İki satır yazıyı okumuyoruz. Eldeki belgelere bakmıyoruz. Nasıl olsa başkaları bizim için düşünüyor, okuyor, yorum yapıyor!…açarsın televizyonu, o, bizim yerimize konuşur, bizim adımıza karar verir, bizim namımıza düşünür! Neden kendimizi yoralım ki? Kur’an; “Oku” diyormuş, düşünün uyarıları varmış! Olsun, evde; yatmak, internete girmek, cepten mesajlaşmak, televizyonda lüzumsuz programları izlemek varken, hiç, okunur mu?
Evet, değerli dostlar! En büyük ve en öncelikli ibadet olan; okumayı bıraktık! Onun için iki yakamız bir araya gelmiyor. Bu yüzden birbirimizi yiyoruz. Okumayan, düşünür mü? Fikir üretir mi? aklını terletir mi? aklını terletmeyen, alnını da terletmez.
Okumadığımız için; her güne bir kılıf buluyoruz. Olayların içini doldurmuyor, sadece şov yapıyoruz! Kelimeleri, cümleleri, harfleri…yerinden etmişiz. O bakımdan hiçbir şeyin tadı yok!
Biz, kendi kültürümüzü, kendi tefekkür tarzımızı, kendi fikriyatımızı ikame etmeye mecburuz. Bunun adına; “İslam Kültürü” denir. İslam kültüründen, İslam inancından uzaklaştık; batıya kul, köle olduk! Batı ne derse; “doğru, o, iyi bilir…” anlayışına sahip olduk. O kadar ki; batı, bir kertenkele deliğine girse, biz de girmek için yarış yaptık! O da, bunu fırsat bilerek misyonerlik propagandasıyla; özümüzü kemirmeye çalıştı, kemirdi de!
Batı Batı Dedikleri!
Batı batı diyerek batmadık mı?
Batının çirkinliğini alarak, ahlakı satmadık mı?
Fenni, ilmi, tekniği bir kenara koyduk,
Modernlik diyerek gençliği sokağa atmadık mı?
Yazar Yusuf Kaplan, “İngiliz oyunlarının merkezinde Türkiye var!” başlığıyla kaleme aldığı yazısında; “İngilizlerin 200 yıldan bu yana bütün oyunlarının merkezinde Türkiye’nin bulunduğunu, şimdi de benzer bir oyunun maşa örgütler üzerinden sahnelendiğini belirterek “İngilizler DAEŞ’le İslâm dünyasının halklarını İslâm’dan uzaklaştırmak istiyor” diyor.
Kaplan, dışardan etrafımızı ateş çemberine çeviren; içerden de terörle etmek ve ölümcül darbeyi vurmak isteyen çevrelere karşı uyanık olmamız gerektiğini belirtiyor.
(...) Kapitalizmin kurucusu İngilizler, Osmanlı'yı teslim alamadı ama Türkiye'yi teslim aldı. Kapitalizm, düvel-i muazzama ile üzerine üzerine gelerek Osmanlı'yı dışardan durdurdu nihayetinde. Türkiye'yi ise laikleşme projesinin temellerinin atıldığı Lozan düzeniyle içeriden vurdu.
Adam sende deme!
Yanlış varsa ortada bunu kim düzeltecek?
Herkes bir yana çekse, ne olur sonuç?
Kimse sorumsuz değil, bir işe eğilecek,
Kötülüğü gidermemek, en büyük suç!
Bana ne, giden ağam, gelen paşam
Diyemezsin, mutlaka dur denilecek!
Maske!
Diller uzun, kalp virane,
Gönül iflas, göz bîgane,
Akıl satılık, beyin divane!
İnanç lafta, ruh harabe,
Kur’an rafta, hile şahane!