PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
Ülkemize pahalıya malo lan, sayısız insanımızın yok olmasına, hayatına kast eden, Türkiye’nin, ilerlemesi, kalkınması, ayağa kalkması ve koşmasına mani olan terör konusunda ortak harekete CHP’den olumlu cevap geldi! Elindeki terörü önleme tedbiri ile ilgili dosyayı Başbakanla paylaştı. Aslında daha önce AK PARTİ; herkese kapsının açık oladuğunu ve bundan sonra da olacağını, ülkenin menfaati konusunda hiçbir ön şartlarının olmadığını söyledi ve söylüyor. Bu harekete CHP kanadından yeşil ışık yanması güzel bir davranıştır! CHP genel Başkanı sayın kemal kılıçdaroğlu; her parti ile görüşeceğini açıkça deklare etti. Fakat MHP peşinen kapıyı kapattı! MHP’nin bu tavrı, tabanı tarafından iyi karşılanmadı. Devlet Bahçeli’nin genel başkanlıktan gitmesi için çalışmalar hızlandı. Bakın MHP Genel Başkanı sayın devlet Bahçeli ne diyor bu husuta; "AK Parti Bitirecekse Biz Kaybetmeye Hazırız. CHP'nin 'öneri' diye gündeme taşıdığı 10 maddelik 'çöküş planının' yalnızca iki yerinde terör ifadesine yer verilmediğini, bölücülük sorununa ise hiç değinilmediğini kaydetti. Türkiye'nin Kürt sorunu yoktur ve olmayacaktır. 'Vardır' diyenler, yüzyıl önceki küresel hesap ve güçlerin bugünkü zaman diliminde piyonluğuna ve uşaklığına soyunanlardan başkası değildir. Bizim idrakimizde ideolojik veya inanç temelli hiziplere, tahrik edilerek belirginleşen çatışma dinamiklerine geçiş yoktur. Kimin nerede doğduğu ya da nerede doyduğunun önemli olmadığını ifade eden Bahçeli, vatanın her bir karışına, her santimetre karesine aynı göz, aynı duygu ve aynı bağlılıkla yaklaştıklarını vurguladı.
Devlet Bahçeli, Kürt kökenli kardeşleriyle 'sorun' kelimesini yan yana getirmenin, her şeyden önce nimet ve had bilmezlik olduğunu belirtti.
''Bölücülüğün kökünü kurutacaksa biz haksız çıkmaya ve iktidara gelmemeye de hazırız. Türk milleti kazandıktan, refah ve saadet ortamına kavuştuktan sonra zaten bize de gerek kalmayacaktır. Biz milli ve manevi konuları siyasi kaygılarla ve oy hesaplarıyla değerlendirecek ve ölçecek düşüklüğü Allah'a şükürler olsun ki hiç göstermedik, bundan sonra da göstermeyeceğiz.''
CHP genel başkanı da; “insanlar yaşasın liderliğim gitsin. Bütün mesele bu sorunun çözülmesidir.” Dedi.
İlk bakışta CHP’nin girişimlerini alkışlamamak mümkün değil. Aslında sadece CHP değil, TBMM’de grubu bulunan hatta meclis’te olmayan bütün siyasi partilerin de bu konuda, “EVET BİZ BU ÇALIŞMAYA KATILIYORUZ. ARTIK TERÖR DENİLEN BELADAN KURTULALIM” demeleri gerekir.
Mesele yalnızca siyasi partilerin meselesi değil. Bu, bu vatanda bulunan, bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını teneffüs eden, nimetlerinden yararlanan herkesi ilgilendirir. Kimsenin, “bana ne, beni hiç mi hiç alakadar etmez, kim ne yapacaksa yapsın kan dursun…” diyecek lüksü yoktur, olmamalıdır. Meydanlarda bas bas bağırmak, hamasi nutuklar atmak, halkı galeyana getirmek yerine, “ben ne yapabilirim? Benim bu çorbada ne kadar tuzum olabilir? Her şeyi siyasilerden beklemek, her meselede hükümeti suçlamak ne kadar doğru? Elimi taşın altına sokuyor muyum? Sorumluluk alıyor muyum?” diye düşünmek ve harekete geçmek gerekir.
Zaten şimdiye kadar terörün bitmemesi; “armudun sapı, üzümün çöpü” anlayışıyla yola devam edildiği içindir. Eğer bu tür yanlışlıklara izin verilmesin, böylesine itici tavırlarla hareket edilmesin, terör başta olmak üzere ülkeye zararlı hiçbir tutum söz konusu olamaz. Bütün mesele, sorumluluk ve elimizi taşın altına sokma meselesidir.
“Kula bela gelmez hak yazmadıkça
Hak bela vermez kul azmadıkça”
“Neme lazımcılık, vurdumduymazlık, ilgisizlik, insanların kanından para kazanma, empati kurmama, kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmak, iğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırmama” birer toplum hastalığıdır. Bu hastalıktan kurtulmadıkça TEMİZ TOPLUM’a kavuşamayız.
PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ