PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Cuma günü yeğenimin fıtık ameliyatı olması nedeniyle Numune Hastanesi Genel Cerrahi Servisine uğradım. Daha önce de, Kadınhanlı bir büyüğümün ziyareti vesilesiyle uğramıştım. Zaman zaman polikliniklere de yolumuz düşüyor. Eve yakın olması yüzünden, pencereden gelen gidenleri izleme şansımız da oluyor.
Eskiden bu hastanenin adı; "Millet Hastanesi” idi. Bugün eski bina olarak kullanılan ve ilçe sağlık müdürlüklerinin faaliyet gösterdiği bina. Yıllarca önce rahmetli ablam bu binada ameliyat olmuştu. Rahmetli Dr. Ahmet Sait Uğurlu ameliyat etmişti. Onun bir özelliği vardı. Ameliyat edeceği hastalara; "dua edin, besmele okuyun, bağırıp, çağırmayın..” diye söylerdi.
Çok değişiklikler yapıldı. Elbette, şehirler büyüyor, ülkemiz gelişiyor. Dünün imkanlarıyla bugünkü modern çağda hizmet üretmek mümkün olmuyor. Nüfus çoğaldı. Buna paralel olarak hastalıklar da arttı.
Millet hastanesiyken, bir odada birçok yatak vardı. Ziyaret saatlerinde bütün hasta yakınları, hastanın odasına doluşuyordu. İzdiham meydana geliyor, hava almakta hasta zorlanıyordu. Gelen ziyaretçiler, hastanın yatağının üstüne oturuyor, hasta rahatsız oluyordu. Kapıdaki görevli haklı olarak ziyaretçileri kısım kısım alıyordu, daha fazla kalabalık olmasın diye.
MR çekilen bina eski bir bina idi. MR için gittiğimizde, randevu almak gerekti. Evim yakın olduğu için sabaha karşı randevu almıştım. Poliklinikler dışarıda, eski doktorlar sosyal tesislerinin olduğu binadaydı. Ne zaman gitsek izdihamdan nefes almakta zorlanıyorduk…
O günlerden bugünlere geldik. Sağlık konusunda çağ atladık. Özellikle son zamanlarda yapılan hastanelerimiz, beş yıldızlı otel konforunda. Her odada iki yatak. Her hasta için ayrı ayrı televizyon, buzdolabı mevcut. Tuvaleti, banyosu, sıcak suyu kesintisiz akıyor. Yataklar tertemiz. Hasta, yatağını istediği gibi elinin altındaki düğmeden ayarlıyor. Yağ döksen yalanır denilen bir söz var ya, aynen bu söze uygun şekilde tertip düzen mevcut. Hasta bakıcılar, doktorlar hasta için gece gündüz seferberler.
Allah, devlete millete zeval vermesin. Devletimiz, halkımızın hizmetine sunmuş böyle yerleri. Bize düşen görev de, bu mekânları temiz ve tertipli tutmak. Nasıl ki kendi evimizdeki eşyaları nasıl koruyor, temizliğine dikkat ediyorsak, buraları da aynı şekilde korumak zorundayız. Bunlar bize birer emanettir. Emanete ihanet edilir mi? "kendine yapılmasını istemedin bir şeyi başkasına yapma” diyen yüce bir peygamberin ümmetiyiz.
Acaba bu konuda ne durumdayız? Şunun altını çizmeliyim ki, halkımız gerekli hassasiyeti göstermiyor. Hasta ziyaretlerimde gördüğüm bir manzarayı izninizle aktarmak istiyorum;
Hastane bahçesi, kantinin önü servis girişlerine kadar sigara izmaritiyle dolu. Çöp kutuları ağzına kadar çöple dolmuş. Servis içinde yerdeki fayansların kimi kırılmış, kimi kirlenmiş. Duvarlara yazı yazıldığını gördüm. Dahasını söyleyeyim, dışarıdaki Belediyenin çöp konteynerlerinin doluluğunu anlatmaya gerek yok. Konteynerlerin etrafı pislik içinde. "Burası hastane mi? Yoksa bir çöplük yuvası mı? Burayı Belediye niçin temizlemez? Yoksa suç hastane personelinin mi?” diye aklıma geldi. Sakın yanlış anlaşılmasın, amacım hastane personelini suçlamak, onları töhmet altında bırakmak, Sağlık İl ve ilçe müdürlüklerine topu atıp, gerekli ceza verilsin amacında değilim. Biraz daha hassas, biraz daha dikkatli olunması gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Evet, doğrusunu söylemek gerekirse, halkımız ve görevlilerimiz temizlik konusunda gerekli titizliği göstermiyor. Özellikle bir sağlık kuruluşu olan hastanelerin daha temiz tutulması gerekir değil mi? Devletimiz bizim hizmetimize böylesine güzel yerleri sunmuş, bizler de üzerimize düşen temizliği ve titizliği göstermeye mecbururz. Bu; hem insani, hem İslami, hem de vatani bir görevdir. Vatansever olmak lafla olmuyor. Temizlik sözle yapılmıyor. Aslan yattığı yerden belli olur. "temizlik imanın yarısıdır” deriz. Deriz ama nedense işleri hep savsaklar, "bana ne”, "beni ilgilendirmez”, "kör mü belediye temizlesin” diyerek aymazca bir tutum izleriz!
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER