Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Allah, insanlara o kadar çok merhamet ediyor ki! Daha ilk insan yaratılırken; Hak nizam ile müjdeliyor ve bu hak nizamı, önce evladına, sonra diğer insanlara anlatsın diye peygamber yapıyor! Yani hak nizam, başlangıçtan beri vardır ve var olmaya da devam edecektir. Batıl, sonradan ortaya çıkmış, insanlar zamanla şımarmış, Allah’ın nimetlerine, lütuflarına karşı şükürsüz hale gelmiş ve kendi kafalarına göre bir inanç sistemi kurmuş!
Bu yönde azgınlıklar devam edince Allah’ımız, her devirde sevgili kullarından seçtiği insanları peygamber, hak davanın anlatıcısı, savunucusu ve uygulayıcısı olarak göndermiştir! Bu, yaratanın bize merhameti sonucudur. Her an, her zaman ve zeminde merhametini göstermekte, bunun için fırsatlar yaratmakta ve kurtulmamıza vesile kılmaktadır!
Kur’ana baktığımız zaman bütün peygamberlerin ve son peygamber olan sevgililer sevgilisi Hz. Muhammed (SAV)’in hayatları; güzel ahlak, iyi ve yararlı insan, temiz toplumu oluşturmak için birer örnektir. Kıssalar, yalnızca hoşça vakit geçirmek, arkadaş ve dost sohbetlerinde konuşmak, laf olsun diye anlatılmaz. Onlar nasıl bir hayat sürmüş? Ne gibi sıkıntılara göğüs germiş, hangi mücadeleler içinde bulunmuş, dünyaya bakışları nasıldır?... gibi düşüncelere dalıp, hayatımızı bunların hayatı gibi oluşturma gayreti içinde olmak gerektiğidir.
Değilse Kutlu doğum haftalarında, mevlitler okumak, Kur’an tilavet etmek, siyerden örnekler anlatmak, ağlamak, sızlamak… önemli değil! Tabii ki, bunlara da ihtiyaç var, ancak mesele bununla bitmiyor, asıl mesele yeni başlıyor!
CAN İÇİNDE CAN
Hayat büyüsünü bozan,
Ölüm gizemini yazan,
Ecel tılsımını çizen,
Can içinde can var...
Kader olgusunun mimarı,
Kaza yazgısının didarı,
Şifacıların tek yarı,
Can içinde can var...
Kalp kabesinin efendisi,
Mana göçünün ta kendisi,
Duyguların nirengisi,
Can içinde can var...
Ateşin güle döndüğü,
Denizin yola döndüğü,
Putların küle döndüğü,
Can içinde can var...
Akılsıza akıl olan,
Yolsuzlara yol bulan,
Garibe kanat kol olan,
Can içinde can var...
DÜŞÜNÜYOR MUSUN?
Unutma asla, açıyor Hakk’ın gülleri,
Yenmiş ekine çevrilir Ebrehe’nin filleri!
Hak; pörsümez, eskimez gerçek,
Batıl onun yanında mutlak sönecek!
Firavunlar olsa da üzülme sen,
Azimli ol, Nur’u savun, Vahye güven.
Tarihler var ki, ne zalimler türetti!
Hakk’a direnmeye bu ne biçim cüretti(!) ?
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET