NEDEN BU HALE GELDİK?

Rabbimiz, bizlere; rahat, huzurlu, güvenli ve barış içinde bir hayat sürmenin yollarını anlatıyor ve gösteriyor. Hatta yaşadığımız süre içinde şaşırmasınlar, yollarını kaybetmesinler, rehavete kapılmasınlar, atalete düşmesinler, kendi elleriyle kendilerini tehlikeye atmasınlar… diye rehberler, elçiler ve kılavuzlar göndermiştir. Hayatımızın zehir olmaması, dünyadayken cehennem hayatına düçar olmamamız, derekeye düşüp esfeli safilini boylamamız için elimize şaşmaz bir kanun vermiştir.

İnsanlığımızı kaybetmememiz için ilk işin "Oku” olduğunu, okumayan insanların "belhum adal” durumunda olduğunu, her şeyi bir bilene sormamız gerektiğini belirtmiş ve bu konuda "İstişare veya şura” usulünün akıllıca bir iş olduğunu bize hatırlatmaktadır.

Demem o ki Rabbimiz, kurallı hayat istemektedir bizden. Yani Müslüman kuralcı olur, disipline riayet eder.

Ama bakıyorum, gözlemliyorum, Müslüman olan bizlerin kurallara uymadığı, Allah'ın şaşmaz mesajlarına kulak tıkadığı söz konusu. Bunun başında da okumama gelmektedir. Meselelerin; okumadan, incelemeden, körü körüne peşine takılıyoruz. Doğru mu, yanlış mı? Diyerek akıl süzgecinden geçirmiyoruz. Dolayısıyla kardeşlerimiz hakkında büyük günah olan zan peşinde koşuyoruz.  

Kur'anı anlamak yerine, hatim yarışına giriyor ve: "ben bu sene şu kadar hatim yaptım” diye övünüyoruz. Elbette hatim yapmak güzel ama en güzeli her ayeti, her sureyi kendimize mal etmek, yani yaşamaktır. O zaman bir faydası olur. Değilse "kellim kellim la yenfa'” yani konuş konuş faydasız bir durum çıkar karşımıza ki öyle oluyor ne yazık ki! Bütün çektiğimiz sıkıntılar bunun için.

Bugün Gazze'de problem varsa, Filistin kan ağlıyorsa, Doğu Türkistan'da, Myanmar'da Müslümanlara zulüm ve işkence varsa Rabbimizin emrine uymamaktan kaynaklanmaktadır.  

 

Sızlar!

 

Huzur dolu beldelere dalınca

Canan sızlar ahbap sızlar yar sızlar.  

Hak tanımaz mahluklarla olunca,

İz'an sızlar iman sızlar ar sızlar!

 

Ülkelere vampirleri salınca,

Postallarla mabetlere dolunca,

Şerefleri namusları alınca,

Dağlar sızlar taşlar sızlar kır sızlar!

 

 

 

Umutları hayalleri dürünce,

Vatanından ülkesinden sürünce,

Hanelere destursuzca girince,

Baba sızlar ana sızlar er sızlar!

 

Neler geldi insanların başına,

Göz koydular ekmeğine aşına,

Takılınca tagutların peşine,

Vicdan sızlar irfan sızlar pir sızlar!

 

 Dostluklara kem gözlerle bakınca,

 Sevgisizlik boyunları yıkınca,

Muhabbetten hoşgörüden bıkınca

Selam sızlar kelam sızlar sır sızlar!

 

 

 

Hakkın Emrini Neden Dinlemeyiz?

Çok okuryazarız düşüncesizce,
Hakkın emrini neden dinlemeyiz?
Beyhude gezeriz hep gayesizce,
Hakkın emrini neden dinlemeyiz?

 

İnsan felakette, fikirler öldü,
Bilgi sefalette, harabe oldu,
Kur'an vekâlette, ilgisiz kaldı,
Hakkın emrini neden dinlemeyiz?

 

Rafta kaldı kitap, anlayış sönük,
Rab'ten gelen hitap, adeta bir yük!
Çekilmez bu azap, veballer büyük,
Hakkın emrini neden dinlemeyiz?

 

Ezelden ebede, seslenen haber,
İlahi aşk ile süslenen haber,
Nebi hayatıyla, beslenen haber,
Hakkın emrini neden dinlemeyiz?

 

Mezarlıklar bize hiç ders vermiyor,

Ölüm hakikati gönle girmiyor,

Mananın iklimi ruhu sarmıyor,

Hakkın emrini neden dinlemeyiz?


Yazarın Diğer Yazıları