Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
İnsan; ailesinden, anne, baba ve hocalarından, çevresinden etkilenir. Bu etkilenme; kitaplar, sohbetler, öğütler ve yolculuklar… şeklinde kendini gösterir. İcabında bir söz, insanın hayatında değişiklik yapar. Öyle zaman olur ki; beden dili dediğimiz davranış, hal ve hareket, bin sözden daha hayırlı durumdadır.
O bakımdan Mevlana'yı; annesi, babası, hocaları, kitaplar ve çevresi etki altına almış ve Mevlana, o zaman Mevlana olmuştur.
Bu yönüyle Kur'an, en büyük etkileme gücüne sahip ilahi bir mesajdır. Kur'an'ı okuyup da, etkilenmeyen, onun mesajlarıyla hayatı değişmeyen insan yoktur. Tabii bu etkilenme; kendini o mesajın sihirli ifadelerine kaptırma, ilahi kelama önem vermekle olur. Değilse "Tevrat'la yükümlü tutulup da amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah'ın ayetlerini inkâr eden topluluğun hali ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Cuma/ 5) diye buyuran ilahi mesaja uygun olmuş olur.
Mevlana'ya atfedilen, aslında İranlı şair; Ebu Said Ebu'l Hayr'a ait olan;
"Gel, ne olursan ol, yine gel.
Kâfir, Mecusi, putperest olsan da gel,
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da gel.”
Sözünde; gel ama geldiğin gibi kalma. Bozuk gelirsen buradan düzgün çıkarsın. Bal peteğine giren bir sinek nasıl bal olursa sen de; İslâm'ın huzur, mutluluk, sevgi diyarına girersen değişime uğrarsın anlamı vardır.
Değişim; yanlıştan, zarardan, kötülükten, yanlıştan, eski alışkanlıklardan, günahtan…uzaklaşıp, yepyeni hale gelmek. Her değişim, bir dönüşümdür. Her canlı hayatı süresince değişime tabidir. Fikirde değişim, anlayışta değişim, inanç kabul edilen uygulamalarda değişim…
Değişimler; yenilenmeye kapı açar. Daha istikrarlı, daha dinamik, daha zinde olmayı sağlar. Değişim, kalp huzuru verir, sağlıklı, güvenli bir hayat sürmeye yol açar.
Tevbe, pişmanlık, dua, istiğfar… değişime girmek için en etkin yöntemdir. Günahtan arınmak için yapılan dualar, pişmanlıktan dolayı dökülen gözyaşları, Allah'ın hoşuna gitmeyen işler nedeniyle secdeye kapanmak…hepsi insanı inşa eden, insana insanlık kapılarını açan birer inşa taşlarıdır.
Hz.Âdem ile Hz. Havva, şeytanın aldatması sebebiyle Cennet'ten çıkarılmışlar, her birisi birbirinden mesafelerce uzak yerlere indirilmişlerdi. Günlerce, aylarca dua ettiler, gözyaşı döktüler, yaptıklarına pişman oldular. Şu sözlerle değişime, dönüşüme girdiler;
"Rabbimiz! Biz nefsimize kötülük ettik. Eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan, hüsrana uğrayanlardan oluruz!” bu güzel sözler sonucunda yaratanımız, her ikisini de Arafat'ta bir araya getirdi. Bu değişimde samimiyet vardı. Her samimi hareket değişime vesiledir.
Hz. Yunus da pişmanlığını şu sözlerle dile getirdi:
"Senden başka ilah yoktur. Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Ben zalimlerden oldum.”
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET