PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
E- mailime bir davet haberi geldi; "Noel Kutlaması ve Şeb-i Arus-beşiktaş.bel.tr” adıyla. Davetiyenin içeriği şöyle;
" Noel ve Şeb-i arus bir arada. Mevlana Celaleddin Rumi'nin "Vuslat gecesi” olan ŞEB-İ ARUS”u ve Hıristiyanların bayramı olan NOEL'i bir arada kutlayacağız.
13 Aralık 2017 Çarşamba günü düzenleyeceğimiz Noel kutlaması ve Şeb-i Arus etkinliğimize davetlisiniz.
Sürpriz programımız ve öncesinde sunulacak kokteyl ile başlayacak etkinliğimiz için….” Diye davet devam ediyor.
Davet, tamamen tahrik kokuyor ve kışkırtıcı ifadelere yer veriyor. Tahrik kokuyor; Müslümanların kıymet verdiği bir gönül insanının, Hıristiyanların önem verdiği, ancak çığırından çıkardığı Noel; içkili, ahlaki ilkelere aykırı şekilde kutlanan bir yozlaşma şeklinde uygulanmaktadır!
Bütün dünyada Noel Baba olarak tanınan Aziz Nicholaos, Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında önemli bir Lykia kenti olan Patara'da doğmuştur.
M.S. 300'e doğru Patara refah içindeyken kentte yaşayan zengin buğday tüccarının bir oğlu olur ve ona Nicholaos adı verilir. Doğduğunda göğün bir hediyesi, ana-babasının dualarının ve sundukları adakların bir meyvesi, fakirlerin bir kurtarıcısı olarak dünyaya geldiğine işaret edilmiştir. Daha gençliğinde bile mucizeler yarattığına inanılır. Bu inanca göre inşa halindeki bir kilisenin yıkılmasıyla enkaz altında kalan Nicholaos, annesi ağlayıp inlerken, üzerine yığılan taşların altından sağlam olarak kurtulmuştur.
Bir süre sonra babası öldüğünde büyük bir servetin tek mirasçısı olmuş ve servetini yoksullara yardım için harcamaya karar vermiştir. Bu sırada Patara'da önceleri çok zengin olan bir şahıs fakirleşmiş ve kızlarının çeyizini yapamayacak duruma gelmiştir. Çaresizlikten kızlarını satmayı bile düşündüğü bir anda, Nicholaos durumu görerek onlara yardım etmeye karar verir. Kendini belli etmemek ve aynı zamanda gururlarını kırmamak için kızların evine gece gider. Onlar uykuda iken büyük kızın açık olan penceresinden çeyizine yetecek olan bir kese altını içeri atar. Sabah parayı bulan büyük kız çok sevinir ve kötü durumdan kurtulur.
Daha sonra ortanca ve küçük kızın çeyiz paralarını da karşılamak isteyen Nicholaos, pencereleri kapalı olduğu için bacadan atar. İşte Noel Baba'nın yılbaşında hediye bırakma öyküsü böylece doğar. İkonalarda ve resimlerde de Nicholaos'ın üç altın top ile gösterilmesi bu yüzdendir.
M.S. 300 yılında geçen bir olay, Hz. İsa'nın doğumuyla eşleştiriliyor. Aziz Nikola'ya "NOEL BABA” adı veriliyor. Bizim kültürümüzdeki "HIZIR” misali bir yakıştırma atfediliyor.
NOEL ve ŞEB-İ ARUS aynı kefeye konabilir mi? Noel baba denilen kişiyle, Hz. İsa'yı denk sayabilir misiniz? Konunun içinde açık ve net biçimde Hıristiyanlık propagandası görülüyor ve tarih bilmezlik anlaşılıyor. Mevlana'ya "HÜMANİZM”gömleği giydirilmeye çalışılıyor!
Halbuki Mevlana Hümanist değildir. O, İlahi din İslam'ın; "Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” anlayışının temsilcisidir. O, sevgiyi, Kur'an'dan alır.
Beşiktaş Belediyesi, NOEL ile ŞEB-İ ARUS'u birlikte zikrederek kendine göre bir sentez yapmaya kalkmış! Ama olmamış, olmaz ve olamaz. Buna insanlar değil, kargalar güler.
Allah, akıl fikir versin. Noel ile Şeb-i Arus yan yana! Buna tüm Müslümanlar tepki göstermeli. Müslümanların kırmızı çizgilerine dokunmayın. Yıllardır Noel'i kimlerin kutladığı belli. Siz densizler, nasıl olur da, içkili bir kutlama ile Şeb-i Arus'u bir araya getirmeye çalışırsınız?
Bir merdiven çıkıyoruz basamak basamak;
Her basamak; mihnet, yokuşlarda susamak.
Basamakları geçersin, zaman köprüsüyle,
Fırtınalara tutulursun, şeytan törpüsüyle.
Merdiven; hayat, ölüm ve kanlı gözyaşı…
Basamak; çaba, alın teri, emek, uğraşı.
Yükselir yükselir kemaline çıkarsın,
Aklını satar, zevaline bakarsın.
Kazım Öztürk
PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ