PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
Üzüm Bağında!
Alaca düşünce dibine varmak,
Her bir salkımdan nasipler almak
Konu, komşuya salkımlar vermek,
Çok hoş olur gezinmek, üzüm bağında!
Yeşil puştasında akşamı etmek,
Hakkın nimetlerinden yemek
"Haydi gel, beraber yiyelim" demek
Ne hoş olur sevinmek, üzüm bağında!
Puştada her cinsten çeşitli üzüm
Omcalar altında geçerdi yazım
Üzüm bağında çekilmez nazım
Ne hoş şeydir nazlanmak, üzüm bağında!
Sulanır ve budanır tüm omcalar
Çalışır, ter döker işçi amcalar,
Temizlenir yaban otlar, yoncalar,
Pek hoş olur çalışmak, üzüm bağında!
Yapraklarıyla yemek yapılır,
Üzümlerinden şıra sıkılır
Bağ bozumunda türkü yakılır,
Haz verir türkü yakmak, üzüm bağında!
Güz mevsiminde pekmezler kaynar
Köpükler yenir, çocuklar oynar
Akşam olunca fenerler yanar
Haz veriyor oynamak, üzüm bağında!
Bağlar budanır, çıbık toplanır,
Ele, ayağa otlar dolanır,
Kış aylarında puşta sulanır,
Ne hoş olur çalışmak, üzüm bağında!
Deprem
Gökyüzünde şimşekler çaktı, yıldızlar aktı
Bir anda dünyamız karardı, kıyamet koptu,
Ağlayan, inleyen canlar yürek kararttı
Yer gürledi, toprak yarıldı, cihan ağlattı.
Ya Rab, kurtar bu hengameden cümlemizi
Selden, yangından, depremlerden koru bizi
Kur'an nuruyla doldur, uyandır gönlümüzü,
Yalvarıyoruz Allahım, duy bu sesimizi
Bizler günahkar kullarız, affeyle hepimizi.
Depremler, kıyamet provası, bilinsin hep,
O günden bugüne dersler alındı mı acep?
Rüşvete, kayırmaya engel olundu mu acep?
Merhametle, sevgiyle dolundu mu acep?
Binalardaki deprem gelip geçici, ne ki?
Yıkar, yenisini sağlam yaparsın belki,
Kalıcı deprem; gönülde, imanda inan ki!
Beyin felç, ruh dumurda, akıl iflas etmişse,
İnsanlar mankurtlaşmış, iz'an elden gitmişse,
Madde manayı boğmuş, irfan özden gitmişse,
Gözleri kin bürümüş, vicdan kalpten gitmişse…
Her günümüz depremdir, her anımız deprem,
Ömür Dediğin
Ezan sala arası kısacık an,
Saatler işliyor, geçiyor zaman,
Yaklaşıyor, mezar denilen mekân,
Bir pamuk ipliği ömür dediğin!
Her doğan bekliyor, aday ölüme,
Her yaşayanın, gelecek önüne,
Bakmaz kimsenin; şanına, ününe,
Tez elden bitiyor ömür dediğin!
Dünyaya bakıp da aldanma sakın,
Ya gece, ya gündüz, ölüm çok yakın,
Genç ve yaşlı gidiyor akın akın,
Bir nefes misali ömür dediğin!
Ölümün; sesi, ırkı ve dengi yok,
Boyu, posu, cemali ve rengi yok,
Her kapıdan girer, öfke, kini yok,
İlahi kanundur, ömür dediğin!
Taht sarayı herkese bıraktırır,
Şanlar, şöhretler insanı bıktırır,
Hakkı unutmak, gözyaşı döktürür,
Haberli geliyor, ölüm dediğin!
Saçlar ağardı, dişlerin döküldü,
Ayak tutmaz oldu, belin büküldü,
Gözler seçemiyor, gözlük takıldı,
İşaret veriyor, ölüm dediğin!
Herkes binecek o gün tahta ata,
Son verilecek bir gün saltanata,
Ölümle ereceksin bu vuslata,
Bir "Şeb-i arustur” ölüm dediğin!
Çekilip Gitti!
Çok dost kaybettim yakın zamanda,
Hepsi bir bir çekilip gitti,
Kısmeti biten, baktım o anda,
Her şeylerini bırakıp gitti!
Beraber okuyup, coştuğumuz,
Oyunlar oynayıp, koştuğumuz,
Nice engelleri aştığımız,
Canlarım bir bir çekilip gitti!
İsimlerini sayamadığım,
Dostluklarına doyamadığım,
Bir Damlacık su veremediğim,
Dostlarım bir bir çekilip gitti!
PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ