Konyaspor İstediğini Aldı
İMSAK “İ”LERİMİZİN 4. SÜ
Şubat ayı enflasyon verileri merkez bankasının faiz indirim kararını kolaylaştıracak
YAŞA ONU
Şeytanı Ne Davet Eder?
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
BEREKET, HUZUR, UMUT...
TERÖR VE TERÖRİZM
DOLDURUŞA GELEN, UKRAYNA GİBİ OLUR.
SURİYEYİ BEKLEYEN TEHLİKELER
28 ŞUBAT POST MODERN DARBESİNİ UNUTMAYACAĞIZ VE UNUTTURMAYACAĞIZ!
Ortadoğu’da Yeni Oyun: Silahla Olmadı, Parayla Dene
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Eğitim de denetim de şart
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Günümüz Türkiye'sinin sınırlarının çizildiği 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'nın 90. yıldönümünde antlaşmanın şartları hala tartışma konusu.
Kurtuluş Savaşı'ndan galip olarak çıkan Türkiye, savaş sonunda itilaf devletleri ile barış antlaşmasının imzalanması için İsviçre'nin Lozan kentinde bir araya geldi.
Türkiye'yi Dışişleri Bakanı İsmet İnönü başkanlığında Sosyal Güvenlik Bakanı Rıza Nur ve Trabzon Milletvekili Hasan Saka'dan oluşan bir heyet temsil etti. İnönü başkanlığındaki heyetin, savaştan galip ayrılmamıza rağmen verdiği tavizler ve gösterdiği diplomasi zaafları nedeniyle kaybettiğimiz önemli topraklar ile ekonomik kayıplar, verdik.
Lozan Antlaşması çerçevesinde Misak-ı Mili sınırları içindeki Musul, Kerkük ve Süleymaniye İngilizlere, Hatay ise Fransızlara bırakıldı. Bunun yanında 12 ada İtalyanlara, İmroz, Bozcaada ve Tavşanlı adaları dışındaki bütün Ege adaları Yunanistan'a, 1571'den beri Türklere ait olan Kıbrıs ise İngiltere'ye verildi.
Mustafa Kemal Paşa, ilk defa 1 Mayıs 1920'deki Meclis konuşmasında ve son defa 30 Ocak 1923 tarihli açıklamasında olmak üzere, çeşitli beyanlarında Musul vilayetini dahil ederek Misak-ı Milli sınırlarını tanımladı:
"Bu hudut İskenderun körfezinin güneyinden, Antakya'dan, Halep ile Katma istasyonu arasında Carablus köprüsünün güneyinde Fırat nehrine ulaşır. Oradan Deyrizor'a iner, oradan doğuya uzatılarak Musul, Kerkük ve Süleymaniye'yi içine alır."
4 Şubat 1923, pazar akşamüstü; Lozan'da görüşmeler çıkmaza girmiş, barış konferansı kesintiye uğramıştır. Görüşmeler sırasında İngiltere, Fransa ve İtalya'ya büyük tavizler veren İsmet Paşa, kaldığı otelin lobisinde Türk ve yabancı gazetecilere düzenlediği basın toplantısında diyor ki:
"Büyük fedakârlıklar yaptım, her şeyi kabul ettim..."
Orada bulunan gazeteci Ali Naci Karacan'ın "Lozan" adlı kitabının 191. sayfasında, İsmet Paşa şöyle demektedir;
“20 Kasım 1922'de Lozan'da masaya oturduğumuzda arkamızda büyük bir Milli Mücadele zaferi vardı. Adaların hiç olmazsa bize yakın olanlarını niye almadık? Kıbrıs'ı niye almadık? Boğazlar'ın yönetimini neden uluslararası komisyona bıraktık? Niye laik bir medeni kanun yapacağımızı Lozan'da söyledik?.. Böyle birçok soru... İsmet Paşa Lozan'da müttefiklerin istediği "her şeyi kabul" etmişti.
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Enver Duran, 24 Temmuz 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması'nın süresinin 100 yıl olduğunu öne sürerek, '2023 diye dilimizde pelesenk oldu, ama bu antlaşma 2023 yılında bitiyor. Antlaşma bir imparatorluktan, genç Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun dünyaca onaylanması ve kabul edilmesidir” dedi.
Buna göre, hükümetin; “hedef gösterdiği 2023”te Türkiye’de çok şey değişecek! O vakit, ülke, tam anlamıyla bağımsız hale gelecek! Yer altı kaynaklarını kendisi çıkartıp, işleyecek! Şimdiye kadar ücretsiz geçen yabancı gemiler, artık boğazdan ücretle geçecek!
Bu bakımdan; İstanbul’a yapılan 3. Hava alanı, kanal İstanbul… projelerine karşı çıkanların, Türkiye’nin kalkınmasını istemeyen yabancılar olduğu ortadadır! Lozan anlaşmasının süresinin dolması vesilesiyle her kesimin- hangi siyasi anlayışta olursa olsun- Böylesine büyük bir projeye destek vermesi, milliyetçilik örneğidir. AK PARTİ HÜKÜMETİ’nin 2023 hedefini; “milliyetçiyim” diyen her insanın alkışlaması olmazsa olmaz bir şarttır.
İMSAK “İ”LERİMİZİN 4. SÜ
28 ŞUBAT DEYİNCE!
“İ” LERİMİZ (3)
SEVGİYE AÇILAN KAPILAR VEYA DİLARA
“İ” LERİMİZ (2)
“İ” LERİMİZ
DÜŞÜNCE ÜZERİNE
ALTI ŞUBAT DEPREMİNİN ARDINDAN
ŞİİR MEKTEBİ
O KADAR MI ZOR?