“SEV” DEDİ RABBİM” KİTABIMDAN

Rabbimin yardımı ve inayetiyle kaleme aldığım 17 kitabımdan sonra, "SEV” DEDİ RABBİM” kitabım da basım aşamasında. Bu can gövdede konuk oldukça, Allah akıl nimetini bu fakirde muhafaza ettikçe; şiirlerle, kitaplarla eğitim mesleğimizi icra etmeye çalışacağız. İşte adı geçen kitap çalışmamdan göze çarpanlar:   

 

O kadar sihirli, o kadar etkili, o kadar sıcak ve samimi bir kelimemiz var ki, bütün insanlar hatta bütün canlılar onsuz yapamaz. Onun sayesinde dünya aydınlanır. Savaşları, kavgaları, nefretleri, kini, düşmanlığı, terörü, anarşiyi… sıfırlayan kainatı cennet kılan, dostlukları baki hale getiren Dilârâ kelime. Bu dilârâ sözlerle gönüller fethedilmiş, kalplere girilmiş, en sert insanlar bile pamuk gibi yumuşamıştır ve yumuşar.

O kelime olmadıkça istediğimiz kadar Kur'an okuyalım, sık sık hatim yapalım, alnımızı secdeden kaldırmayalım, her yıl umreye gidelim, dilimizden; "Allah” kelamı düşmesin… hiçbir anlamı yoktur. Asıl olan bu; Beş harfli iki heceli dilârâ kelimedir.

Adı geçen kelime; hayatın özü, derunumuzda saklı, kalplerimizde ekli, canlarda gizli. Nefretleri, intikam duygularını yakıp kavurur bizi adam yapar.

 

O sihirli dilârâ kelime: SEVGİ.

 

Sa'di diyor ki:

    

"Sevgin yoksa dost arama”.  

 

Sevgililer sevgilisi Hz. Peygamber Efendimiz de:

 

"İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınız zaman birbirinize olan sevginizi artıracak bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayın.”

 

"Fakirleri seviniz ve onlara yakın olunuz. Siz onları severseniz, Allah da sizi sever. Siz onlara yakın olursanız, Allah da size yakın olur. Siz onları giydirirseniz, Allah da sizi giydirir. Siz onları yedirirseniz, Allah da sizi yedirir. Siz cömert olunuz ki, Allah Teala da size karşı cömert olsun.”  

 

 Buyurarak sevgiyi kendimize meslek edinmemiz gerektiğini, sevginin, imanın bir parçası, hayat veren bir ilke olduğunu belirtir. Sevgi, anlatılmaz, yaşanır.

 

Muhabbetten Muhammed oldu hasıl!

Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl.

 

 

 

Aşkı Yaşayan Bilir!

 

Elle tutulmayan, yaşanan hayat,

Aşkı yaşayanlar, gelsin meydana,

Damarda kan gibi, taşınan hayat,

Aşkı yaşayanlar, gelsin meydana!

 

Canı canan bilir, var da ona sor,

Mecnun'u Leyla'yı, gör de ona sor,

Aşk oduna düşü ver de ona sor,

Aşkı yaşayanlar, gelsin meydana!

 

Hallacı Mansur da, aşk içindeydi,

Nesimi'yi sorsan, meşk içindeydi,

Bütün Peygamberler, eşk içindeydi,

Aşkı yaşayanlar, gelsin meydana!

 

Hacerler misali, çöllere dalan,

İsmail'ler gibi, kurbanlar olan,

Hatice timsali, Habibi bulan,

Aşkı yaşayanlar, gelsin meydana!

 

Hasret!

 

Gözümü kapatıp, hayaller kurdum,

Geçmişle bugünü düşündüm durdum

Özlüyorum dünü, yok başka derdim,

Sevgi dolu yıllar, içimde hasret!

 

Kerpiçten evlerin, temiz havası,

Bahçelerde kokar çiçeğin hası,

Doğanın dokusu, derdin devası,

Dosta giden yollar, içimde hasret!

 

Ne'yleyim kat be kat, beton dağını

Sevgiler katmayan, dostluk bağını,

Nefretle yırtılmış, aşkın ağını

Öremeyen eller, içimde hasret!

 

Gönülden sunulan, meşk emeğini,

Birlikte yenilen, dost yemeğini,

İmanla örülen, hak yumağını,

Saramayan kollar, içimde hasret!


Yazarın Diğer Yazıları