ŞİİRLE BÜYÜYEN ŞAİR!

Edebiyatımızda o kadar kıymetli şairimiz var ki. Şu sözleri terennüm etmekten uzak kalamıyor insan:

 

Bu vatanda imzamız var,
Yedi bölge "biz” kokuyor,

Anadolu cömert diyar,
Bizim eller haz kokuyor!

 

Ceddimizden emanettir,

Korumamak ihanettir,

Hak sevgisi selamettir,

Bizim eller hız kokuyor!

 

Gönle akar ırmakları,

Can veriyor kaynakları,

"Allah” diyen oymakları,

Bizim eller öz kokuyor!

 

Melek huylu dostlar çıkar,  

Şeytanları yakıp yıkar,

Can analar ışık yakar,

Bizim eller naz kokuyor!

 

 

Kendisini şöyle tanıtır Amdürrahim Karakoç;

"Ebedi kudretin tek sahibinden alınan emir üzerine, 7 Nisan 1932'de dünyaya gelmişim. Çocukluğum şöyle böyle geçti. Kıt imkânlara, kıtlık yıllarına rağmen hala o günleri özlerim. Birçok kimseye o yılları anlatsam, 'Özlenecek nesi var?' diyebilir ama ben hep çocukluk yıllarımı sevdim. Şiir yazmaya küçük yaşlarda başladım. Zaten bizim oralarda her genç, şiir yazar. Bu tutku başka bir meşgalenin veya işin olmayışından kaynaklanıyor gibime geliyor. Ben de avareydim. Boşluğumu şiirle doldurmaya çalıştım. Benimle şiire başlayanlar yalnızlıktan, yardımsızlıktan dökülüp gitti."

1932 yılının Nisan ayında Kahramanmaraş'ın, Ekinözü ilçesinde dünyaya geldi. Dedesi, babası ve kardeşleri de şair olduğu için küçük yaşlarda şiire merak sardı. İlk yazdığı şiirleri iki kitap olacak hacimdeyken beğenmeyip yaktı ve 1958 yılından itibaren yazdıklarını 'Hasan'a Mektuplar' ismi altında 1964 yılında yayımlandı.

Mücadeleci şiirlerinin çokluğu şartlardan kaynaklanmaktadır 27 Mayıs Darbesi, zinde güçler, demokrasi maskaralığı ve haksızlıklar hiciv şiirlerini besledi. Ülkücü görüşleriyle bilindi. Yaklaşık otuz defa mahkemeye verildi, bütün suçlamalardan beraat etti. Avukat tutmadı, hep kendi kendini savundu. Hiçbir iktidarla barışık olmadı.

1985 yılında gazetecilik yapmaya başladı. Bir ara siyasette yer aldı. Sonra siyasetten ayrıldı. Niçin girip, niçin ayrıldığını bir röportajda şöyle cevaplandırdı: "Allah rızası için girmiştim, Allah rızası için ayrıldım".

Bahaettin Karakoç ile Abdürrahim Karakoç kardeştir. Sezai Karakoç ile sadece gönül bağları bulunuyor.

Karakoç'un annesi Fadime Hanım ile babası Ümmet Efendi çiftçilikle uğraşıyordu. İlkokuldan sonra öğrenimine bir süre devam edemeyen Karakoç, köyünde marangozluk ve çiftçilik yaptı.

Tüm şiirlerinden söz etmem için ne sayfam yeter, ne kitaplar kifayet eder. Ancak beni çok etkileyen ve öğrencilik yıllarımda çokça dinlediğim ve marş olarak da bestelenen o şiirini aktaracağım;

 

  Hak Yol İslam Yazacağız

Kör dünyanın göbeğine
Hak yol İslâm yazacağız.
Kuşların göz bebeğine
Hak yol İslâm yazacağız.

Yola, ağaca, pınara
Esen yele, yağan kara
Yağmur yüklü bulutlara
Hak yol İslâm yazacağız.

Koç burcuna, yay burcuna
Bebeklerin avucuna
Minarelerin ucuna
Hak yol İslâm yazacağız.

Bucak bucak, köşe köşe
Kara taşa, kor-ateşe
Yıldıza, aya, güneşe
Hak yol İslâm yazacağız.

Askerlerin miğferine
Kağnıların tekerine
Buda´nın tunç heykeline
Hak yol İslâm yazacağız.

Her kapının eşiğine
Her sofranın kaşığına
Balaların beşiğine
Hak yol İslâm yazacağız.

Herkes duyacak, bilecek
Saklanmaz gayrı bu gerçek
Yaprak yaprak, çiçek çiçek
Hak yol İslâm yazacağız.

Duruşuyla, kararlılığıyla, samimiyetiyle rol model olmuştur birçok insana. Mekânı cennet olsun.


Yazarın Diğer Yazıları