PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
Bu yıldan itibaren; "Kutlu Doğum Haftası”, "MEVLİD-İ NEBİ HAFTASI” olarak kutlanacak. Ve miladi yıla göre değil, hicri yıla gore kutlama yapılacak. Hamdolsun, bu ilk uygulamayı Çarşamba günü yerine getirdik! Yani her yıl, on gün önce, her mevsimde kutlama şansı doğmuş olacak.
Doğum günlerini, haftaları kutlamak iyidir de, yeterli değil. Neden mi yeterli değil? Mevlid-i Nebi haftasını kutlayacağız, mevlidler okunacak, naatlar söylenecek, sevgililer sevgilisinin hayatı çeşitli platformlarda, salonlarda dile gelecek. Peygamberimizle ilgili kitapların sayısı, o kadar çok ki! Hepsi birbirinden güzel hazırlanmış. Okuduklarımızı, öğrendiklerimizi ne kadar özümsüyoruz? Özümsedik? Ve Özümseyeceğiz?
Hz. Muhammed (SAV)'in; herkes tarafından benimsenen hususiyeti neydi? "Muhammed'ü-l Emin” oluşu değil mi? Müşrikler, her şeyi söylüyorlardı ama; "yalancı, dürüst değil” diyemiyorlardı! Bunun için mallarını, en kıymetli hazinelerini bile teslim etmekten çekinmiyorlardı! İnanç konusunda savaşa giriyorlar ama emin oluş noktasında tek referans Hz. Peygamberdi!
Bunu niçin söylüyorum? O, bizim için bir örnek, bizim için bir yol gösterici değil mi? Tabii; "inandık, Müslüman'ız” diyorsak. Lafla Müslümanlık olur mu? Her türlü; inanca, Kur'ana aykırı, Allah'ın ve resulünün hoşuna gitmeyen işler yapacağız, sonra; "elhamdülillah Müslüman'ım” diyeceğiz! İnsanlara şirin görünmek için; Allah'ı, Peygamberi, Kur'an'ı referans göstereceğiz fakat iş uygulamaya geldi mi yan çizeceğiz!
İnsanlar nazarında en hassas nokta; "din ve dini değerlerdir”. Bunları kendi menfaatlerimize, kendi çıkarlarımıza kullanamayız. Kullandığımız zaman iflas bayrağını çekmiş, itibardan düşmüş oluruz. Zaman zaman böyle kaymalar, din kisvesi altında insanları kandırmalarla karşı karşıya kalabiliyoruz.
Yollar; ağır ağır ve sessiz alınır. Başarıya ulaşmak için; kimseyi kırmamak, incinmemek ve incitmemek, iyi bir satranç oyunu oynamak lazımdır.
Kimse, bir başkasını, karakaşı, kara gözü için sevmez ve itibar etmez. Sevmek için; boyunun uzunluğu, karizması da yetmez. Söyledikleri, konuştukları; insanların istekleriyle örtüşüyor mu? İnsanlar o kimseyi dinleyince, "hah işte benim duygularıma tercüman oluyor, benim demek istediklerime, yapmak istediklerime bu adam veya adamlar cevap veriyor” diyebiliyor mu? Takip ediyorum adamda, yalan yok, hırsızlık yok, bol keseden vaad dağıtmak yok, konuşurken ayaklarının yere basmaması diye bir durum söz konusu değil gibi güzel duygulara sahip olabiliniyor mu?
Demek ki; her şeyin başı; samimiyet, içten davranış – ikisine birden ameli Salih denir- içinde olmak önemlidir. Başkaları ne der? Değil, bizim gönlümüz ne der? Vicdan mahkememiz nasıl karar verir? Allah ne der? Diye kendimizi sorgulamamız ve otokontrole girmemiz şarttır. Gerisi laf ü güzaftır.
Ey Nebi!
Asr-ı saadet, ne mübarek zamandı,
Adalet, sevgi, muhabbet vardı,
Sahabi seni dinler, sana uyardı.
O günleri çok arıyorum ey Nebi!
Peygambersiz İslam icat ettiler,
Sünneti, hadisi düşman ilan ettiler,
Kur'anın özünü bozup, talan ettiler.
Sana şikayetim var ey Nebi!
Ensar, Muhacir duygusunu yitirdik,
Hicret ve fetih şuurunu bitirdik,
Ümmet ruhunu götürdük.
İyi Mümin olamadık ey Nebi!
Sen; "namaz gözümün nuru” diyordun,
Ümmetine bu duyguyu veriyordun,
Namaz kılana cenneti öneriyordun,
Namazsız ümmetin var ey Nebi!
Kutsal gecelerde ağladık durduk,
Peygamber adına hurafe uydurduk,
Kurana kılıflar bulduk, kudurduk.
İslam'ı özünden saptıran var ey Nebi!
Cemaati camilere hapsettik,
Orucu Ramazana hasrettik,
Zekat şuurunu hepten katlettik.
Bozuk Müslüman olduk ey Nebi!
PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ