PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Ne zaman SEYDİŞEHİR söz konusu olsa babam aklıma gelir. Babamın yurdu Seydişehir olunca, bu ilçe ile ilgili ne söylesem, ne yazsam az. Babam; Seydişehir/ Çavuş nahiyesi (Mahallesi), Bükçe köyünden. Köyde onu; "NASREDDİN" diye bilirler. SELÇUKYA SANAT'IN konuğu Seydişehir Belediye başkanı sayın Mehmet Tutal idi. Seydişehri, babamın yurdunu anlata anlata bitiremedi. O anda gözümün önüne babam geldi. Babamın o çileli, kahırlı, gözü yaşlı hali geldi. Seydişehri, Bükçe'yi hatırlamak, babamı hatırlamaktır.
Tüm; ölmüş, anne ve babalara rahmet diliyorum.
Babam!
Bin Dokuz yüz altı Temmuz ayında,
Çavuş beldesinin Bükçe köyünde,
Minik Mehmet doğdu Yörük soyunda,
Neşelere boğdu sevgili babam!
Köyleri dolaştı gitti illere,
El avuç açmadı namert ellere,
Sırtında heybesi düştü yollara,
Hasretlere ağdı sevgili babam!
Hayatı hep kahır ömrü de çile,
Huzur bulamadı gülmedi bile,
Kelamım suskunca gelmiyor dile,
Dertleriyle doğdu sevgili babam!
Temizce kazandı helalden yedi,
Doğruyu savundu Hakkı söyledi,
Kanaat ederek sabır eyledi,
Hakka boyun eğdi sevgili babam!
Yaşı elli beşti kederli bir yaz,
Eşini kaybetti yüreği ayaz,
Gözyaşları döküp ederdi niyaz,
Kederini yığdı sevgili babam!
Kalbi kan ağladı günleri yaslı,
Can evinde kilit elemler aslı,
Bir hazan mevsimi kapattı faslı,
Mezarına sığdı sevgili babam!
Babamın köyü Bükçe'deydim. Sılayı rahim yaptım. Daha önce konuştuğumuz gibi köy ile ilgili bir kitap hazırlanması, eldeki bilgiler ışığında tarihinden, coğrafi özelliklerinden, sosyal dokusundan, folklorundan, imece usulü çalışmalardan…söz edilmesi daha doğrusu Bükçe'nin tanıtılması gerektiği hususunda Bükçeliler Dernek Başkanı Alaaddin Bayar ile mutabakata vardık. Yine bir Bükçeli ve Bükçe sevdalısı olan yakın zamanda İzmir'deki Seydişehirliler Derneği kurucu Başkanı kıymetli Ramazan Türkcan kardeşim de oradaydı. Onun davetlisiydik. Türkmen Köyü demem boşuna değil. Bükçe ve havalisi Horasan'dan gelen Türkmenlerden oluşmaktadır. Bunun öncülüğünü de Seyyid Harun Veli yapmıştır.
Bükçe:
Bük sözcüğünün ağızlarda bulunan anlamlarından biri "yamaç, sırt"tır. Çavuş bucağına bağlı bulunan Bükçe köyü, yamaç kenarına kurulmuştur. Dolayısıyla köyün adını yer şekillerine bağlı olarak aldığı öne sürülebilir.
Bükçe, Konya ilinin Seydişehir ilçesine bağlı bir mahalledir. Önceleri köy iken, 2012 yılındaki yasa değişikliğinden sonra mahalle olmuştur.
Bük kelimesi tarihte bilinen ilk kez bük "sık çalılık, koruluk" Divan-i Lugat-it Türk (1070) eserinde yer almıştır. Bük; Ovada veya dere kıyısında çalı ve diken topluluğu. Böğürtlen. Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar. Dönemeç anlamlarında kullanılır.
Bükçe, hayal ettiğim gibi çıkmadı karşıma. Köyde sadece birkaç ev kalmış. Diğerleri tamamen diğer illere göçmüş. Arazi tarıma elverişli değil. Olsa olsa hayvancılık yapılabilir. İstenirse hayvancılık konusunda adından söz ettirecek durumda.
Oturduğumuz evin balkonundan biraz ilerde çardağa, ahıra benzer harap olmuş bir yapı gördüm. Sorduğumda, okul olduğunu, nüfusun azlığı sebebiyle ilgilenilmediği ve taşıma eğitim vasıtasıyla ya İnlice ya da Çavuş'a gidildiğini öğrendim.
Köyde dükkân bulunmamakta. Eğer ekmek evde yapılmıyorsa bir ekmek için ya Çavuş'a ya da İnlice'ye kadar gitmek gerekecek. Şayet bir misafir gelirse, evde de hazırlık yoksa adı geçen yerlere yolunuz düşecek, ihtiyacınızı oralardan karşılayacaksınız.
Namaz sonrasında şöyle bir dolaşalım dedik. Dolaşmak dedimse sanki parkları, dinlenme yerleri var da, çocuk bahçeleri bulunuyor da orada dinlenelim anlaşılmasın. Birkaç ev var zaten, halk da yaylalarda. Bir baştan bağırsan diğer uçtaki insan rahatlıkla sesinizi duyar.
Köy Odasında sadece çoban oturuyor. Çobanın ulaşım aracı; karakaçan, uzun kulak. Çoban, köyün büyükbaş hayvanlarının otlatılması ve bakımından sorumlu.
Şirin bir camii var. Ama halk yaylada olduğu için cemaati yok. Aslında bu kadar az evde kaç tane insan var ki.
Köy çok göç almış arazi olumsuzluğundan dolayı. Ancak devletten destek alınarak hayvancılık yapılabilir. Bu konuda da elini taş altına sokan yok. hayvancılıkla; süt, yoğurt, peynir, et… ihtiyacının karşılanması açısından Bükçe uygun bir yapıya sahip. Küçükbaş hayvancılık da yapılabilir. Tavukçuluk için de müsait bir ortama sahip. Yeter ki istensin. Böylelikle köyden şehre değil, şehirden köye göç başlayabilir. İstihdam sağlanabilir. İş imkânı oluşturulabilir.
Ayrıca bir tatil köyü projesi de devreye alınabilir. Bunun için de devletin desteği olduğunu biliyorum. Sanırım Tatil Köyü uygulaması çok iyi ve yerinde olur. Bunu Bükçeli müteşebbislerin düşünmesinde fayda vardır diye düşünüyorum.
Babamın Köyü!
Hasretiyle özlemiyle yandığım,
Rüyama giren içimdeki büyü,
Toprağı taşına hasret kaldığım
Ataların yurdu babamın köyü!
Bükçe dağlarında kekikler biter,
Suları çağıldar, bülbüller öter,
Bu mübarek toprak gözümde tüter,
Vuslata bekliyor babamın köyü!
Kaynak sularından içmek isterim,
Virajlı yolunu geçmek isterim,
Dağını hasretle aşmak isterim,
Gözümde tütüyor babamın köyü!
Türkmendir aslım Öztürk'üm ezelden,
Hak yol güzeldir sapmadım güzelden,
Şiir yazdım beste yaptım özelden,
Türkülere konu babamın köyü!
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER