyle ya artık lise bitmiş, üniversiteye adım atma zamanı gelmiş oluyordu. Üniversite adayı bir insan her şeyi bilen, dünyayı yeniden keşfeden, "allame(!)” oluyor. Üniversiteden mezun olma anı unutulmayacak anların en önemlisidir. Çünkü hayata atılmanın, yepyeni bir âleme kapı aralamanın heyecanı vardır.
Askerlik hatıraları derseniz bambaşka olur. İlk defa silah kullanmak, ilk defa nöbet tutmak, ilk defa kışla hayatı ve asker karavanasından yemek yemek. Hele o postal kokusu, koğuşlardaki askerlerle sıla muhabbeti, sılaya yazılan mektuplar, sıladan gelen mektupların büyük bir heyecanla ve gözyaşları içinde okunması…Çarşı iznine çıkınca PTT önündeki kartpostalcılardan kart postal alıp memlekete, anneye babaya, yavukluya, eşe, çocuklara mektup yazmalar…
Çocukluğumun 23 Nisanlarını hatırlarım; Atatürk stadyumu (Şimdiki Konya Millet bahçesi) içinde öğrenciler renk renk giysiler içinde, her birinde ayrı bir neşe, her birinde mutluluk yüzlerinden okunurdu. Veliler, anne ve babalar tribünde bu manzarayı seyrederdi. Okullar teker teker geçitten geçer, protokol zevatı halkı ve öğrencileri selamlardı. 23 Nisan şarkıları, türküleri ve marşlar söylenirdi. Genelde hava soğuk olur, öğrenciler ve özellikle minik öğrenciler soğuktan titrerlerdi. Çok güzeldi o günler. Okullar bir kaç gün öncesinden bayraklarla süslenir, grapon kâğıtlarıyla sınıflar ve okullar çiçek bahçesi olurdu!
İlkokuldaydık. Cumhuriyet Bayramları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı bir başka güzel olurdu. Okullar bu bayramlara özenle hazırlanır, günlerce çalışma yapılırdı. Hele o askeri tören alayının geçişi bendenizde ayrı bir mutluluk oluştururdu.
Bilhassa Cumhuriyet bayramlarındaki geçit merasiminin tadına doyamıyorum. Her meslekten, her iş alanlarından meslek mensupları; Yorgancılar yorgan dikerek, berberler trai yaparak, demirciler örs üstünde demir döverek, şekerciler halka şeker dağıtarak… bu fakir en çok şeker dağıtma anındaki izdihamı severdi. İnsanlar şeker kapacağım diye birbirini ezecek duruma gelirdi.
Zaten ne zaman askeri bando ve merasim alayının bir geçit töreni olsa halkımız tarafından ve de çocukların ilgisini çekerdi. Hala da öyledir.
Âşığım Sana Konya!
Yaranların diyarısın, ağyarları yakarsın,
Hoşgörü deryasısın Mevlana'ca bakarsın,
Her zaman gönüllere muhabbetle akarsın,
Dünyanın gözdesisin âşığım sana Konya!
Bağrında sayısızca aşkın gülü bitiyor,
Belde-i muhayyere canlara can katıyor,
Bağımsızlık uğruna birçok şehit yatıyor,
Vatana sevdalısın âşığım sana Konya!
Sevgileri akıtır, asırlardır dost arkın,
Sema törenleriyle öne çıkıyor farkın,
Dillerden düşmüyor hiç gönüllerdeki şarkın,
Mana erenlerinle âşığım sana Konya!
Gündüzümde sen varsın, gecelerimde de sen,
Cümlemde kelimemde, hecelerimde de sen,
Baş tacımsın sen benim yücelerimde de sen,
Her zaman kalbimdesin âşığım sana Konya!
Çocukluk Konya'm!
Bahçeliydi evler hep sekiliydi,
Samimiyet çoktu aşk ekiliydi,
Avlusunda çiçekler dikiliydi,
Sanki gülistandı çocukluk Konya'm!
Komşularım vardı Kalfa Solaklar,
Sessizdi cadde, sakindi sokaklar,
Temizdi doğa berraktı sulaklar,
Bir destandı benim çocukluk Konya'm!
Yazın tozlu, kışın çamurdu yollar,
Pazara giderdi üretken eller,
Kahırlar içinde bilinmez haller,
Unutulmaz andı çocukluk Konya'm!
Seyyar satıcılar sık sık gezerdi,
Nerde çocuk görse ora sızardı,
Kayalı park bize günlük pazardı,
Mutlu bir zamandı çocukluk Konya'm!
Bayramlarda yeni esvap giyerdik,
Hal hatır sorunca bayram sayardık,
Dualar alınca manen doyardık,
Coşkulu mekândı çocukluk Konya'm!
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET