Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
TDK'ya göre mankurt: "Ulusal kimlikten uzaklaşan, içinde bulunduğu topluma yabancılaşan” anlamındadır.
İnsanlar nasıl mankurta dönüştürülür?
Bilinçsiz köle anlamına gelen mankurt, eski dönemde insanları köleleştirmenin bir yöntemi olarak kullanılıyordu. 'Mankurt' haline getirilmek istenen insanın saçları kazınıp başına devenin boyun derisi gerdirilerek geçirilir ve güneş altında birkaç gün bekletilirdi. Devenin derisi kafatasına yapışan insanın saçları uzayamaz hale gelir ve bir süre sonra saçlar kafatasının içine doğru uzayarak kişiye büyük acılar vermeye başlardı. Bu acılar neticesinde 'Mankurt' ismini alan insan, anne ve babasını dahi tanıyamaz hale gelir ve kendisine söylenen her şeyi sorgusuzca yapan bir köle haline getirilirdi. Bilinçsiz köle anlamına gelen mankurt, eski dönemde insanları köleleştirmenin bir yöntemi olarak kullanılıyordu.
İnönü Üniversitesi- Eğitim Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. İkram ÇINAR, bu konu üzerinde kafa yormuş. Yaptığı çalışmadan bir kesiti sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Anadolu, ilk uygarlıkların ortaya çıktığı bir yer ve biz Anadolu'da yaşıyoruz. Bu topraklar çeşitli uygarlıkların kurulup geliştiği bir alan üzerindedir. Bu topraklarda kurulan devletlerin hemen hepsi dünyanın önemli olaylarında belirleyici olmuştur. Hitit, Lidya, Roma, Selçuklu, Osmanlı Devleti bunlar arasındadır. Bu topraklarda yaşayıp da yeterince etkin ve öncü rol oynayamayan devlet sadece biziz. Kuşkusuz, uygarlıkları yaratan topraklar değil, kültürümüzdür.
Bu, bilinen bir gerçekliktir. Dolayısıyla Türkiye'nin kendisinden önce gelenler gibi, bir süper devlet olmaması için her türlü çirkin girişim, entrika, terör, kriz... yaşatılıp duruyoruz. Bunlar, bize özellikle Batılı "dostlarımız” ve yerli işbirlikçileri tarafından yaşatılmaktadır. Cumhuriyet, sağlam temellerine rağmen ciddi tehditler altındadır.
Bir ülkenin geleceğinde eğitim önemli bir belirleyicidir. Eğitim geleceğin toplumunu hazırlar. Eğitimine sahip çıkmayan, yeterli kaynağı ayırmayan, üstelik eğitimden tasarruf yapan toplumların geleceğe güvenle bakmaya hakları yoktur. Sorun sadece kaynak ayırma sorunu da değildir. Toplum, "nasıl bir insan tipi yetiştirileceğini” belirlemeli ve eğitim sisteminin o insan tipinin yetişip yetişmediğini izlemelidir.
Millî eğitimin amaçları ve ders kitaplarına bakıldığında ulusal konular ve Atatürkçülüğün dikkate alındığını sanırsınız. Kitaplarda Atatürk'le ilgili epeyce yazı ve şiir vardır. Oysa giderek bir mankurtlar toplumu oluyoruz. Mankurtlaştırılamayanları yetiştirmek eğitimin görevi ise bu kadar mankurt nereden ve nasıl çıktı? Acaba kendimizi mi kandırıyoruz?
Türkiye yine çok cepheli bir ateş altında. Sürekli tehdit ve taciz altında tutuluyoruz. Ulusal reflekslerimiz yavaşlatılmak ve ulusal direncimiz kırılmak isteniyor. Bir şey yapmak için tehditlerin neler olduğunu bilmeliyiz. Bilirsek, önlemimizi alırız. Önce görmek ve tanımak gerekir. Görünen o ki, mankurtlaştırılıyoruz!
Ne Oldu Bize?
Şeref ayak altında haysiyet bitmiş,
Bizler böyle değildik ne oldu bize?
En şerefli varlık yok canavar yutmuş,
Bizler böyle değildik ne oldu bize?
Ar lağımlara düşmüş pislik akıyor,
Sözler hayasızca hep kötü kokuyor,
Gözler fuhuş çanağı sinsi bakıyor,
Ahlak bunlar değildi ne oldu bize?
Kadın eri kandırır erkek kadını,
Dilden düşürmez asla Allah adını,
Utanmadan konuşur zikir yadını,
Kur'an bunu demedi ne oldu bize?
Haysiyet cellat olmuş kelle vuruyor,
Aileler parçalı ruhça eriyor,
Çocuklar da sahipsiz şerre varıyor,
Dünler böyle değildi ne oldu bize?
Bir gayyaya düştük ki çıkamıyoruz,
Tövbe nehriyle benlik yıkamıyoruz,
Rahmani meş'aleyi yakamıyoruz,
Sapkınlık yolları hep yol oldu bize!
Büyüklerini bilmez edepten uzak,
Şeytanın kumpasları ayrı bir tuzak,
Olandan ders almadık bittik ne yazık,
Edep bunlar değildi ne oldu bize?
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER
TASALANMAK DA SEVİNMEK DE SİZİN ELİNİZDE