28 Şubat kararları
28 Şubat'ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. MGKtarafından laikliğin; Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu vurgusu yapıldı. 28 Şubat 1997'deki MGK'nın tavsiye kararları hükümete bildirildi.
MGK Tavsiye Kararında şunlar vardı:
1-Laiklik için yasaların uygulanması,
2-Tarikatlara bağlı okulların denetlenmesi ve MEB'e devredilmesi,
3-Yıllık kesintisiz eğitime geçilmesi,
4- Kuran kurslarının denetim altına alınması,
5- Tevhidi tedrisatın uygulanması,
6-Tarikatların kapatılması,
7- İrtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medyanın kontrol altına alınması,
8-Kıyafet kanununa riayet edilmesi,
9-Kurban derilerinin derneklere verilmemesi,
10-Atatürk aleyhindeki eylemlerin cezalandırılması.
4 Mart'ta dönemin Türkiye Başbakanı Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve daha sonra da imzalamadı.
21 Mayıs'ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, ‘‘Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini’’ söyleyerek, RP'nin kapatılması için dava açtı.
3 Haziran'da Susurluk Davası 7 ay aradan sonra DGM'de başladı.
7 Haziran'da Genelkurmay, irticai faaliyetleri desteklediğini iddia ettiği firmalara ambargo koydu. “Yeşil Sermaye” bahanesiyle, öz Anadolu sermayesinin önü kesildi. Müslüman yatırımcıların; her türlü yasaklamalarla ekmeği elinden alındı! O dönemde Petlas, Kombassan’ın elindeydi. Uçak lastiği yapma aşamasına gelmiş, yerli sermaye ile ülkeyi dışa bağımlılıktan, yabancıya el avuç açmaktan kurtarmaya yönelmişti. Ama olmadı önü kesildi.
10 Haziran'da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyeleri Genelkurmay Başkanlığı'na çağrılarak kendilerine irtica konusunda brifing verildi.
18 Haziran'da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. İstifasının nedeninin, başbakanlığı Tansu Çiller'e devretmek olduğunu belirtti. Ertesi gün 19 Haziran'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller'e vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a verdi.
30 Haziran'da Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk'la birlikte ANASOL-D Hükümeti'ni kurdu.
Fazilet Partisi 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan seçimlerde 111 milletvekili çıkarmış ve meclisteki yerini almış, İstanbul'dan milletvekili seçilen Merve Kavakçı 28 Şubat sürecinin ve başörtüsü yasağının devam ettiği o günlerde başörtüsü nedeniyle daha seçildiği ilk günden itibaren Türkiye kamuoyunda yer bulmuştu.
Meclisin en yaşlı üyesi TBMM geçici başkanı Ali Rıza Septioğlu ise Atatürk'ün Şapka İnkılâbı'nı işaret ederek ve Kavakçı'nın başörtüsüyle meclise genel kuruluna giremeyeceğini ve yemin edemeyeceğini söylemiştir.
Daha sonra 2 Mayıs 1999 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu'ndan mazbatasını aldıktan sonra meclisin açılış oturumuna katılmak için Merve Kavakçı, Nazlı Ilıcak'la beraber TBMM genel kurul salonu'na gelmiş, ancak başörtüsüyle meclis genel kuruluna girmesi üzerine Demokratik Sol Parti (DSP) milletvekilleri sıralara vurarak ve yuhalayarak Kavakçı'yı protesto etmişler, bu sırada DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit meclis kürsüsüne gelerek şu sözleri sarf etmiştir:
"Burası hiç kimsenin özel yaşam mekanı değildir. Burası devletin en yüce kurumudur. Burada görev yapanlar devletin kurallarına uymak zorundadırlar. Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz!" (DEVAMI VAR)