PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
Kurban gündeme geldiği zaman aklıma; Hz. Hacer, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail gelir. Her konferansımda, her söyleşimde, her dost görüşmelerinde ve şiirlerimde bu konuları işlerim. "Hz. İbrahim'in Evrensel Mesajları” kitabımda bu konuyu detaylı olarak anlatmaktayım.
Kurban; samimiyettir. Kurban teslimiyet. Kurban yakınlık, kurban inancın zirvede oluşu. Hz. İbrahim'in, Allah'a olan sadakati, Hz. İsmail'in, babasına itaat ve teslimiyeti. Kurbanı yalnızca bir hayvanı boğazlamaktan ibaret değil. Kurban, büyük bir imtihandır. İmanın zirvede oluşu şu demek;
Hz. İbrahim gördüğü rüyasına sadık kalarak, en sevdiği oğlunu, canını bıçak altına yatırıyor! Bu konuda bir an olsun tereddüt etmiyor. Hz. İsmail de, şüpheye, korkuya kapılmadan babasının bu emrini uygulaması için bıçak alrına yatıyor. Bu, sözün bittiği yerdir. Burada kelam durur, diller lal olur. Bu zor imtihanı başarmıştır. Tabii evladın kurban edilme olayı bir semboldür. Sembol de olsa, oğluna bunu anlatması, anlatabilmesi, hiç "ama ve fakat”lara girmeden; "Bu, bana Allah'ın emri” diyerek yaratana teslim oluşunu başka türlü izah mümkün değildir.
Kurban Olunca!
Ezelden ebedi çizen yolcular,
Ruh iklimlerinde gezen yolcular,
Şeytan oyununu bozan yolcular,
Hakikati görür kurban olunca!
Nefsini öldüren halis kul olur,
Dünyaları yakan ateş gül olur,
Hasretin gözyaşı akar göl olur,
Umuduna erer kurban olunca!
İbrahim'ce kalan Rabbin izinde,
Halilullah olan mana özünde,
İsmail'i bulan gerçek sözünde,
Merhametle sarar kurban olunca!
Hacer'ler misali coşan cananlar,
Safa'da Merve'de koşan cananlar,
Özlem vuslatını aşan cananlar,
Yavrusunu arar kurban olunca!
Ensar Olamadık!
Ensar muhacirle, nasıl kardeşti?
Hepsi gerçek dosttu, akrandı eşti.
Elleri değil de, ruhlar birleşti,
Biz hala bir Ensar, olamadık ki!
"Müslümanlar kardeş”, der Kur'an'ımız,
"En güzelini ser”, der Furkan'ımız,
"Varın yoğunu ver”, der Rahman'ımız,
Biz hala Kur'an'la, dolamadık ki!
Mümini döveriz, dine söveriz,
Batıla; "gel, gel” der, Hakkı kovarız,
Helale hiç bakmaz, haram geveriz,
Samimi Müslüman, kalamadık ki!
İnançlar kâğıtta, uygulanma yok,
Gözyaşı ağıtta, duygulanma yok,
Gerçeğe bakıp da, sorgulanma yok,
Hakikati asla, bulamadık ki!
Nebiyi dinledik, ashabı da hep,
Tâbi'yi dinledik, ahbabı da hep,
"Veli”yi belledik, erbabı da hep,
Hiç birisinden ders, alamadık ki!PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ