KUR’AN İLKELERİ, DÜNYAYI BARIŞA GÖTÜRÜR!

İnançsız beşeri sistemler insana huzur vermez. Bugün dünyadaki kaosun sebebi budur. Modernizm; Allah'ı devre dışı bırkmak için çareler arıyor ama sonuç alamıyor. Dünyanın kan gölünde çevrilmesinin altında Ateizm ve Allahsız sistemler yatmaktadır.  

Kur'an ilkelerine sahip olmak ne Arap hayranlığıdır, ne bir partiye yamanmaktır. Bu ilkeler, herkese lazım olan, olmazsa olmaz prensiplerdir yani hayat veren prensiplerdendir. İster benimsensin, ister benimsenmesin kesinlikle doğduğumuz andan, öldüğümüz ana kadar hatta öldükten sonra da Allah ile başbaşayız.  

Onun için:

 

"Ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et” denir. Dünyamızın cennet olması, barış içinde, huzurlu bir hayat yaşamaksa muradımız, Tevhit inancına yani Allah'ın talimatları istikametinde gitmeye mecburuz. Dünya, İslam'a yöneldiği zaman kurt ile kuzu yan yana gezer. Tarihte bunun örnekleri çoktur.  

 "Doğrudan Kur'andan alarak ilhamı,

Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm'ı”

(M.Akif Ersoy)

"Müslüman'ım”, "İnanıyorum” demek yetmiyor. Eylem, hareket, fiil, iş ve aksiyon gerekmektedir. Müslüman aksiyon adamıdır. Kur'an, aksiyoner olmayı istiyor. Şems-i Tebrizi'nin Evrensel Mesajları isimli kitabımda da belirttiğim gibi bizleri titreten, kendimize gelmemize vesile olan, hayatımıza anlam katan şu önemli tavsiyelere kulak verelim:  

Alah'ı tanıdığınızı iddia ediyor, fakat ona olan borcunuzu vermiyorsunuz. Bu borcu, fakir ve muhtaçlara ihsanda bulunarak ödeyin.

Kur'an-ı Kerim'i okuyorsunuz fakat hüküm ve kurallarından haberiniz yok. Okuduklarınızı uygulayın.

Şeytanın, düşmanınız olduğunu iddia ediyor, fakat ona itaat ediyorsunuz. Onun tekliflerini geri çevirin.

Kendinizi Muhammed (SAV) ümmetinden sayıyor, fakat sünnetini uygulamaya çalışmıyorsunuz.

Cennete girmek istediğinizi söylüyor, fakat ona girmek için gerekli hiçbir ameli işlemiyorsunuz.

Ateşten kurtulmak istiyor, fakat günahlarınızı ve kötü amellerinizle kendinizi durmadan ona doğru sürüklüyorsunuz.

Ölümün herkese geldiğini biliyor, fakat ona hiçbir hazırlıkta bulunmuyorsunuz.

Bütün din kardeşlerinizin kusurlarını görüyor, fakat kendi kusurlarınızı görmüyorsunuz.

Allah'tan gelen bütün nimetleri şükretmeden yiyor ve kullanıyor, fakat O'na olan minnettarlığınızı size verdiği nimetlerden muhtaçlara tasadduk ederek göstermiyorsunuz.

Ölülerinizi, aynı sonun sizin de başınıza geleceğini bile bile, ibret almadan, gömüyorsunuz.

Müslüman; aklı terleyen insandır, aksiyon adamıdır. Kur'an, aksiyoner olmayı ister. Kur'an; Müslümanların ilkeler kitabıdır. Düşünmeye, fikir üretmeye, akıl yormaya yönelik ayetler, "temiz toplum oluşturmak ve adam olma”yı öne çıkaran ilahi fermanlarla doludur.

Müslüman; düşünen, fikir üreten, beyni terleyen, dertli insandır. Toplumun derdi, Müslümanın derdidir. Toplumla ilgilenmeyen, olumsuzluklara ses çıkarmayan, olumlu olaylara ilgisiz kalan, bana neci tavırlar… müslümana yakışmaz. Kur'an, mıymıntı Müslüman istemez. İnceleyin peygamberlerin hayatını; hiçbirisi bir köşeye çekilip toplum meselelerine ilgisiz kalmamışlardır.

Kur'an; insanı inşa eder. Bu,

"Ne olursan ol gel,

İster kâfir, ister putperest,

İster yüzbin kere tövbeni bozsan da yine gel,

Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir.”  İlkesine uygun bir hayat çizgisi içinde olmayı öğütler.

 

 

Ensar Olamadık!

 

Ensar muhacirle, nasıl kardeşti?

Hepsi gerçek dosttu, akrandı eşti.

Elleri değil, ruhları birleşti,

Biz hala bir Ensar, olamadık ki!

 

"Müslümanlar kardeş”, der Kur'an'ımız,

"En güzelini ser”, der Furkan'ımız,

"Varın yoğunu ver”, der Rahman'ımız,

Biz hala Kur'an'la, dolamadık ki!

 

Mümini döveriz, dine söveriz,

Batıla; "gel, gel” der, Hakkı kovarız,

Helale hiç bakmaz, haram geveriz,

Samimi Müslüman, kalamadık ki!

 

İnançlar kâğıtta, uygulanma yok,

Gözyaşı ağıtta, duygulanma yok,

Gerçeğe bakıp da, sorgulanma yok,

Hakikati asla, bulamadık ki!

 

Nebiyi dinledik, ashabı da hep,

Tâbi'yi dinledik, ahbabı da hep,

"Veli”yi belledik, erbabı da hep,

Hiç birisinden ders, alamadık ki!


Yazarın Diğer Yazıları