KUR’ANCA TEFEKKÜR

Her halde bundan sonra; pandemiden önce, Pandemiden sonra –M.Ö, M. S. Der gibi- diye başlayacağız yazılarımıza ve konuşmalarımıza.

Kovid-19 salgınından önce Buhari Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde öğrencilerle çok söyleşi yaptım. Her halde sayısı beş veya altı olmuştur. Son yaptığım söyleşide; "KUR'ANCA TEFEKKÜR” konusunu anlatmıştım. Şöyle demiştim;

Tefekkür Nedir?

Tefekkür, ‘düşünmek' demektir. Herhangi bir konuda derin düşünerek onun şuuruna varmaktır.

Tefekkür insana mahsus bir özelliktir ve bu yüzden insanı diğer mahluklardan ayıran en önemli özellik de yine tefekkürdür.

İslâmiyet'te düşünmek çok önemlidir. Kullar zikrin kemaline ermek istiyorlarsa, dünyada ve kâinatta sergilenen ilahi kudret tecellileri üzerine derin bir şekilde tefekkür etmelidirler.

Selim bir akıl ve kalple tefekkür eden bir Mümin için; kâinatta sergilenen ilâhî kudret kanıtlarının her biri feyz alınacak, hayret edilecek ve ibret alınacak şeylerdir.

İbret almak için bakan Müslüman, insanın yaratılış safhalarını, vücudundaki benzersiz sistemleri, çevresindeki diğer canlıları, yeryüzünü, gökyüzünü, atomun moleküllerini, Güneş Sistemini ve en minik detaydan en büyük fezaya kadar daha birçok şeyin üzerine tefekkür eder ve baktığı her şeyde Allah'ın (c.c.) kudretini görebilir.

İnsanoğlunun idrakinin sınırlarını zorlayan sonsuz yaratılış ve nimet üzerine tefekkür etmek, Allah'ın (c.c.) yarattıklarını düşünmek, sevaplarını ve günahlarını düşünmek, azaplarını ve mükafatlarını düşünmek, akıl ile doğruyu düşünmek, tefekkürün gerekliliklerindendir.

Bir Müslüman hayatın her alanına her an tefekkür ile yaklaşmalı, tefekkür etmeyi de ona sağlayanın yine Allah (c.c.) olduğunu unutmadan şükür ile yaşamalıdır.

Tefekküre ihtiyacımız var. Hadiselere ibret nazarıyla bakıp bir sonuç çıkarması, her olayın yaratıcısının Rabbimiz olduğunu bilince, hayat tarzımız değişiyor. Bir başka bakıyoruz insanlara, olaylara, tabiata...

 

Namazlarımız daha anlamlı oluyor, aile sohbetlerimizin içi doluyor, birbirimizi daha çok anlamaya çalışıyoruz, müsamahayı (Hoşgörü veya tolerans) daha fazla kullanır olduk. Çok yumuşak tabiata sahip birer fert durumuna geldik.

 

Nuh tufanı, Lut kavminin, homoseksüel ilişkileri sonunda yerin dibine batması, Firavun ve Firavun zihniyetlerin, insanlara zulmü sonucunda denizde boğulup sulara gark olması, Allah'ın varlık ve birliğini inkar eden, onun idaresi altındaki dünyayı, evreni kafasına göre dizayn etmeye çalışan, "Allah dünyaya karışmasın, o, ahiret işine baksın” diyerek edepsizce, hadsizce tavır sergileyenler, dünyevi gücün her şey olduğu vehmine kapılanların akıllarını başlarına alması gerektiğini anlatır Kur'an'ımız. Yaşadığımız bu hengame onu açık ve net olarak gösteriyor.

 

"Doğrudan Kur'andan alarak ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm'ı” (M.Akif Ersoy)

Kur'an; sakınanlar ve arınanlar için bir yol göstericidir.

Kur'an;

İnancı düzeltmek, ahlakı güzelleştirmek, dünya hayatını düzene koymak, ilahi irade, rıza ve düzene uygun bir dünya hayatından sonra ebedi mutluluklarını kazandırmak için gönderildi.

Kur'an'ın; "belhum adal” dediği; "hayvanlardan daha aşağı” duruma düşmemek, Kur'an'la yaşamakla mümkündür. Kur'an'la yaşamak, aynı zamanda Kur'an'la İletişim kurmaktır.

 

 

Tefekkür

 

İnsana Allah'ı anlatan mahal,

İflastan idrake çıkar tefekkür,

Fikirsiz malumat hastalıklı hal,

Batılı Hak sözle yıkar tefekkür!

 

İnsan-ı kâmile açılan kapı,

Tevhit tuğlasıyla örülen yapı,

Sevginin meşkiyle girilen yapı,

İnsanlık çivisi çakar tefekkür!

 

Tüm karanlıkları nura gark eder,

Cehil kapısını ilme berk eder,

İmanın tadını böyle fark eder,

Aydınlık ateşi yakar tefekkür!

Yazarın Diğer Yazıları