TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI

Tevhid kelimesini sadece dille söyleyivermek, özümüze indirmemek, hayatımıza uygulamamak tevhid anlayışının özüne uygun mu? Her şeyi sözde bırakıp, güzel kelimelerle insanları tesir altına almak onları büyülemek… ne kadar doğru davranış?

Aslında hayatımız tevhid ile iç içe. Tabir yerindeyse Rabbimiz bizleri yaşadığımız sürece terbiye ediyor. "Rabbü'l alemin” in dünyada yansımasını her an görüyoruz. Daha doğrusu Rabbimizin tüm sıfatları gözümüzün önünde tecelli ediyor. Tecelli ediyor da ne hikmetse bunu bir türlü idrak etmiyoruz. Yani aklımızı çalıştırmıyor, beynimizi işletmiyoruz. Halbuki Kur'an'da. "Niçin yapmadığınızı söylersiniz?”, "Niçin düşünmezsiniz?”, "Biz Kur'anı kolaylaştırdık, var mı ibret alan?” diye bas bas bağırıyor fakat insanoğlu inadından, zalimliğinden körü körüne hareket ederek Hakkı yok saymaya kalkıyor.

Hakkı yok sayma konusunda bugün dünyada yaşanan olaylar açık ve net gösteriyor ki Tevhide sarıldığımız vakit asla ve kat'a yeryüzünde ne savaş olur, ne katliam, ne soykırım, ne insan hakkı ihlalleri.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki yeryüzü İslam'a doğru koşmakta, Tevhide kucak açmaktadır. Zira asıl olan Haktır, batıl, sonradan arız olmuştur. Onun için. "Hak geldi batıl zail oldu” denir. Hakkın varlığı, Tevhide teşne. Güzel ahlak temel, kötülük arızî. Bakınız, aklınızı terletiniz, göreceksiniz ki su aka aka yolunu bulacaktır. Hiç bir zulüm payidar olmamıştır, olmayacaktır. Yeter ki bizler; samimi, kararlı, Tevhidi şuurun farkında olalım.

Tevhid: kardeşliğe davettir. Tevhid; barışın sembolüdür. Tevhid; devletlerin huzur içinde, ilahi yasalar istikametinde karar vermektir. Tevhid olursa işler rayında işler.

"Ben Tevhide inanmıyorum” demek kadar akıl dışı bir şey olamaz. Çünkü tevhid dışında bir şey yoktur. Çünkü Tevhid bizi çepeçevre kuşatmıştır. Etle tırnak gibi, sağ gözle sol göz gibi. Kalbimiz, beynimiz gibi. Hava gibi, su gibi…    

Allah Yaratır!

Karışamaz kimse Rabbin işine,
Erkeği kadını Allah yaratır,
Takılmayın üç beş nadan peşine,
Bütün canlıları Allah yaratır!

Elinde mi senin yaratma gücün?
Cinsiyeti bozup belirtme gücün?
Nerden geliyor bu diretme gücün?
Zerreyi küreyi Allah yaratır!

Şerefli payeyi bozmak ne diye?
Şu cennet dünyada azmak ne diye?
Sefilane halde gezmek ne diye?
Eksiksiz şekilde Allah yaratır!

Bir avuç toprak, bir damla susun sen,
Kokuşmuş bir beden, işte busun sen,
Neyine güveniyorsun, nesin sen?
Evreni hiç yoktan Allah yaratır!

Samimiyet!

Tertemiz bembeyaz tortusuz hayat,
Dostların geçtiği yol samimiyet,
Amasız fakatsız korkusuz hayat,
Yıkmayan dökmeyen yel samimiyet!

Alnı açık gezer dümdüz saflarda,
Hiç hilafı olmaz asla laflarda,
Her zaman her vakit gözü aflarda,
İnsanca uzanan el samimiyet!

Göründüğü gibi gezer dolaşır,
Gönüller fetheder cana ulaşır,
Muhabbet sunar her yana ulaşır,
Sevgiyle sarılan kol samimiyet!

Kafanın içinde art niyet yoktur,
Aslından süzülen berraklık çoktur,
İçilen süt gibi bembeyaz aktır,
Riyaları silen sel samimiyet!

Kalpleri fetheyle Yunus misali,
Ahlakta irfanda Yusuf emsali,
Canlara canlar kat Leyla timsali,
Düpedüz dosdoğru kal samimiyet!

Elinle dilinle kimseyi kırma,
Şefkat kanadı ger bîgane durma,
Günahı setreyle yüzüne vurma,
Elif gibi dimdik ol samimiyet!