Mesele Kürt Meselesi Değil, Terör Meselesi!

Artık iyice ortaya çıktı ki terör bitme aşamasına geldi! Bu hususta Hükümet her türlü özveriyi kullanıyor. Durmadan yurt içinde, yurt dışında; “terörü nasıl bitirebiliriz?” in hesabını yapıyor! Kürt vatandaşlarımızın; haklı, makul, makbul, masum, mantıklı talepleri yerine getiriliyor.


Memlekette çok kan ve gözyaşı döküldü, kaynaklar heba oldu. bu tür, ülkeye, millete zarar verdiren yanlışın sonsuza kadar sürdürülmesi, akılla izah edilecek, vicdanla izah edilebilecek bir şey değildir.


 “Kürt meselesi” adı altında terörü devreye sokuyorlar. Halbuki terör; Kürtleri yakıp bitiriyor! Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da taş taşın üstüne koymamak, yapılan hizmetleri sabote etmek, yatırımların önüne taş koymak için Kürtleri kullanıyorlar! Çocukların eline; taş, Molotof ve silah vererek genç yaşta hayatlarını söndürüyorlar!
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI sayın Hüseyin çelik’in bu konudaki açıklamaları gerçekten üzerinde durulması ve hep birlikte kabulleneceğimiz önemli bir noktadır.


“Öteden beri Kürtlerle aynı camide namaz kıldık, aynı kıbleye dönüyoruz, aynı peygambere inanıyoruz, Kurtuluş savaşında, ülkenin hainlere karşı savunmasında birlikte hareket ettik. Aynı mezarlığı, okulu, hastaneyi, postaneyi paylaştığımız, aynı atmosferi soluduğumuz Kürt kardeşlerimiz var bu ülkede. Beraber yaşıyoruz. Biz bütün Kürtleri PKK cephesinden değerlendirme hakkına sahip değiliz. Kürt ile Kürtçüyü birbirinden ayırmamız gerekiyor. Bir terör varsa, terör örgütü varsa, elbette devletin güvenlik güçleri ona karşı mücadele edecektir. Dünyanın hiçbir yerinde, size silahla saldırmaya gelen insanlara karşı, siz çiçek buketleriyle karşılık veremezsiniz. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. Elbette bu mücadele yapılacaktır. Ama bizden önce şu yapılıyordu. Bizden önce bu mesele sadece polise, askere havale edilmişti. Polisiye ve askeri tedbirlerin dışında devlet aklı hiçbir formül üretmiyordu. Sıradan, abdestinde, namazında, bu memlekete bağlı askerliğini yapan, bu memleketin evladı olan Kürt vatandaşlar var. Onların da makul, masum, mantıklı talepleri var. Biz bunları neden duymamazlıktan gelelim. Bir kere biz bu Kürt'ü inkar eden, Kürt'ün dilini inkar eden ırkçı politikaları elimizin kenarıyla kenara ittik, ayağımızın altına aldık.

Vatandaşın köyü boşaltılmış. Git demişler? Nereye gideyim? Nereye gidersen git demişler. O da Ege sahillerine, Akdeniz sahillerine gitmiş. Gitmiş Mersin'de gettolar oluşturmuş. Daha önce 3 öğün insanlara ev sahipliği yapan, sofrası yerde olan insanlar, Diyarbakır'ın, Şanlıurfa'nın, Batman'ın, Van'ın varoşlarında gün ekmeğine muhtaç olan, Fakir Fukara Fonu'nun yardımlarına muhtaç olan insanlar haline gelmişler. Bunların yaralarını bizim sarmamız gerekiyordu, merhem çalmamız gerekiyordu. Faili meçhullerle anılıyordu bölge. Faili meçhuller dediğimiz bir şey kalmadı. Gözaltında kaybolmalar vardı. Ortadan kaldırdık. İşkence neredeyse hayatımızın normali haline gelmişti. İşkence ve kötü muamele çok şükür gündemimizden çıkmıştır. En önemlisi 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadele Esnasında Zarar Gören Vatandaşların Zararlarının Tazmin Edilmesi Hakkında Kanun'u çıkardık."


Terörün tamamen bitmesi, ülke gündeminden çıkması için öncelikle ve tez elden Yeni Anayasanın yapılması şarttır. Yeni anayasa; terörü bitirdiği gibi, darbeye, cuntaya, kalkınmanın önündeki tüm engellere set çekecektir.


Şimdi şu soruyu sormamız gerekir; “terör sadece AK PARTİ’nin meselesi mi? terörün bitirilmesi konusunda yalnız; hükümet ve hükümete yakın olanlar mı devreye girecek? Bu ülke sadece AK PARTİ’nin mi? 75 milyon içinde; CHP, MHP, DSP ve diğer siyasi partilere oy ve gönül verenler yok mu? “Bu ülkede terör bitsin, millet huzur bulsun…” diyen herkesin el ele vermesi gerekmez mi? hükümetin olumlu bu adımının yanında yer almayı isteyenler, halk nazarında takdirle karşılanır.     
 Umut ediyorum ki Çelik’in bu sözleri ve çağrısı yerini bulacaktır. Daha doğrusu bulmalıdır. Hiçbir cümlesi, hiçbir harfi inkar edilecek cinsten değil.


Yazarın Diğer Yazıları