RAMAZAN İKLİMİ BİR ÖMRE BEDEL

Bir gecede hatalarımıza pişmanlık duyup, gece bitince yine eski hataları işlemeye devam ediyoruz. Yalnızca Ramazana tahsis ediyoruz, ahlaklı davranışı. Ramazan gelince sütten çıkmış ak kaşık oluyoruz. Ramazan gelince sofu, bitince her naneyi işleyen, eski tas eski hamam cinsinden günah bataklığnda boğulmaya ber devam diyoruz!

Ramazan gleince Kur'anı elimize alıyor, hatim yarışına giriyor, Ramazan bitince ne Kur'anı görüyoruz ne de hatim gibi bir derdimiz oluyor!

Ramazanda teravihe gitmek için can atıyoruz ama beş vakit namaza yaklaşmıyoruz. Hele ramazan çıkınca namaz ibadetinin semtine bile uğramıyoruz.

Kadir gecesini idrak etmek için camileri dolduruyoruz fakat kadir gecesi bitince ne camiye, ne mescide ve ne de musallaya yaklaşıyoruz!

Kandilleri kutluyoruz, bol bol gözyaşı döküyoruz ancak kandiller bitince ne gözyaşı kalıyor, ne kutlama.

Her şeyimizde bir savrulma var. Değerlerimizi kaybediyoruz ne yazık ki! Kur'anın dediklerini yapma konusunda o kadar çok yanlışımız, hatamız ve suçumuz var ki…Doktorun, mühendisin, uzmanların dediklerini harfiyyen uyguluyoruz fakat Allah'ın dedikerine gelince yok sayıyoruz. Üstelik Allah'a kafa tutmaya kalkıyoruz!

Böyle bir mantıkla Kadir gecesini idrak etsek ne yazar, etmesk ne yazar. Ramazan iklimi bizi tatlı tatlı esen meltem rüzgarının güzelliğini tattırmıyorsa, İmsakın, iftarın, orucun, ikramın, ihsanın… letafetinden nasip alamamışsak kabahat Ramazanda mı? Oruçlar bizi tutmuyorsa, Kur'an bizi okumuyorsa, namaz bizi kılmıyor ve ikame etmiyorsa, zekat bizdeki, makam, para, mal, servet hırsını alıp götürmememişse istediğimiz kadar oruç tutalım, istediğimiz kadar hatim yapalım, istediğimiz kadar namaz ve teheccüt kılalım nafile.

Dün akşam kadir gecesini idrak ettik. Camiler tıklım tıklım doldu taştı. Mevlitler okundu, salavatlar getirildi, ilahilerle coştuk. Allah kabul etsin. Birkaç gün sonra da bayram yapacağız!

Kadir gecesinde, sevgili peygamberimizin tavsiye ettiği şu dua bize ne anlatıyor veya hangi mesajı veriyor?

"Allah'ım sen affedicisin, kerimsin, affı seversin. Beni de affet” Hz. Aişe'ye Resulullah'ın öğrettiği dua. Acaba bu duanın neresindeyiz? Bir başka söyleyişle bu dua bize ne kadar etki ediyor?

Allah'a inandığımızı söylüyoruz ama inanç konusunda sıkıntımız var. Müslüman olduğumuzu söylüyoruz fakat teslim olmuyoruz. Zülfü yâre dokununca bütün değer yargıları yerin dibine geçiyor.

Böyle sıkıntılı bir inançla akıbetimizin hayırlı olacağını sanmıyorum.   

 

 

 

 

Hep Yaş Dökeriz!  

 

Terazi bozuldu, ibreler kaydı,

Samimiyet hasta, hep yaş dökeriz,

Dünyamız kirlendi, hissizce koydu,

İnsanlık iflasta, hep yaş dökeriz!

 

Gönüllerde tipi,  sanki kış gibi,

Ruhlarda tufan var, bir akış gibi,

Elveda söyleyen bir bakış gibi,

Sevgiler arasta, hep yaş dökeriz!

 

Makamla mansıpla savruluyoruz,

Riyakâr tiplerden yoruluyoruz,

Muhabbetsizlikten kavruluyoruz,

Beşeriyet yasta, hep yaş dökeriz!

 

İlimden habersiz cahil bireyler,

İhsanı olmayan bilmem ne eyler,

Duygular felç oldu ruhsuz her şeyler,

İrfanlar iflasta, hep yaş dökeriz!

 

                  Kaybettik!

 

Hoş kahveler içtik, dost hanesinden,

Telve dilde kaldı, nazı kaybettik,

Muhabbete daldık, şahanesinden,

Dost mazide kaldı, özü kaybettik!

 

Çok yakılar sardık, dert gitsin diye,

Merhemlerden sürdük, berkitsin diye,

Onulmaz yarayı, terk etsin diye,

Güzel temenniyi, sözü kaybettik!


Eğlendik ve güldük, safiyane hep,

Canana göz olduk, sahiyane hep,

Ahbaba can bulduk, dahiyane hep,   

Sabırlarımızı, nazı kaybettik!

 

Gülmeyi kâr kıldık, mutlu gün için,

Maskeyi yar bildik, kutlu gün için,

Dostla bahar bulduk,  tatlı gün için,

Sevinç tasa oldu, bizi kaybettik!

 

Kalp sevgiyi sildi, tekliyor şimdi,

Sevgi rafta kaldı,  bekliyor şimdi,

Nadide yerinde saklıyor şimdi,

Hasretler içinde, sizi kaybettik!  (06 NİSAN 2024)


Yazarın Diğer Yazıları