RAHMET AYINA MERHABA

Her yıl sabırsızlıkla beklediğimiz, on bir ayın sultanı adını kendine layık gördüğümüz, gönüllerimizin dezenfektanı, ruhlarımızı tezkiye eden, mana pınarlarımızın coşmasına vesile olan; başı rahmet, ortası mağfiret, sonu Cehennemden uzaklaşıp Cennete girmeye sebep olan RAMAZAN ESİNTİSİ üzerimizde esmeye başladı.

Allah kısmet ederse Pazar akşamı Tervah kılacak ve gecesinde sahura kalkacağız. Pazartesi gününden itibaren arınmaya doğru yol alacağız.

  1. deyince akla: pide gelir. Yumurtalısı, tahinlisi ve sadesi vardır. Hele iftar yaklaştıkça o pide kokuları insanı bir başka cezbeder. Sanki kurt- kuş- ortam oruç tutuyor gibi. Dikkat ettiniz mi bilmem, Ramazanlarda insanlarda bir dinginlik, bir sakinlik… görülür. Zaten yapılan istatistikler göstermiştir ki Ramazan aylarında suç işleme oranları düşüyor. Yani Ramazan ayı, rahmet özelliğini gösteriyor.

"Ah o eski ramazanlar” diye başlanan sözlerimiz vardı. Hiç unutmam rahmetli anacığım, Ramazan yaklaşırken evi cilalar, genel temizlik yapar, tandır ekmeklerini hazırlar, yufkalar açardı.

Bu faaliyet sadece bizim evde olmazdı; tüm evlerde büyük bir telaş başlar, Ramazan en iyi şekilde karşılanırdı. Amaç, Ramazanı memnun etmek.

Ramazana hasrettiğimiz, ama aslında bir ömür boyu devam etmesi gereken hasletlere bürünüyoruz. Nedir mi o hasletler?

İmsak- İftar- İhsan- Kur'an- Vicdan… Esasında- ki Ramazana tahsis ettiğimiz- bu güzellikler bizi hayat boyu çepeçevre kuşatmıştır ve kuşatmalıdır. Çünkü yalnız ramazana ait değil. Bizler Ramazanda bunları yaparak bir nevi alıştırma, temrin yapmış oluyoruz. Ramazan bitince de devam etsin, insanlığı kuşatsın, temiz topluma doğru yol alınsın, insanlık ilişkilerimiz gelişsin, İslamî terim olarak; "Kâmil İnsan” olunsun diyedir.

İmsak: kelime anlamı tutmak demektir. Her halimizle kendimizi tutmak; elimizi, gözümüzü, nefsimizi, kötü duygularımızı, dilimizi, ağzımızı… kapatmak, yani kilit vurmak.

Yani orucun bizi tutmasını sağlamak. "Tut beni ey oruç” sözümüzü ete kemiğe büründürmek.

İftar: Açmak anlama gelir. Cömert duygularımızı açmak, güzelliklere kapı aralamak, veren el olmak için ellerimizi, ahlakî ilkelere kulaklarımızı, gözlerimizi, kalbimizi, gönlümüzü açmak. "Ey kapıları açan rabbim, bize hayır kapılarını aç” diye yaptığımız duaların yerine varması, eyleme dönüşmesi.

İhsan: Allah'ın bizleri gördüğünü bilmek. Bu duygu içinde insanların yanında olmak. Hz. Mevlana'nın yedi ilkesini hayatımızın prensibi yapmak.

  1. ile hemhal olmak. İşte burada çok yanılıyoruz. Çünkü Ramazan ayında hatim yarışına giriyor ve "ben senden daha fazla hatim yaptım” diye böbürlenme vesilesi yapıyoruz. Kur'an yalnızca Ramazanda okunması gereken bir kitap değil. O, bizim kullanma kılavuzumuzdur. Nasıl ki bir beyaz eşya aldığımızda nasıl kullanılacağını belirten kullanma kılavuzları olursa Kur'an da bizim hayattaki kılavuzumuzdur. Bu kılavuza uymadan hareket edenler yanlış yola girer. Rabbimizin emanet olarak verdiği vücut makinesini bozmuş oluruz. Şimdiden herkesin Ramazanını tebrik ederim.

 

 

Merhaba!

Hayata güzellik saçan,
İnsanlık kapısı açan,
Halis kullarını seçen,
Vuslat ayına merhaba!

Üç ayların birincisi,
Müjdecilerin öncüsü,
Rahmetlerin bir incisi,
Hicret ayına merhaba!

Gönüllerin coştuğu ay,
Tövbelere koştuğu ay,
Sevgilerin taştığı ay,
Himmet ayına merhaba!

Regaib'e kavuşuruz,
Hak'la her dem konuşuruz,
Berat ile buluşuruz,
Sohbet ayına merhaba!

Yazarın Diğer Yazıları