ABD ve Asya borsaları allak bullak
BOYKOT
SİYASET GERİLİM DEĞİL, ÇÖZÜM ÜRETMELİDİR.
RAMAZANDA KAZANDIĞIMIZ GÜZEL ALIŞKANLIKLARI HAYATIMIZIN TAMAMINA HÂKİM KILMALIYIZ
KONYADA TRAFİK
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Biri cumhurbaşkanına söylesin, Konya’yı kaybediyoruz
Kime Konuşuyoruz/Yazıyoruz?
Güzel Günler Birlikte Mümkün
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Gençleri mehdi mi kurtaracak?
DESTİMÂL
Destansı Galibiyet
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
İnsan, Allah’ın takdir ettiği; “irade-i cüziye” ile çok şey yapacak güce sahiptir! Bu, şu anlama gelir; dünyevi işlerde Allah’ın yasaklarını çiğnememek, İlahi yasalara aykırı tutum ve davranış sergilememek şartıyla her şeyi yapabilirsin demektir.
“Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” hatırlatması, aynı zamanda bir uyarıdır. Kur’anın; trafik işaret levhaları kabilinden olan ikaz ve uyarıları, bizim, doğru dürüst ve adam gibi bir hayat sürmemize vesiledir! Onun için Kur’an hayat kitabıdır. Bu yüzden Kur’an, ölülere indirilmemiştir. Bu sebepten dolayı Kur’an, mezarlıkta okunmak için indirilmemiştir!
Bize hayat iksiri olan, yolumuzu aydınlatan ve doğru iş yapmamıza sebep teşkil eden birkaç örnek;
“Borçlandığınız zaman yazın, bir de şahit tutun”. Bu ilkeyi her birimiz uyguladığımızda, hiç kimse, mağdur olmaz, hak yenmez, arkadaşlıklar ve dostluklar sıfırlanmaz! “peygamber pazarlığı” diyerek, hiç yazmadan, kayıt altına almadan, şahit ortaya koymadan alışverişin neresi Kur’anî? Neresi İslamî? “bana güvenmiyor musun? Baksana, sana yemin ediyorum, söz veriyorum…” gibi ifadeler, havada kalıyor, suya yazı yazmaya benziyor. İnsanlar ölümlüdür. Kur’an, işi garantiye almamızı istiyor! Hangi iş olursa olsun, ne yaparsak yapalım, borçlanma varsa yazılmalıdır.
Yıllarca önce bir işveren, iş ortaklığı yapmak için bir arkadaşına teklif götürüyor. Teklifi alan insan, bahçeli evini sermaye olarak ortaya koyuyor! İşverene olan güvenden dolayı yazmıyorlar, kayıt altına almıyorlar! Aradan yıllar geçiyor. İşverenin oğlu, ortakla tartışıyor, kavga ediyor, onları dükkândan kovuyor! Zamanında ortaklığı ve ortaya konan sermayeyi yazmadıkları için hiçbir hak iddia edemiyorlar! Yani hakları gasp ediliyor! Güvendikleri işveren, oğlundan yana tavır koyuyor! Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ortaklık yapılan; ister kardeş, ister evlat, isterse eş olsun… mutlaka yazılmalı ve Kur’anî ilke işletilmelidir. Kur’anî ilke, insanî ilkedir.
“Niçin Yapmadığınızı söylersiniz? Bir şey hakkında söz veririz, herhangi bir konuda vaade bulunuruz…en çok yalan da bu hususta devreye girer! Allah, insana yapamayacağı yük yüklememiştir. Bizim başımıza da vuran yok. Eğer söz vermişsek-ki söz vermek, bir çeşit emanettir- insanın değeri ve ayarı, verdiği sözü tutup tutmamakla belli olur. O bakımdan siyasilerin hesabı çetindir.
Sevgili peygamberimiz; “münafığın alameti üçtür; konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz ve emanete ihanet eder.” Diyerek, bizleri uyarmakta, ağzımızdan çıkan sözlerin mutlaka yerine getirilmesini istemektedir.
Bu, en çok işverenle, yanlarında çalıştırdıkları işçiler arasında olmaktadır! İşçi; ekmek parası kazanmak, aile nafakasını temin etmek için çalışmak zorundadır. Dolayısıyla sigortalı olmak da en tabii hakkıdır. Bu, aynı zamanda insanî ve islamî bir görevdir. İşe alırken; “sgk+yemek+servis.. vaadlerini verip, işe girdikten sonra asgari ücretin altında ve SGK yapmamak, çok kısa çalıştırıp, tazminat ödememek için çeşitli ayak oyunları oynamak da, “emanete ihanettir!” zira yanımızda çalışanlar bize birer emanettir. Sevgili peygamberimiz; “yanınızda çalıştırdıklarınıza; yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onları kendi çocuklarınız gibi görün…” hatırlatmasını neden unutalım? Veya niçin unutuyoruz?
Bu olumsuzluklar, sadece işçi-işveren arasında cereyan etmiyor! Herkesi, her kesimi, her insanı ilgilendiriyor! “empati” kurmazsak, hayatımız zehir olur. Kendimizi başkalarının yerine koymazsak, insanî ilişkilerimizi düzene sokamayız. O vakit, küslükler, kavgalar, düşmanlıklar, kindarlıklar, kırgınlıklar, sılayı rahimlerin kesilmesi… olasıdır!
Bugün; bayramların tadı neden kaçtı? Neden birbirimize ters bakıyoruz? Niçin; “pire için yorgan yakıyoruz?” sanıyorsunuz; Kur’an ilkelerini hayatımızdan çıkardığımız, Kur’anı öldürdüğümüz için!...
BOYKOT
BİR BAYRAM BÖYLE GEÇTİ
OLAYLARA ŞİİRLERİMLE CEVAP
YAZARLAR İFTARDA BULUŞTU
İNSANA SADAKAT YAKIŞIR
ÇANAKKALE RUHU; ANADOLU İRFANIDIR
HEPİMİZE YETECEK KADAR YER VAR DÜNYADA
BUHARİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ’NDE İFTAR
İSTİKLAL MÜCADELEMİZ!
İMAM HATİPLERİMİZ