MESNEVİ’DEN CAN SUYU

Rabbime ne kadar şükretsem az. Zira 19. Kitabım; "MESNEVİ'DEN CAN SUYU” da hazır vaziyette. Allah kısmet ederse birkaç düzenlemeden sonra okurlarıma bu çalışmamı takdim etmenin mutluluğunu yaşayacağım inşallah. Bu yüzden gönül dostlarımdan dua bekliyorum. Adı geçen litap çalışmamfan küçük bir kesit sunacağım;

"Umutsuzluk semtine gitme ne umutlar var. Karanlığa gitme ne güneşler var”

"Her ağlamanın sonunda gülme vardır”

"Mesnevideki ter ü taze mercan dallarını gör, can suyundan bitmiş meyveleri seyret”

"Toprakta biten güller mahvolur gider. Gönülde biten güller ise kalıcıdır ve ne hoştur”

Ey can; kimseyi kırma. Sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz. (Hz. Mevlana)

Can suyu; Fidan dikildikten sonra dibine dökülen su. Ölmek üzere olan kimseye verilen su. Kan.

Can, gönül ve ruh anlamına gelir. Tasavvuf terimi olarak can dervişler için kullanılan bir Mevlevi ıstılahıdır. Mevleviler, kabul olunmak üzere gelen yeni dervişlere; "Can” der.

Can, Mevlevi ana tekkesinde, üç gün saka postunda oturur, orada kalıp kalamayacağına kendi kendine düşünür, muhasebesini yapar. Eğer olumlu sonuca ulaşırsa, hemen kalkar hizmete başlardı. Can, saka postunda, iki dizi üzere oturur, murakabe vaziyeti alırdı. Orada diğer dervişlerin (Canların) yaptığı hizmetleri seyrederdi. Saka postuna oturan kişi, tefekkürle meşgul olduğu için gerektiği zaman, gerektiği kadar konuşurdu. Bu durumda can, herhangi bir vird okumazdı. Can, hizmete kalktığında yapacağı ilk iş ayakçılıktı.

Diğer hizmetlere geçmesi, yeteneğine göre değerlendirilirdi.

"Can, cümleden aziz” atasözüyle, derviş kardeşin her şeyden önemli olduğu dile getirilirdi. İhvan anlatılırken isimlerinin sonuna "Can” kelimesi eklenirdi. Ali Can, Ahmet Can, Mehmet Can… Tarikat kardeşlerinden bahsedilirken, canlar tabiri kullanılırdı.

 

 

"Gelün soralım canlara suretinden n'oldı gider,

Dün-gün senünem der iken sebep neyi buldu gider” (Yunus Emre)

 

 

  "Can çıkar da âşıklardan sır çıkmaz”. (Tokatlı Nuri)

 

"Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil”. (Hacı Bektaş Veli)

 

"Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra” (Mevlana)

 

Can konağını aramadaysan, cansın; bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin, bir damla su arıyorsan susun, zulmün peşindeysen zalimsin, aşkı arıyorsan aşıksın, Gönlün neye kapılmışsa O'sun sen. (Mevlana)

 

Can ararsan can olursun. Av için yemek ararsan yemek olursun. Neyi ararsan o olursun. (Mevlana)

 

Dostluk illa yan yana, diz dize olmak değildir. Asıl can cana, kalp kalbe olmaktır. (Mevlana)

 

Can suyunu sebze ve meyve fidanları için söylüyor ve uyguluyorsak da asıl can suyu ihtiyaç duyduğunda, kurumaya başladığında verilen ilk damla, ilk yudum, en iyi ilaç.

Can suyuna bir başka örnek de yeni doğan bebeğe verilen anne sütü. Bebeğin gelişiminde, sağlıklı olmasında, hastalıklara karşı dirençli kalmasında en etkili yöntemdir anne sütü.

İnsan vücudu nasıl kana ihtiyaç duyarsa, hem dünyada ve hem de ahirette en önemli can suyu imandır. Hayatın ve insanlığın olmazsa olmazıdır. Dünyada insanlar iman can suyu ile sulandığı müddetçe, manen ve ruhen ölümler olmaz. Asıl ölüm, mana ölümüdür, manen kuraklaşmadır.

Kitabımıza; "CAN SUYU” ismini bunun için koyduk. Can suyunu gönüllere Kur'an okyanusundan akmaktadır. Mesnevi deryası, kararan ruhlara nefes olmakta, can suyu vermekte, manen bunalan, masivadan boğulmak üzere olan canlara can simidi olmaktadır.

Mesnevi Deryası, marifetullah'tan, fenafillah'a götüren gemiyi yüzdüren mana suyudur. "Men arafe nefsehu, fekad arefe Rabbehu” (Nefsini bilen Rabbini bilir) deruni sözünün kaynadığı, coşkun gönüllere akan, peygamberî nazarla bakan, irfanî boyutta tefekküre dalan, insan-ı kâmile medar olan sahili selamettir.          

Nasıl ki midemizin ve vücudumuzun gıdaya ihtiyacı varsa, gönlümüzün de, öğütlere, güzel sözlere, dilara muhabbetlere ihtiyacı var. Gönül erleri, mana sultanlarının sadra şifa kabilinden uygulamaları ve tatlı dilleri huzur vermekte, adeta terapi görevi görmektedir. Mevlana'nın hoşgörü ve gönüller fetheden sıcak lisan-ı muhabbeti yüzünden dünyada sayısız insan İslam'ı tercih etmektedir.

 

 

       Mevlana

 

Gönüller Sultanı Horasan eri,  

Kur'an'ın bendesi aşkın neferi,

Ölüm gelene dek bitmez seferi,

Hicrette görürsün pir Mevlana'yı!

 

Akarsu misali cömerttir hali,

Kusuru örtmede gece misali,

Şeb-i Arus bilir Hakka visali,

İlahi meşk ile sar Mevlana'yı!

 

Sinelere ışık saçardı her an,

Masiva duygudan kaçardı her an,

Muhabbetullahı seçerdi her an,

İslam'ın yolunda gör Mevlana'yı!

 

Mesnevi şah eser, cana şifadır,

Divan ve Mektubat ruha gıdadır,

Mecalis-i Seb'a gönle sefadır,

Fihi ma fihine sor Mevlana'yı!

 

Geçmek istiyorsan nur denizinden,

Kurtulmaksa murat nar denizinden,

Güllere vuslatsa har denizinden…

Namazda bulursun er Mevlana'yı!

 

Tevazu deyince onu ararsın,  

İnsan sevgisini ondan sorarsın,

Gönül fethetmeyi onda görürsün,

Sevgiyle sararsın yar Mevlana'yı!

 

Kibir kapısını berk ettiğinde,

Nefs-i emmareyi terk ettiğinde,

Makam-ı mahmudu fark ettiğinde,

Hale hale aşkla ör Mevlana'yı!


Yazarın Diğer Yazıları