PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
“Doğrudan Kur'andan alarak ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm'ı” M.Akif Ersoy.
İnsanın görevi; her türlü fedakarlığı yapmak, diğer insanlara yardım etmektir. Bunun adına- içinde Allah rızası varsa- ibadet denir. Zaten; art niyetsiz, samimi olarak yapılan her şeyin adına aynı zamanda “AMEL-İ SALİH” denir. Kur'an-ı Kerim'de: “İnsan zarardadır. Ancak iman eden, amel-i salih işleyen ve hakkı, sabrı tavsiye edenler hariç....” buyrulur.
“İnandım, iman ettim, ben de Müslüman'ım...” demek yetmiyor. İşin içine eylem, aktivite, fiil girmeli, mutlaka söylemlerimizi eyleme dönüştürmeliyiz. Üzümün çöpü, armudun sapı var, demenin manası yok. Bu insanlar bizim insanımız. Biz nasıl insan isek, diğerleri de aynı şekil ve biçimde insandır. Rengi, ırkı, milliyeti, inancı, kültürü, mensubiyeti, mezhebi.... ne olursa olsun!
Çektiğimiz sıkıntıların kökeninde; söylemi çok, eylemi az yapmak yatmaktadır! Ne hikmetse çok konuşuyor, az çalışıyoruz! Halbuki, çok çalışıp, az konuşmamız gerekmez mi?
Din eğitimi vermek için; vakıflar, dernekler, kültür merkezleri... kurmak, kitaplarla, dergilerle, sinema ve tiyatro gösterileri ile devamlı insanları meşgul etmek gerekir. Hıristiyanların filmlerinde sık sık haç ve kilise ön plana gelmiyor mu? Her yabancı filmin içinde Hıristiyanlık kokmuyor mu? .....
Kur'an Bizden Ne İstiyor? Hz. Muhammed (s.a.s.)'in insanlığa getirmiş olduğu evrensel mesaj Kur'an, insanlığı dünya ve ahirette mutluluğa kavuşturmak için vahyedilmiştir. Peki Kur'an biz inananlardan ne istiyor? Bu soruya Kur'an ışığında cevap verecek olursak;
Kur'an bizden;
1- Okunmasını,
2- Üzerinde düşünülmesini,
3- Anlaşılmasını,
4- İhlâsla açıklanmasını,
5- İbret alınıp, hayatta tatbik edilmesini istemektedir.
Kur'an okunmasını istemektedir: Hz. Peygamber'e ilk gelen vahyin okumayı emretmesi bu bağlamda pek anlamlı ve bizim için ilham vericidir. Nitekim Yüce Allah ilk inen ayette şöyle buyurmaktadır: "Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan (kan pıhtısı biçimini alan embriyodan) yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir." (Alak, 1-3)
"Kendilerine verdiğimiz Kitab'ı gereğince okuyanlar var ya, işte ona ancak onlar inanırlar. Onu inkâr edenler ise kaybedenlerdir." (Bakara, 121) Tümüyle insanı anlatan ve insanla ilgili olanı tespit eden bu ayetler, insana, "yaşam boyu eğitimi" zorunlu kılmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) de bütün hayatı boyunca bu ilkeyi tatbik etmiş, Kur'an ahlâkıyla ahlâklanmış ve müminleri kadın-erkek ilim tahsiline, Kur'an'ı yaşamaya yönlendirmiştir.
Kur'an, üzerinde düşünülmesini istemektedir: Kişinin gerçek mutluluğa ulaşması, içerisinde insanlık için bütün saadet ilkelerini içeren Kur'an'ın hikmet dolu prensiplerini uygulaması ve onun gösterdiği yola yönelmesiyle gerçekleşebilir. Pek açıktır ki, bu hikmetli prensiplerin ruhuna uygun olarak davranabilmek de, Kur'an'ın derinlemesine düşünülmesi ve anlaşılmasıyla mümkündür. Zira Kur'an'ı okurken okunan ayetlerin manalarını düşünmek Yüce Allah tarafından istenen bir husustur. Nitekim Yüce Allah: "Allah, düşünesiniz diye size ayetlerini böyle açıklıyor." (Nur, 61; Bakara, 219, 266) buyurmaktadır. Bazı ayetlerde de: "Onlar hâlâ o sözü (Kur'an'ı) düşünmediler mi? Yoksa onlara, ilk atalarına gelmeyen bir şey (bir Peygamber ve Kitab) mı geldi? Yoksa peygamberlerini tanımadıkları (onun doğruluğunu, dürüstlüğünü bilmedikleri) için mi onu inkâr ediyorlar? Yoksa 'Onda bir delilik var mı diyorlar? Hayır o, hakkı getirdi fakat çokları haktan hoşlanmıyorlar." (Mü'minûn, 68-70) “Kur'an'ı düşünmüyorlar mı?...” (Nisa, 82); “Kur'an'ı düşünmezler mi? Yoksa kalpleri kilitli midir?" (Muhammed, 24) diyerek, Kur'an'ı düşünmeyenleri yermektedir.
Kur'an, anlaşılmasını istemektedir: Kur'an'ın hikmet dolu prensiplerinin uygulanabilmesi için elbette ki, onun önce anlaşılması gerekir. Yüce Allah çeşitli ayetlerde; "Biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak indirdik." (Yusuf, 2) "Biz, düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'an yaptık" (Zuhruf, 3) buyurarak, bizden Kur'an'ı anlayarak okumamızı istemektedir.
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER