7 Haziran seçimlerinin sonunda; herkesin bildiği gibi sandıktan tek başına iktidar çıkmadı! Şimdi durup bunu mu sorgulayacağız? Tamam seçmen böyle takdir etmiş! Halk demiş ki; “sana tek başına iktidar vermiyorum, bütün partiler birlikte hareket edin, anlaşın, koalisyon yapın, yani orta yolu bulun. Memleketi birlikte yönetin. Ülke hükümetsiz kalmasın. Ülkenin önünde çok problem var. Bu problemleri birlikte çözün.”
45 günlük sürede sona yaklaşıldı ve bir hükümet ortaya çıkmadı. Kulislerde Davutoğlu'nun görevi iade edeceği ve Erdoğan'dan başbakanlık görevi beklediği konuşuluyor.
Dolar Güne Rekorla Başladı, Kur 2.8769'u Gördü. Daha artması söz konusu! Ekonomi, dar boğazda! Sanayici önünü göremiyor! Yatırım yapamıyor!
Nerede kaldı verdiğiniz vaadler? O zaman bu vaadleri vermeyecektiniz, veya; “biz AK PARTİSİZ hükümet kuracağız” diyecektiniz! Onun da çaresi var, AK PARTİ dışındaki partilerle birlik olun, kurun hükümeti, eğer sayınız yeterse. Eğer samimiyseniz, eğer gerçekten ülkenin hükümetsiz kalmasından rahatsızsanız, işte fırsat ayağınıza geldi neden kaçıyorsunuz? Neden olmaz şartlar ileri sürüyorsunuz? Neden suyu yokuşa doğru akıtmaya çalışıyorsunuz?
Ama şunu unutmamak lazım; AK PARTİ’yi bu halk istiyor. Onun için seçimde AK PARTİ anahtar parti durumunda! Erdoğan düşmanlığının altında; kalkınan Türkiye düşmanlığı, AK PARTİ nefretinin arka planında; ülkeye yapılan hizmetler, terörün bitirilme aşamasına gelmesi, dış güçlerin hegemonyasının, saltanatının bitmesi, vesayet rejiminin sona ermesi, İsrail’in, Orta Doğu’daki sömürü sisteminin iflas etmesi… yatmaktadır!
Hükümet, teröristleri imha etmeye başlayınca, Almanya, Türkiye’de konuşlu bulunan Petriot füzelerini geri çekmeye başladı! Gerekçe; “PKK’lı teröristlerin öldürülmesi!” ardından diyor ki; “bundan sonra ben sana silah vermeyeceğim, sen PKK’lılar için kullanıyorsun bu silahları!” İngiltere ayağa kalktı, Almanya ayağa kalktı, Fransa ayağa kalktı!... bunları görmemek için, ya sağır, ya kör, ya da aymaz olmak lazım.
Böyle bir hengame içinde Türkiye’yi, bu kadar zaman zarfında “hükümetsiz” bırakmanın hesabını seçmen siyasilerden soracaktır ve sormalıdır da! Her şey halkın gözü önünde cereyan ediyor!
Siyasi partilerin amacı, devlet yönetmeye talip olmak değil mi? Seçime, iktidar olmak için girilmiyor mu? Halk, tek başına iktidar vermediyse, elele verip, ülkeyi karanlıktan kurtarmak bütün siyasilerin gayesi değil mi? Olmamalı mı? Mazeret üretmeye hakkınız yok! “ben şunu dedim de, o bunu dedi de… diyerek, ipe un sermeyin.
Birbirinizi suçlamak yerine; “benim bu çorbada ne kadar tuzum olmalı? Bu ülke gemisinin su almaması için elimden ne gelirse yapmalıyım, terörden, anarşiden, kaostan Türkiye’yi kurtarmalıyım… demeleri gerekmez mi? Allah aşkına siz söyleyin.