Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Bugün Müslümanlar karmakarışık. Her "MÜSLÜMANIM” diyen mutlaka maddiyat derdine düşmüştür. İki lafının birisi, " ÇOK KAZANMAK, DAHA FAZLA KAZANIP, ZENGİN OLMAKTIR” hiç: " Müslümanca yaşayıp, Allah'ın emirlerini yerine getirmeye çalışayım, Kur'an'ın dediklerini yapayım diyen yok. Tabii böyle bir mesele olmayınca ortaya büyük bir kaos çıkıyor. O zaman ne kazandıklarımızın, ne hayatımızın bir tadı kalıyor. Gördüklerimiz hep savaş, kan, kavga, terör, düşmanlık, kin, intikam... hisleri oluyor.
Her şeyi kaportada, dışta, şekilde görüyoruz. Bir sakal bırakmakla işi bitti sanıyor, dışarıdan, herkes duysun diye; "Allah, Muhammed(SAV), Kur'an, Hak, Hakikat.....” diyoruz. Ama bir türlü bunların içini doldurmuyoruz. Arabalara; "Kurtuluş İslâm'da”, "Tek yol İslâm” yazısı takıyoruz. Dükkânlarımıza; "Müşteri velinimettir” levhaları asıyoruz. Fakat, ne ticaretimiz ticaret, ne alış verişimiz alış veriş, ne de insanlarla diyalogumuz diyalog.... holdingler kuruyor, ortakların paralarını iç ediyoruz. Yollara eşya koyarak kul hakkı ihlali içine giriyoruz. Kul hakkının lafını ediyoruz fakat ne anlama geldiğini bilmiyoruz. En çok kullandığımız kelimeler; "İnşallah”, "Maşallah” sözleri. Sözümüzü yerine getirmemek için bu sözleri sık sık kullanıyoruz. Kaytarmak, sözümüzde durmamak, insanların gözünü boyamak için.....
Önce içimizde, gönlümüzde, ruhumuzda Müslüman olmak durumundayız. Bu yüzden Allah; "Ey iman edenler, iman ediniz” derken bu gerçeğe parmak basmaktadır. Beynimizi, düşüncelerimizi, fikirlerimizi, niyetlerimizi Müslümanlaştırmadan, başkalarına Müslümanlığı anlatamayız. Dünyada barışı tesis etmek için, içimizde barışı sağlamamız şarttır.
İslâm; teslim olmaktır. Allah'ın bütün emir ve yasaklarına teslimiyet. İşimize gelene teslim olup, hoşuma gitmeyen emirlere karşı isyan bayrağı çekmek, teslim olmak değildir. Kur'an'ın bütününe inanmak, bütün direktiflerini benimsemekle ancak, Mümin ve Müslüman olunur. ADAM GİBİ MÜSLÜMAN OLMAK zorundayız.
Sevgili peygamberimize: "Kıyamet ne zaman?” diye sorduklarında onun cevabı : "İş, ehil olmayanlara verildiği zaman kıyameti bekleyiniz.” Buyurmuştur. Her halde o anlatılan gün geldi. Ya olduğumuz gibi görüneceğiz, ya da göründüğümüz gibi olacağız.
Niçin maske takıyoruz? Hareketlerimizde maskesiz bir tutum para etmiyor mu? Etmez mi? Neden kaportada Müslümanlık taslıyoruz? Ne hakkımız var dış görünüşümüzle "Müslümanım” deyip de, insanları kandırmaya?
Maskeler en çok siyasette takılıyor. Her siyasi partinin etrafında yalakalar, şakşakçılar, riyakârlar ve yağcılar vardır. Başkanı, yöneticileri, idarecileri kandırır, yanlış karar vermelerine sebep olurlar. Hatta o kadar yanlışlık yapılır ki, siyasi partinin kapanmasına kadar gidilir. Siyasete girmek; cebi doldurmak, kısa yoldan köşeyi dönmek içindir. Bunun istisnalarını pek görmek mümkün değildir.
Her maskeli tavrın arkasında, yalan vardır. Yalanın olduğu yerde de; ne insanlıktan, ne inançtan, ne de huzurlu bir ortamdan söz edilebilir. Sahi; maskeleri çıkarsak, yalın şekilde, olduğu gibi bir tavır içine girsek, millet bizim gerçek yüzümüzü görse, davranışlarımızdaki samimiyet görülse daha güzel olmaz mı?
"Niçin yapmadığınızı söylersiniz?” der yüce kitabımız. Bu söz, bizim maske takmamızı eleştirmektedir. "Emir olunduğun gibi dosdoğru ol” emri de aynı şekilde maskesiz bir hayat ön görmektedir.
Sevgi, saygı, hürmet, başkaları tarafından takdir edilmek, işimizin görülmesi, yaşarken iyi bir intiba bırakmak.... için mutlaka iyi işler yapmak zorundayız. Poliyannavari hareketler yerine, gayet samimi, içten, kendimizden davranışlar sergilemek en beğenilen ve hoşa gidendir.
Samimiyet!
Tertemiz bembeyaz tortusuz hayat,
Dostların geçtiği yol samimiyet,
Amasız fakatsız korkusuz hayat,
Yıkmayan dökmeyen yel samimiyet!
Alnı açık gezer dümdüz saflarda,
Hiç hilafı olmaz asla laflarda,
Her zaman her vakit gözü aflarda,
İnsanca uzanan el samimiyet!
Göründüğü gibi gezer dolaşır,
Gönüller fetheder cana ulaşır,
Muhabbetlerle her yana ulaşır,
Sevgiyle sarılan kol samimiyet!
Kafanın içinde art niyet yoktur,
Aslından süzülen berraklık çoktur,
İçilen süt gibi bembeyaz aktır,
Riyaları silen sel samimiyet!
Kalpleri fetheyle Yunus misali,
Ahlakta irfanda Yusuf emsali,
Canlara canlar kat Leyla timsali,
Düpedüz dosdoğru kal samimiyet!
Elinle dilinle kimseyi kırma,
Şefkat kanadı ger bîgane durma,
Günahı setreyle yüzüne vurma,
Elif gibi dimdik ol samimiyet! (23 ARALIK 2023)
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET