PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
“Konya Kitap Günleri” gelenek oldu Konya’da. Bu yıl 4.sü icra ediliyor. Her yıl Zindankale Sanat Galerisi’nde yapılırken, bu sene şehir meydanı’nda ilk defa yapılıyor.
Ramazan Ayı’ndaki Kitap Fuarı, iki ayrı çadırda yapılmış, söyleşiler ve konserler, iki çadırın arasında icra edilmişti. Fuara gelenler; ya 1. Çadırı gezip gidiyor, 2. Çadıra uğramıyor veya 2. Çadırı ziyaret edip, 1. Çadıra uğrak vermeden gidiyordu. Yayınevleri, söyleşi yapan yazarlar bu durumdan şikayetçi oldular. Yetkililere durumu arz ettiler, sağ olsunlar onlar da göz önüne alıp bu seneki fuarı daha geniş, daha uygun ve daha ferah şekilde dizayn ettiler. İş bize düşüyor. Bizler kitap fuarlarına uğrayırp, kitaplarla tanışmak, yazarların sohbetine katılmak, söyleşileri dinlemek… her yazarın, mutlaka bir serüveni vardır, kitap ve yazarlık üzerine. Onların bu husustaki sesine kulak vermek sanırım doğru bir yaklaşım olur.
Söyleşi programları içinde bendenizin söyleşisi de vardı: Pazar günü saat: 15.00- 16.00 arasında. Söyleşi konusu: Kur’an ve insan idi.
Binlerce kitap, yüzlerce yayınevi, seçkin yazarlar, imza günleriyle dolu dolu geçiyor fuar! Çok anlamlı bir zaman dilimi içindeyiz. Kitap deyince akla okumak gelir. Okumak, medeniyeti ortaya çıkarır. Okuyan her insan medenidir, medeni her insan okuyan insandır. İnsanın medeni olması, okumasına bağlı olduğu için İslam’ın ilk emri “OKU” olmuştur.
Her şeyin başı okumak olmasına karşılık, Müslümanlar okumuyor! Yani en büyük bir ibadet olan okuma ibadetinde sınıfta kalıyorlar! Halbuki Kur’an’ın kelime manası, çok okunan demektir. Fakat Kur’anı bile okumuyoruz! Yalnızca aklımıza geldiği, başımız dara düştüğü, ölümüz olduğu, mübarek günler geldiği zaman açıp okuma lütfunda bulunuyoruz! O da, sadece okumaktan ibaret kalıyor! Anlamını bilmiyoruz, ne diyor, Allah bizden ne istiyor? Haberimiz yok! Televizyon seyretme, bilgisayarda sörf yapma, cep telefonundan internete girme oranında epey mesafe almışız! O kadar ki, camide nazma aralarında bile cep telefonuna bakmaktan geridurmuyoruz! Yolda giderken gözümüz yolde değil, cep telefonunda!
Okumadığımız için, kıldığımız namazlarda da problemler var! Sanırım yanlış kılıyoruz. Okumamamaktan kaynaklanan; tevhid problemi ile karşılaşıyoruz! “la” ile mücadele etmede yaya kalıyoruz. Hiç, “illa” ya ulaşamıyoruz! Bunun için de başımız dertten kurtulmuyor! Okuma ibadetini anlama ferasetini, düşünme şuurunu edinmediğimizden dolayı, Müslümanlar kopuk vaziyette! Her birisi bir tarafa çekiyor! Halbuki Peygamberler bize birer örnektir! Onların hayatlarını salt olarak, bir hikaye okur gibi okuma yerine, onların gözü pekliğini, onların mücadele azmini, onların dik duruşunu, samimiyetini gösterse bütün Müslümanlar, Tağutlarla, Nemrut’larla, Firavun’larla, Ebucehil’lerle… rahatça mücadele edebilirler!
İbrahim’leri yetiştirmeyen toplumlar, Nemrut’ların yetişmesine sebep olurlar! Öyleyse İsrail’in ve Siyonizm’in; yeryüzüne hakim olma çabasını yadırgamamak lazım. O, kendine düşen görevi yapıyor! Yani şeytan, şeytanlığını icra ediyor! Ya Müslümanlar? Ya Müslüman Ülkeler?...
Allah bize; “emrolunduğun gibi dosdoğru ol” derken, yüce peygamber; “beni bu emir yaşlandırdı” ifadesinden bir şeyler çıkartmamalı mıyız? Tabii ki, okumayan insanlar; öküzün altında buzağı aramaktan geri durmaz! İnsanların ayaklarına çelme takmak, onun için en büyük meşguliyettir! Dedikodudan başını kaldıramaz! Fitne, fesat, terör, münafıklık onun mesleği olur! Komşularıyla iyi bir iletişim içinde olamaz, işinde istikrarlı çalışamaz, kendini namuslu, başkalarını namuzsuz sanır!
Aslında; namusluca konuşuyor, namussuzca davranıyoruz! Her şeyimizde maske var! Maskeli yüzlerin iletişimi de; maskeli oluyor! Maske takınca; ibadetlerimizden haz alamıyoruz, sevgimizi kaybediyoruz, samimiyetten ıraklaşıyoruz! Selamı bile çok görüyoruz birbirimize!
İlk emir oku olmasına rağmen okuma oranımız çok düşük! Fuara gelen kitapseverlerin dışında, birçok insan sadece kitap stantlarını görmeye, kitaplara şöyle bir bakıp geçmeye, daha doğrusu gezmeye geliyor!
Tüm kitapseverleri kitap günlerine bekliyorum. Konya, kültürün başkenti! Gerçekten de öyle. Kitap fuarının Kültür park’ta yapılması, Kültür Park’ın, Mevlana Kültür Vadisi’nde oluşu ve hepsinin; “Medeniyet okulu” içinde varlığını sürdürmesinin anlamı büyüktür!
PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ