Sona Gelirken

“Üç ay var, iki ay var, bir ay var, yarın idrak edeceğiz derken hepimizi kuşattı ve rahmetine gark etti! Ve Allah kısmet ederse yarın da, “bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesini” idrak edeceğiz! Önümüzdeki Pazar günü yani 19 Ağustos 2012 günü bayram yapacağız.”   
Evet büyüklerimiz; “sayılı gün çabuk geçer” derlerdi. Gerçekten de öyleymiş. “bu sıcaklarda nasıl oruç tutacağız? Nasıl dayanacağız?” diyerek başladık oruca, ama Allah sabrını verdi. Önceleri mevsim normallerinin üstünde sıcak yaptı, millet biraz bunalır gibi oldu. fakat sonradan serinledi!
Her sene olduğu gibi olmasa da yine de “fetvacılar” çıktı ortaya! Hatta o kadar ki kendilerini din âlimi olarak gördüklerimiz, sözüne itibar ettiğimiz kimseler; “1 saat fazladan oruç tutuyoruz!” diyerek, insanların kafasını karıştırdı! Bir kısım “fetvacılar” da, “bu sıcak da oruç tutmayın” demeye başladı! Fe subhanallah! Demeden kendimizi alamıyoruz.
Diyelim ki 1 saat fazladan oruç tutuyoruz. Ne kaybederiz? 1 saat fazla Allah’a karşı oruç ibadetiyle, O’nun bu kadar nimeti, bu kadar lütfuna mukabil bizim 1 saatlik fazladan ibadetimiz ne gibi zarar verir? Hani; “Allah’ı seviyorduk? Hani O’nun her dediğini yapmaya hazırdık? İnsan sevdiğinin her dediğini yapmaz mı? hem de fazlasıyla?
Allah; “ey kulum ben sana 1 saatlik fazladan nefes vermişim, onu bana geri ver, sana doğduğun andan itibaren güneş nimetini sunmuşum, ama 1 saat fazla ısınmış ve aydınlanmışsın, buna karşılık bu 1 saat fazlalığı istiyorum, Seni, dünyaları güzel bir şekilde gör diyerek göz nimetiyle donatmışım, haydi bu gözlerini 1 saatlik bana iade et ” dese ne yaparız?
“bu sıcakta oruç tutmayın” mantığı da aynı! Doğru, İslâm’da zorluk yok, tahammül edemeyen, dayanamayanlar oruçlarını başka bir zaman tutarlar. Allah kullarından zorluk istemiyor. Ancak “işleri sulandırın” da demiyor.
Yılda 1 ay gibi bir ay gibi bir zaman diliminde bizi yaratan, bunca nimetler veren yaratıcımıza karşı adam gibi oruçlarımızla, teravihlerimizle, hatimlerimizle kulluğumuzu yerine getirmek zorunda olmamız lazımdır. Allah; “ben cinleri ve insanları yalnız bana kulluk etsinler diye yarattım” buyurur. Bizim Müslüman olarak değerimiz ancak kulluk ile ortaya çıkar. Kim de fazladan bunları yaparsa o kadar ödül alır. “kim zerre miktarı iyilik yaparsa onu görür, kim de zerre miktarı kötülük yaparsa onu görür.” İlkesi açık. İyilikler, 10-100-1000 ve belki de sayısız derecede  karşılığını bulacaktır. Oruç da ise, bunun sevabını Allah kendisi vereceğini belirterek, ödülün sayısız olacağına işaret ediyor! Böylesine bir ödüle ulaşmayı kim istemez? İşyerlerinde fazla mesai yapınca ücret almıyor muyuz? İşte bu da Allah’ın fazla mesaisi karşısında kullarına sunduğu bir manevi ücrettir! Allah’a karşı yapılanların üçü, beşi olmaz. Ne kadar fazladan yaparsak o kadar değerimiz olur!


Yazarın Diğer Yazıları