PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Rabbimiz, tarih boyu olan olayları peygamberlerine ve dolayısıyla bizlere değişik türde kıssalarla anlatır. Baktığımız zaman bu kıssalar, aslı "tevhit” olan, birliği temin eden ana konulara karşı gelip, dünyayı kana, gözyaşına, teröre, anarşiye, fitneye, kural ihlaline sebep olan kavimlerin ve sapkın insanların başına gelen felaketlerden bizim dersler çıkarmamıza yardım eder. Bunun için sık sık tefekkürü, aklı çalıştırmayı, düşünmeyi öne alır.
Tevhit her ne kadar Allah'ın; varlığına, birliğine, eşi ve benzeri olmadığına inanmak ise de, bunun topluma yansımasını tasavvuf erbabı; "vahdet-i vücut (Varlığın birliği)” olarak anlatır. Allah'ı asıl ve baki, diğerlerini fani diye niteler. Evet gerçekten de öyle değil mi? Hz. Âdem'den bu güne kadar ne kadar peygamber, ne kadar veli, ne kadar din büyüğü, ne kadar mal mülk sahibi, makam sahibi gelip geçmiştir.
Yine tarihin başlangıcından günümüze kadar tevhit akidesini bozmaya, toplumu ifsat etmeye, huzuru kaçırmaya yönelen; Dermesil'ler, Nemrut'lar, Firavun'lar, Haman'lar, Şeddad'lar, Ebrehe'ler, Ebu Cehil'ler, şeytanın uşakları…dünyalarını değiştirmiş, her birisi çeşitli felaketlere uğrayıp, Allah'ın gazabını hak etmişlerdir.
Şunu aklımızdan asla çıkarmayalım; zulüm payidar olmaz. Zalimlerin zulmü, kendilerini yerle bir eder. Dün böyleydi, bu gün, yarın ve kıyamete kadar da böyle olacaktır.
"Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste”, "mazlumun ahı, tahttan indirir şahı” denir. Huzur içinde bir dünya istiyorsak yaşarken; "İyi insan, iyi devlet başkanı” dediğimiz gibi, öldükten sonra da aynı güzel ifadelere mazhar olunmalıdır. Bu ahlak ilkelerine uymak elimizde. Bakınız Türkiye'de darbe yapanların hiç birisinin esamisi okunuyor mu? İslam'a, değer yargılarına, kutsallara saldırı yapanların iyi olarak hatırlandığını duydunuz mu?
Hasta Eyleme ya Rab!
İnsana vefasız Hakka duasız,
Ruhumuzu hasta eyleme ya Rab,
Seciyesi düşük ahlaksız arsız,
Ruhumuzu hasta eyleme ya Rab!
Nifaka daldırıp şükürsüz kılma,
İmanı soldurup zikirsiz kılma,
Tefekkür öldürüp fikirsiz kılma,
Ruhumuzu hasta eyleme ya Rab!
Manamızın medarı iftiharı,
Eşrefi mahlukat canın mimarı,
İnsan-ı Kâmilin zor imtihanı,
Ruhumuzu hasta eyle ya Rab!
Kendini duymayan çapsız insanlar,
Allah'ı bilmeyen hadsiz insanlar,
Nefsi ilah bilen tatsız insanlar,
Ruhumuzu hasta eyleme ya Rab!
Eneler nefisler Rab olamazlar,
"La”lar yok olur "İlla” bulamazlar,
Esfele düşer Hakta kalamazlar,
Ruhumuzu hasta eyleme ya Rab!
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER