Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
TBMM Genel Kurulu'nda, kamuoyunda 'İç Güvenlik Paketi' olarak bilinen tasarının görüşmeleri sırasında HDP'li milletvekilleri poşu takarak, tasarıyı protesto etti.
HDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata: “Poşu; Kenarları saçaklı, ipek, pamuk, yün ve benzerinden yapılmış bir başörtüsü türü, dolama. Herkes biliyor ki aynı zamanda bir aksesuar olarak da kullanılmakta. Peki bir aksesuar olan, aynı zamanda bir başörtüsü olarak kullanılan poşu ne zaman bir korunma aracına döndü? Bunu bir tartışalım, değerlendirelim. Öğrenciler sokağa çıktılar, Yükseköğretim Kurulu'nu (YÖK) protesto ettiler, anadilde eğitim istediler, eğitimde eşitlik istediler. Devletin cevabı gazdı, TOMA'larla tazyikli suydu. Kendilerini korumak için poşularını taktılar. Yine işçiler, emekçiler sokaktaydılar. İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasını istediler, işçi ve emekçi haklarının korunmasını istediler. Sokakta onları bekleyen devletin gazıydı, jopuydu, tazyikli suyuydu. Yüzlerini böyle kapatmak zorunda kaldılar. Yine kadınlar sokaklara çıktılar, 8 Mart'larda, 25 Kasım'larda, Özgecan'lar katledildiğinde cinayetlere karşı her defasında onları bekleyen devletin gazıydı, jopuydu. O yüzden aksesuarlarıyla yüzlerini kapatmak ve korumak zorunda kaldılar. Esnaf sokaktaydı, sorunları vardı ve tabii ki sorunlarını hükümete duyuramıyorlardı. Birleştiler, bir araya geldiler ama bir baktık ki televizyonda 'sık ulan sık' diyor. Ne yapacak esnaf. Tabii ki yüzlerini kapatmak zorunda kalacak. Yine çiftçiler, akademisyenler bu ülkede devletin terörün mağduru oldular. Devletin uyguladığı şiddetin mağduru oldular. Ama 'biz bu yasayı özgürlükleri güvence altına almak için çıkartıyoruz' dendi. Hükümetin politikalarını eleştiren ve özgürlük isteyen herkese esasında bu şiddetin mağduru olmuştu. Gerçek neydi, sokakta sıkılan gazdı. Gazdan korunmak için yüzünü kapatan milletvekili, akademisyen, gazeteci... Bunların hepsi mevcut yasalar gereği suçlu sayıldı. Bu yasadan önce kaç kişinin yüzünü kapattığı için ilgili yasaların hedefi olduğunu ve cezalandırıldığını lütfen ilgili bakanımız açıklasın. Daha tasarıyı görüşmedik ama bugün İstanbul'da üç gencimiz, soğuk havadan korunmak için taktıkları puşi kuvvetli suç şüphesi sayıldığı için tutuklandılar. Tam da bugün. Bu ayıp AKP Hükümeti'nin ayıbı." Dedi.
Ata, bu konuşmasıyla kendi kendini tekzip ediyor! Madem poşu bir aksesuar, neden yüzünü kapatıp, eyleme giriyorsun? Benim, anamın, bacımın, kardeşimin, kızımın… örtüsü ise, bunu terör eylemlerinde nasıl kullanırsın? Temiz inanç sembolünü teröre nasıl alet edersin?
Evet; yanlışlar eleştirilir, tenkit edilir. Bundan daha doğal bir şey yok. Ama yanlışları, sokağa çıkarak, yakarak, yıkarak, tahrip ederek, tanınmamak için yüzü kapatarak yaptığınız zaman bunun adı, terör olur. Teröre karşı da devlet her türlü önlemi almakta gecikmez.
Allah aşkına siz TBMM’ye terörü kışkırtmak, milletin meclisi’nde terörize etmek için mi girdiniz? Sizin hiç bu ülkeye, barış, kardeşlik, huzur… getirmeye yönelik faaliyetiniz, teklifiniz olmayacak mı?
Geçtiğimiz gün Ege Üniversitemizde teröristler, genç bir fidanımızı katlettiler! (Şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum.) Buna karşı nasıl bir tepki koydunuz? Katledenlere neler dediniz? Ardından diğer üniversitelere de terör olaylarını sıçratmak için PKK, çalışma yapıyor! Bu husustaki düşünceleriniz nedir? Hala terörün yanında mı olacaksınız? Yoksa milletin, sevginin, barışın yanında mı?
İç Güvenlik Paketi, işte bunun için gerekli. Ülkede kimse insanları ötekileştirmeye, yüzünü kapatarak kamu malına zarar vermek, can yakmak, kırıp dökmek, ortalığı savaş alanına dönüştürmek isteyenlere en ağır cezanın verilmesi için bu yasanın mutlaka çıkması gerekir.
Eğer siz gerçekten Kürtlerin temsilcisi iseniz, Kürtleri teröre itmeyin. Onların adını kullanarak ülkede kaos oluşturmayın! Adı ne olursa olsun teröre yüksek sesle; “ülkemde, ne PKK, ne Hizbullah, ne Işid, ne şu ve ne bu… hiç bir terör eylemi istemiyorum” diyebiliyor musunuz? Böyle yaparsanız herkesten önce sizi ben alkışlayacağım. Seçimde; baskı, korkutma, tehdit, şantaj… yapmadan bir bakın bakalım halkın tercihi kimden yana?
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET