TASARRUF ÜZERİNE AKLI TERLETMEK

Tasarruf; Biriktirme, idareli harcama demektir. Tasarruf; ya da birikim, yeni yatırımlar yapmak için kenara para koymak, bir yatırım aracına vererek ekonomide yeniden para oluşturulması yani paradan para kazanmak ve böylece yeni yatırımlar yapılmasını sağlamaktır. Günlük dilde ise tasarruf, sıklıkla, masrafları kısmak anlamına gelmektedir.

Tasarruf, bir kişinin gelirinden aylık olarak belirli bir miktar para ayırarak, gelecekteki ihtiyaçları karşılamaya veya belirli bir hedefe ulaşmaya yönelik bir çabadır.

 

Tasarrufta şunlara dikkat etmek gerekir;

 

Gereksiz harcamalardan kaçının. ...

İndirim çılgınlığına kapılmayın. ...

Yemek de eğlence de evde daha ucuz. ...

Gereksizse söndür. ...

Yüksek enerji tasarruflu ürünler kullanın. ...

Para biriktirmeyi alışkanlık haline getirin.

 

Tasarruflu olmak, öncelikle israf etmemek demektir. Boşa geçen zaman da, gereksiz yere yanan ışıklar da israftır. Lüzumsuz çalışan her âlet, hor kullanılan her eşya israftır. Bir işin verimsiz yapılması, ham maddelerin ziyan edilmesi, iyi planlama yapılmadığı için kaybedilen zaman ve emek hep israftır.

Çoğunlukla parasal anlamda algılansa da tasarruf, verimli bir yaşamın temel taşlarından biridir. Zamanı, yeteneği, eşyayı verimli kullanmak, israf etmemek. Böyle bakıldığı zaman, tasarruflu olmak bir yaşam biçimini ifade ediyor.

Tasarruf etmek bireylere başka avantajlar da sağlar. Tasarruflu davrandığınızda ekonomik olarak rahatlar; para ile birikim yapabilir, borçlarınızdan kurtulabilir, yatırım yapabilir veya acil durumlar için kenara yedek akçe koyabilirsiniz.

Buraya kadar hep parasal ve maddi olarak tasrruftan söz ettik. Bir de madde dışında olan tasarruf vardır ki, en çok bu hususta zarar ediyoruz.

Kur'an'ı Kerimde Rabbimiz:

"Asra yemin olsun ki insan kesinlikle hüsrandadır ancak; iman eden, hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç” buyurur.

 

Sevgili peygamberimiz tasarruf konusunda şu hayat ilkesini gözlerimizin önüne sermektedir;

 

"Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin;

 

Yaşlılık gelmeden gençliğin,

Fakirlik gelmeden zenginliğin,

Meşguliyet gelmeden boş vaktin,

Hastalık gelmeden sağlığın,

Ölüm gelmeden hayatın.

 

Rabbimiz bizlere; iyi, rahat ve düzenli bir hayat yaşamamız için imkânlar veriyor. Fakat nedense Allah'ın kurallarına uymuyor ve zarar çekince de. "yandık Allah” diyoruz.

Kur'an, bizleri;

"Niçin düşünmezsiniz? "Akletmez misiniz?”, "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın”, "Niçin yapmadığınızı söylersiniz?...

Kıymetli dostlar, şu sözü söyleyemeyiz, "Kime ne, benim param, benim sağlığım, benim çalışmam… istediğim gibi harcarım kimse karışamaz.” Allah, her yaptığımız davranışın hesabını soracaktır.

Bunun için Peygamberimiz: "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin” buyurur.

Hülasa tasarrufta her birimize görev düşüyor. Üst kademeler tasarruf etsin, ben keyfime bakarım deme lüksümüz yok. Zira herkes kendinden sorumlu. Kimse başkasının günahını da sevabını da çekmez.  

 

 

     Dondu!

  
Muhabbet üşüyor, hazanda canlar,

Şirretlik ayyukta irfanlar dondu,

Saatler isyanda ağlar zamanlar,

Yürekler daraldı vicdanlar dondu!

 

Rabbin kelamına kulak vermedik,

Gülistana girip güller dermedik,

Ruhu doyurmadık öze varmadık,

Aymazlık içinde cananlar dondu!

 

Sevgi unutuldu saygılar rafta,

Merhamet denilen durur agrafta,

"Gözyaşı silelim” sözleri lafta,

Namazı unuttuk imanlar dondu!

 

Ayaklar felç oldu gözler morardı,

Tüm maskeler düştü yüzler sarardı,

El uzatmadık kalpler karardı,

Ne hallere düştük iz'anlar dondu!


Yazarın Diğer Yazıları