PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
Hangi mesele olursa olsun, her hangi bir konuda konuşma başladığı zaman, konuşanların ekserisi bilgiçlik taslamaktan, işin uzmanı gibi konuşmaktan, kendisini herkesten üstün görmekten, bilirkişi havasına bürünmekten kendisini alamaz. Sanırsınız ki; bu konuşan, gerçekten işi bilen kişi. Aklınıza ve aklımıza şu soruların gelmemesi mümkün değil;
Soruları uzatmak mümkün. Önemli olan soruları uzatmak değil, hali hazır sorulara doğru dürüst cevap vermek, soruların içini doldurmak asıl olan. Bunun aksini yaparsak şu sözle karşı karşıya kalırız ki çok çetin ve ağır bir sözdür;
"Ne kendi etti rahat, ne verdi dünyaya huzur,
Yıkılıp gitti dünyadan dayansın ehli kubur”
Her zaman söylerim ve her konuşmamda dile getiririm. Zira güncelliğini koruyor. Tahirü'l- Mevlevi, mezar taşına şu sözleri yazdırmış;
"Eli boş gidilmez gidilen yere,
Rabbim boş gelmedim suç getirdim,
Dünyalar çekemezken bu ağır yükü,
İki büklüm sırtımda pek güç getirdim”.
Bu kardeşiniz de şöyle der bir şiirinde;
Makama mansıba aldanma sakın,
Ensende soluyor vakit çok yakın,
Ahlaklıca yaşa şerlerden sakın,
Tüm evlere dalar ölüm dediğin!PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ