PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
740. vuslat etkinlikleri başladı. Dünyanın her yerinden binlerce insan akın akın Konya’ya geliyor. İnsanları Konya’ya çeken faktör nedir? Kilometrelerce mesafelerden, binbir sıkıntı çekerek bu mekanlara gelmenin altında hangi etken yatmaktadır? Her yıl gelenlerin sayısında artış oluyor!
Hiçbir kimse, başkasının karakaşına, karagözüne, makam ve mansıbına, parası ve puluna, hitabetine uyarak gelmez ve sevmez. Giyim kuşamına bakılarak da insanları, sevdiremez ve sevmezsiniz. Sevgide; giyim, kuşam, güzellik, zenginlik, siysi itibar… para etmez! Bunlar geçer akça değildir.
O zaman nedir insanları meftun eden? Nedir bütün dünyanın bir araya geldiği güzellikler?
İşte örnekler;
Mevlana
Sevgi bağı Konya’da
Örün diyor Mevlana.
Gerçek dostu dünyada,
Sorun diyor Mevlana.
İyiye ve güzele,
Erin diyor Mevlana.
Barış için el ele,
Verin diyor Mevlana.
Mevsimlerde gülleri,
Derin diyor Mevlana.
Huzur dolu günleri,
Görün diyor Mevlana.
Nefsinize zinciri,
Vurun diyor Mevlana.
Gurur ile kibiri,
Kırın diyor Mevlana.
Kötülüğün önüne,
Durun diyor Mevlana.
Siz de bir tek gönüle,
Girin diyor Mevlana (Nedim Uçar)
Mevlana da şöyle der; “Yusuf’a karşı nazlanma, güzellik iddia etme. Yakupcasına niyaz etmek ve ah eylemekten başka bir şey yapma.”
“Baharların tesiriyle taş yeşerir mi? Toprak ol ki, renk renk çiçekler bitiresin.”
“Yıllarca gönüller yırtan, kalplere elem veren taş oldun. Bir tecrübe et, bir zaman da toprak ol.”
“Hangi hoş vardır ki nahoş olmamıştır? Yahut hangi tavan vardır ki yıkılmamış, yere serilmemiştir?”
“Ululuk, zehirli bir şaraptır. O şarapla aptal kişi sarhoş olur.”
“Onun zehirli olduğuna inanmıyorsan, bak da gör; Âd kavmine o zehir neler etti?”
“Kılıç, boynu olanın boynunu keser. Gölge, yerlere döşenmiştir, o hiç yaralanmaz.”
“Ululuk; fazla ateştir a azgın! Kendini ateşe nasıl atıyorsun?”
“Yerle bir olan, bak hele, oklara hedef olur mu hiç?”
“Fakat yerden baş kaldırdı mı, o zaman hedefler gibi çaresiz yaralanır.”
PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ